Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
14.11.2024

25.04.2021

Yaraları sarmak ve reformlar

Geçen sürede sosyal anlamda etkileşime çare bulunamadığından olsa gerek ekonomide istenen toparlanma bir türlü sağlanamadı. İşte o nedenledir ki salgın tamamen kontrol altına alınıncaya kadar reformlar ve ekonomik önlem paketlerinin devam etmesi iş dünyas

Tüm dünyayı etkileyen pandemi salgını ikinci yılına girdi. Salgının kendini iyice hissettirmeye günlerden itibaren de bir biri ardına çok önemli ekonomik önlemler paketi açıklandı. Ancak geçen sürede sosyal anlamda etkileşime çare bulunamadığından olsa gerek ekonomide istenen toparlanma bir türlü sağlanamadı. İşte o nedenledir ki salgın tamamen kontrol altına alınıncaya kadar reformlar ve ekonomik önlem paketlerinin devam etmesi iş dünyası ve esnafımız açısından büyük önem arz ediyor.

Geçen haftalarda iş dünyasının haklı talebi “kısa çalışma ödeneği devam etsin” şeklinde olmuştu. Bizim de olağanüstü bir duyarlılıkla manşetimize taşıdığımız bu talep nihayet hükümet tarafında kabul gördü ve yanlıştan üç aylığına da olsa dönüldü. İş dünyasının sesi olma misyonuyla çıktığımız yolda Karadeniz Ekonomi Gazetesi olarak geçen hafta da ihracat yapan sanayicinin döviz kurlarından dolayı yaşadığı zorlukları manşete taşıdık. Bu hafta ise pandemide en çok zarar gören ve iflasın eşiğine gelmiş olan yeme-içme sektörüne dikkat çekmek istedik. Ülke genelinde esnafın durumu içler açısıdır. Sürecin tamamında en büyük zararı restoran işletmeleri gördü. Yaşanan kayıpların önlenmesi için ilk yapılması gereken sırtlarındaki vergi yükünün azaltılmasıydı. Burada zorlayan bir başka etken de aşılamada krizin iyi yönetilememesi oldu. Hal böyle olunca ortaya çıkan tablo hem ekonomik açıdan hem de sağlık açısından pek parlak değil. Genel olarak ülkemiz açısından gelişmelere baktığımızda bizim gibi ihracatının yüzde 70’i ithalata dayanan ülkelerin dolara olan bağımlılığı süreci daha da zorlaştırıyor. O nedenle bizim çok kısa zamanda üretim ekonomisine geçmemiz gerekiyor.

OSB odaklı yatırımlar

Yatırım ve istihdam aşkına her hafta Anadolu’yu gezerken gördüğümüz tablo bize Organize Sanayi Bölgeleri’ne gerekli kaynakların acilen aktarılarak üretime geçilmesi gerektiğini gösteriyor. Kamulaştırma çalışmalarına hız verilerek sağlam bir altyapı ile daha hızlı üretebiliriz. Özellikle pandemi döneminde başta siyasiler olmak üzere valiler ve belediye başkanlarının yönettikleri illerdeki dinamikleri canlı tutup OSB odaklı yatırımlara yönelinmesini sağlamak olmalıdır.

Karadeniz-Akdeniz Otoyolu’nda mutlu sona doğru

Ülkemizin kuzeyinden güneyine 50’den fazla ilin doğrudan veya dolaylı olarak ekonomisini canlandıracak, ihracat ve ithalatına büyük katkı sağlamayacak olan ve eski adı Dereyolu olan Karadeniz-Akdeniz yolu projesinde sona geliniyor. 800 kilometrelik bu yol önce önemli bir zaman ve yakıt tasarrufu anlamına geliyor. Konforlu ulaşım da cabası… Dünden bugüne projenin tamamlanmasında büyük emek sahibi olan Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler, Karadeniz-Akdeniz yolu projesini dev bir proje olduğunu hep söyleyegelmiştir. Projenin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı döneminde Topçam başta olmak üzere barajlara ulaşmak için Devlet Su İşleri’nin imkânlarıyla başlattıkları bir çalışma olduğunu anlatan Güler, "Gerçekten çok zor şartlarda doğayla tatlı bir mücadeleye girerek bu tünelleri açtık ve neticesinde dedelerimizin hayali olan bu Dereyolu Projesi, bir şekilde gerçekleşti. Sonra onu diğer yolla birleştirdiğimizde Karadeniz'i Akdeniz'le buluşturan muhteşem bir eser ortaya çıktı” diyerek şu önemli hususların altını çizmişti. Kısaca hatırlayalım:

"Bunun neticesinde çok rahatlıkla Karadeniz'i iç deniz olarak düşünürseniz, Rusya'sından Romanya'sına, Gürcistan'ından Bulgaristan'a, Ukrayna'ya kadar tüm ülkelerin malları çok rahatlıkla Ege'yi dolaşmadan Mersin'den Akdeniz'e inme şansına ulaştı. Yani Ordu ile Mersin arasında en kısa yol olarak bu gerçekleşti. Bunu hatta İskenderun'a kadar da uzatmak mümkün."  Güler, iç kısımdaki illerin denize uzaklığının azalacağına işaret ederek "Mesela Sivas, Kayseri, Ordu üzerinden sahile kavuşmuş oluyor. Düşünün ki yıllar önce Karadeniz'in Akçakoca, Amasra ile Ankara'nın buluşması 4 saatlik bir sürede gerçekleşiyordu. Şimdi aynı şekilde Kayseri, Sivas çok kısa zamanda, 4 saatten daha az bir zaman içinde sahile kavuşmuş olacak." dedi.

Karadeniz Ekonomi Gazetesi olarak Karadeniz-Akdeniz yolu projesinin Ordu’dan Sivas’a kadar olan kısmını yakın zamanda deneyimlemiştik. Geçen hafta da yolun tamamlanması bir hayli zaman alan Ordu-Mesudiye ayağını kullandık. 17 ayrı tünel geçerek mesafeyi bir saate indiren güzergâhta özel çekimler yaptık. Ülkem ve bölgem adına çok mutlu oldum. Karadeniz Bölgesi’nde yaklaşık 25 yıldır ekonomi gazeteciliği yapıyorum… 25 yıldır sanayici ve tüccardan sorunlarını dinliyorum… Bu sorunların en başında navlun maliyeti geliyordu.
Akdeniz’e ürün göndermek, İç Anadolu’dan ürün getirmek hem zaman, hem yakıt, hem uygun araç, hem yolcu taşıma için yüksek maliyet anlamına geliyordu…
Örneğin bir buçuk asırdır düşünülen Dereyolu yıllarca yazıldı, çizildi ve gördüğünüz gibi bitti. Ordu-Sivas arası iki saatte kat edilir oldu. Ordu’dan İskenderun’a en fazla 7 saatte gidilebilecek. Zamanı, yakıtı ve yedek parçayı koyduğunuzda, otoyolun tüm maliyetinin iki yılda çıkacağı anlamına geliyor…  Emeği geçenlerden Allah razı olsun…

HAFTANIN SÖZÜ

“Her başarılı insanın bir planı, her başarısız insanın bir mazereti vardır.”

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi