26.10.2016
Türkiye olarak Fındıkta üstünlüklerimizi korumalıyiz.Fındık sektöründe son yıllarda çok ciddi bir külleme hastalığı baş gösterdi. Bu hastalıkla topyekün tüm paydaşların mücadele etmesi başta;Tarım Bakanlığı Üniversiteler ,ihracatçı birliği, Fındık Tanıtım Grubu ,Ticaret Borsası ve Ziraat odaları büyük bir çaba ve uğraş göstermeleri gerekiyor. Trabzon Ticaret Borsası külleme hastalığı konusunda çok önemli bir çalışma yaptı.Son derece önemli! Şimdi bu güzel toplantıyı ve konuşulanları kısaca hatırlayalım.
-Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Gümrükçüoğlu; Üretimimizin arttırılması tekelimizin sürdürülmesi için gereklidir.
-TTB Yönetim Kurulu Başkanı Köleoğlu; Büyük tehlike ile mücadele parça parça değil, topyekün yapılmalıdır.
-TTB Meclis Başkanı Cirav; Yanlış destekleme fındık verimini düşürmüştür. Üretim artmıyor.
-FTG Başkanı Sevinç; Türk fındığının korunması için üretimin arttırılması şarttır.
-Prof.Dr.Köksal; 30 yıl önce sökümden yanlış şekilde sözümden söz ediyorduk. Şimdi doğruyu yapıp, üretim artışı istiyoruz.
Dünya fındık üretimin büyük kısmını elimizde bulundurduğumuz fındıkta, son yıllarda bahçelerde yaşanan en büyük tehlike olan külleme hastalığı Trabzonda yapılan geniş katılımlı çalıştayda ele alındı.
Trabzon Ticaret Borsası tarafından düzenlenen Fındıkta Külleme Çalıştayının açılışında konuşan Trabzon Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu, Türkiyenin yıllık fındık üretiminin son 10 yılın ortalamasına göre 600 bin ton civarında olduğunu belirterek, Üretim ve ihracat rakamlarında ters orantılı olarak bir gelişme söz konusudur. Son 10 yılın ortalamasında 540 bin ton kabukluya kadar yükselen ihracatta rakamlar üretimin tersini artıyor. Ancak, biz üretimi arttırma konusunda biraz ihmalkar davranıyoruz. Bu büyük tehlike ile mücadele parça parça değil, topyekün yapılmalıdır. Bunun için bu çalıştaydan çıkacak raporu Ankaraya taşıyıp hükümete ileteceğiz. Ondan sonra da gerekenin yapılması için hep birlikte çaba göstereceğiz dedi.
TTB Meclis Başkanı Mehmet Cirav da, son yıllarda özellikle Ziraat Odaları temsilcilerinin fındık az olsun, pahalı olsun mantığı ile hareket edildiğine dikkat çekerek şunları söyledi:
Bu yanlıştır. Bu yanlışın faturasını böyle devam ederse gelecekte çok ağır ödeyeceğiz. Verim ve kalite düşerken basında sürekli fiyatla ilgili açıklamaların yer alması ne kadar yanlış bir alanda bulunduğumuzun resmidir. Dışarıdan talep artarken içeride üretimin düşmesini anlamak mümkün değildir. Buna en büyük etken yanlış destekleme sistemidir. Bu sistem 6 yıl önce başlatıldı. Sonucu ortada. Üretimimiz düştü. Rekolte artışı yok. Bu sistemin yerine ürüne destek verilerek üretimimiz arttırılmalıdır. Üretime destek verirsek, herkes bahçesine özen gösterir, verim ve kalitede yükselir.
Fındık Tanıtım Grubu Başkanı Edip Sevinç de, ihracatçılar olarak üretimle ilgili her türlü projeye destek verdiklerini hatırlatarak şöyle konuştu:
Fındık Araştırma Enstitüsü ile doku kültürü laboratuarı kurmak için çalışıyoruz. Bizim hedefimiz dış satıma paralel olarak üretimimizi arttırmaktır. Türk fındığının korunması, ancak ve ancak üretimin arttırılması ile mümkündür. Siz üretimi arttırmaz iseniz, başkaları devreye girer, giriyor da. Gürcistan da, Şilide, Çinde üretim arttırılmaya çalışılıyor. Bu da bizim tekel olduğumuz fındık piyasasında tehlikede olduğumuzun işaretidir. Fındık fidanımız yok. Bir de Gürcistana fidan gidiyor diyorlar. Biz üretimimizi arttırırsak, rakiplerimiz söker ve tekel halimiz devam eder. Bunun için en büyük tehlikelerden biri olan fındık hastalıkları ile mücadele de yol almalıyız. Külleme başta olmak üzere sıkıntılarımız var. Birde fındık üretimi arttırıp, maliyetleri aşağıya çekersek, piyasalara tam anlamıyla hakim olur, elimize geçiririz. Yine de fındıkta söz sahibi Türkiyedir. Türk üreticisidir. Son söz hep onundur.
Çalıştaya moderatörlük yapan Prof. Dr. İlhami Köksal ise, 30 yıl önce fındık alanların sınırlandırılmasından, hatta sökümünden söz edildiğini hatırlatıp, Ben o dönemde buna hep karşı çıktım. Şimdi bunun doğruluğu anlaşılıyor. Üretimimizi arttırmak için çaba göstermemiz gerektiğini görüyoruz. Bir zamanlar İspanya Türkiye ile rekabet ederdi. Bizim üretim politikalarımız İspanyayı sıfırladı. Şimdi durum değişti. Tehlike büyük. Üretimi mutlaka arttırmamız lazım. Bunu alan genişletme ile değil, verim artışını sağlamayla yapmalıyız dedi.
Çalıştayda daha sonra Ankara Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Fikret Demirci, Prof. Dr. Yeşim Okay, Prof. Dr. Nevzat Arık ile Fındık Araştırma Enstitüsünden Dr. Arzu Sezer konu ile ilgili bildiriler sundular.Trabzon Borsasını böylesine önemli bir konuda toplantı yaptığı için kutluyorum .Yakın gelecekte Fındık sektöründe büyük değişimler olmaya devam edecek.Türkiye olarak üstünlüklerimizi korumalıyız.