Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

Ekim’de üretici ile market arasındaki fiyat farkı 4 buçuk kata çıktı

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ekim ayı üretici ve market arasındaki fiyat değişimlerine ilişkin açıklamada bulundu.

info@karadenizekonomi.com / 2.11.2021

Ekim’de üretici ile market arasındaki fiyat farkı 4 buçuk kata çıktı

Ekim ayında üretici ile market arasındaki farkın 4 buçuk kata yaklaştığını aktaran Bayraktar, “Üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 342,11 ile kuru soğanda yaşandı. Fiyat farkının limonda yüzde 334,40, elmada yüzde 272,57, yeşil fasulyede yüzde 267,71, marulda ise yüzde 237,77 oldu” dedi.

“KURU SOĞAN TÜKETİCİYE 4,4 KAT FAZLA FİYATA SATILIYOR”
Kuru soğan 4,4, limon 4,3, elma ve yeşil fasulye 3,7, marul ise 3,4 kat fazla ile tüketiciye satıldığını vurgulayan Bayraktar, “Üreticide 57 kuruş olan kuru soğan 2 TL 52 kuruşa, 1 TL 25 kuruş olan limon 5 TL 43 kuruşa, 1 TL 75 kuruş olan elma 6 TL 52 kuruşa, 3 TL 50 kuruş olan yeşil fasulye 12 TL 87 kuruşa, 1 TL 88 kuruş olan marul 6 TL 35 kuruşa markette satılıyor. Ekim ayında markette 30, üreticide 15 üründe fiyat artışı; markette 8, üreticide 13 üründe fiyat düşüşü oldu. Üreticide 2 üründe fiyat değişmedi” diye konuştu.

“MARKETTE EN FAZLA PATATESİN FİYATI ARTTI”
Ekim ayında markette fiyatı değişmeyen ürün olmamakla birlikte, market fiyatında en fazla artışın yüzde 34,71 ile patateste görüldüğünü dile getiren Bayraktar, “Patatesteki fiyat artışını yüzde 27,23 ile havuç, 27,00 ile marul (adet), yüzde 26,97 ile ıspanak, yüzde 21,09 ile sivri biber, yüzde 19,64 ile yeşil mercimek, yüzde 19,57 ile kırmızı mercimek, yüzde 19,51 ile domates, yüzde 16,95 ile zeytinyağı, yüzde16,14 ile kuru incir, yüzde 15,69 ile kabak, yüzde15,07 ile kuru soğan, yüzde 13,60 ile toz şeker, yüzde 12,13 ile pirinç, yüzde 10,24 ile nohut takip etti. Markette en fazla fiyat düşüşü ise yüzde 26,82 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 8,95 ile antepfıstığı, yüzde 7,21 ile yeşil soğan, yüzde 6,46 ile elma, yüzde 5,52 ile fındık (iç), yüzde 1,46 ile kuru üzüm, yüzde 1,45 ile mısırözü yağı ve yüzde 0,70 ile kuru kayısı izledi” ifadesinde bulundu.

“LİMON EN FAZLA FİYATI DÜŞEN ÜRÜN OLDU”
 Bayraktar, ekim ayında üreticide kuru incir ve fındık içi fiyatında bir değişim meydana gelmediğini belirterek,  “Limon yüzde 44,44 azalmayla fiyatı en fazla düşen ürün oldu. Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 17,96 ile patates, yüzde 16,81 ile salatalık, yüzde 15,87 ile elma, yüzde 15,25 ile yeşil fasulye, yüzde 12,00 ile havuç, yüzde 9,92 ile kırmızı mercimek, yüzde 8,70 ile patlıcan, yüzde 8,06 ile kuru soğan, yüzde 4,26 ile pirinç, yüzde 3,92 ile kuru fasulye, yüzde 2,04 ile kuru üzüm, yüzde 0,21 ile marul izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 31,58 ile kuru kayısıda görüldü. Kuru kayısıdaki fiyat artışını, yüzde 13,64 ile maydanoz, yüzde 10,83 ile kabak, yüzde 9,30 ile yeşil soğan, yüzde 8,28 ile zeytinyağı, yüzde 8,06 ile sivri biber, yüzde 7,26 ile domates, yüzde 6,24 ile antepfıstığı, yüzde 6,23 ile dana eti, yüzde 5,72 ile yeşil mercimek, yüzde 5,53 ile yumurta, yüzde 2,78 ile ıspanak, yüzde 1,69 ile kuzu eti, yüzde 0,67 ile süt, yüzde 0,48 ile nohut takip etti” açıklamasında bulundu.

“ÜRETİCİ SEZONA GÜBRE KULLANMADAN BAŞLAMAK ZORUNDA KALDI”
Üreticinin 2021-2022 üretim sezonuna gübre kullanmadan başlamak zorunda kaldığını söyleyen Bayraktar, şu sözlere yer verdi: “Üreticilerimizin sezon boyunca kullanacağı gübrelere ulaşması mümkün değil. Özellikle üretim sezonu yeni başlayan temel ürünlerimiz olan hububat ve baklagil üretimi yeterli olmazsa dünyada pahalı bir hale gelen bu ürünlerin ithalatı da güçleşecek. Fiyatlar daha da yükselerek tüketiciye önemli bir yük getirecek, ekonomide enflasyon baskısı da artacak. Ekim sezonunda bulunduğumuz bu günlerde tarımsal üretim seferberliğine girmemiz gerekiyor. Ekilmemiş bir karış toprak bırakmamalıyız. Bütün imkânları üretim için seferber etmeliyiz. Üretimden vazgeçme noktasına gelmiş çiftçilerimiz cesaretlendirilmeli, tarlasına dönmesi sağlanmalı. Bunu başaramazsak krizlerin etkisini azaltan bir sektör olarak bilinen gıda sektörü, ülkemizde krizlerin daha da büyümesine neden olacak. Ülkemizde üretim ayağında, lojistik ayağında, hallerde, imalat sanayi ayağında ve marketlerde ciddi sorunlar var. Bunların bir türlü iflah olamaması, bazen yeterince önemsenmemeleri yüzünden, bazen de değişik çıkar çatışmalarından kaynaklanıyor. Örneğin, üreticiler yüksek fiyattan gübre, tohum, mazot, elektrik, yem gibi girdilerle üretim yapmak zorunda kalıyor. Bu durum gerek üretimin sürdürülebilirliğini gerekse arz/talep dengesini riske sokuyor. Dolayısıyla, tarımsal girdilerin tedarik zincirinin her bir halkasını çok kapsamlı incelemek, denetlemek ve ıslah etmek gerekir.”