2016 yılından bu yana başta fındık olmak üzere, meyve ağaçlarında görülen Halyomorphahalys zararlısı şimdi de orman ağaçlarına yöneldi. Tarım Bakanlığı’nın istilacı böcekler konusunda sonuç alıcı adımlar atması için sunulan projelere destek vermesinin yanı sıra geri dönüşümlerde bulunması tarım alanlarının korunması açısından büyük önem arz etmektedir. Doğu Karadeniz’de 2006 yılında görülmeye başlanan son birkaç yılda giderek artan ve özellikle yaz aylarında ‘Ricania Simulans’ adlı kelebek türü böcek ile birlikte kahverengi pis kokulu Halyomorphahalys böceğinin ormanlık arazilerdeki ağaçlarına yönelmesinin dışında suyunu emdiği diğer bitkiler ve yeşil örtünün kurumasına neden olması ile istilacı böcekler adını alarak vatandaşların kâbusu oldu. Dünyanın en büyük fındık üreticisi olan Türkiye işte bu nedenle fındık dikim sahalarını acilen koruma altına almalı ve bu işi hasarsız atlatılmalıdır. Aslında bölgemizin doğusunda da batısında da bugüne değin önlemler alınmış olmalıydı. Belki bir takım çalışmalar yapıldı ama belli ki yetersiz kaldı. Bu konuda ilk aklımıza gelen Tarım İl Müdürlükleri’nin yaptığı çalışmalara Ziraat Odaları’nın da katkı sunmasıdır. Dolayısıyla ortaya çıkacak sonucun kamuoyu ile paylaşılması da önem taşımaktadır. Paydaşlardan ihracatçı birlikleri konunun hassasiyetine dikkat çekerken Tarım Bakanlığı’nın sorumluluğuna vurgu yapmaktadır. Orman alanlarını saracak boyuta ulaşan bu zararlı böcek tehlikesine karşı ilk reaksiyon Artvin’den geldi. Artvin Orman Bölge Müdürü Sinan Özkaya, Arhavi, Hopa ve Kemalpaşa ilçelerinde, tarım ve orman alanlarında inceleme başlattı. Önce bölgedeki vatandaşların dinleyen Özkaya daha sonra  köy muhtarları ile toplantı yaptı. Toplantıda, bölge müdürlüğü sınırlarında bulunan Arhavi, Hopa, Kemalpaşa, Borçka

ve il merkezinde 2006 yılından itibaren başta çay bitkisi olmak üzere tarım bitkilerine zarar veren Ricania Simulans (Kelebek Böceği) ve 200’den fazla bitkiye zarar veren Halyomporphahalys (kahverengi pis koku böceği)’nin başta fındık olmak üzere meyve ağaçları ve orman ağaçlarına da zarar verdiği tespit edildi. Vatandaşların ve muhtarların talepleri doğrultusunda Bölge Müdürlüğü mücadele amaçlı araştırma çalışmalarının başlayacağı ifade edildi.

Fındıkta Tarihi Ihracat ve TMO 2019 yılında gerçekleştirilen 319 bin 772 ton iç fındık ihracatı karşılığında ülkemiz 2 milyar 28 milyon 727 bin dolar gelir elde etti. İç fındıkta 2012 yılında 300 bin ton ile gerçekleşen rekor ihracat, 2019 yılında yeni bir rekorla geçildi. Kaldı ki Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) depolarında kimine göre 100 bin ton kimine göre de 80 bin ton daha fındık beklerken fındığa şimdiden bu aylarda ihtiyaç duyulması ile son 40-50 yılın en iyi ihracat tablosunu yakalayacağımız kesin görünüyor. Bu durum da yeni bir tartışmanın fitilini ateşleyeceğe benziyor. Şimdi gözler TMO depolarındaki fındığın ne zaman hangi fiyattan satacağına yöneldi. Ofisin alımlardaki başarısını herkes alkışladı. Sonraki süreçte paydaşlarla ülke çıkarlarına yönelik adımların atılması gerekmektedir. Önümüzdeki aylarda bunu daha rahat gözlemleyeceğiz. Çin’e yapılan ihracat her yıl artış gösteriyor. Önümüzdeki 10 yılda Çin’in Almanya ve İtalya kadar fındık alacağının işaretleri var. Tabi çok ihracat için daha çok rekolte gerekiyor. Bunun için de fındıkta verimliliği ve kaliteyi artırmak kadar rekolte istikrarını da dünyaya vaat etmek gerekiyor. Küresel ısınma ve iklim değişikliği her sektörde olduğu gibi fındık sektörünü de doğrudan etkilemektedir. Gerekli önlemleri alarak fındık dikim sahalarında verimi 90 kilodan Avrupa ülkelerinde olduğu gibi 250-300 kilolara ulaştırmalıyız. Son olarak yurt içinde artık 150 bin ton kabuklu fındık tüketimine ulaşmanın mutluluğunu ayrıca yaşıyoruz. Bir de fındığı naturel olarak satmaktansa işleyerek piyasaya sürmenin ülkemize daha fazla döviz girdisi sağlayacağı gerçeğini de unutmamalıyız. Herkese iyi bir hafta dileklerimizle…