Murat Gürsoy İstanbul Altaş TV stüdyolarında Dünya Gazetesi ekonomi yazarı Dr Rüştü Bozkurtla ile Fındığı Masaya Yatırdı!
info@karadenizekonomi.com / 30.03.2016
Dünya Gazetesi ekonomi yazarı Dr. Rüştü Bozkurt İstanbul Altaş TV stüdyolarında fındık sektörüne dair önemli açıklamalarda bulundu.
Dr. Rüştü Bozkurt Karadeniz Ekonomi programında Murat Gürsoyun sorularını yanıtladı. Fındıkta sektörünün sorunu nedir ?sorusu üzerine Bozkurt Fındıkta en büyük sorun arazideki mülkiyet sorunudur. Alabildiğine parçalı ürünlerle bir yere gidilemez.Çözümsüzlük değil alınan kararları uygulamak çözümü getirir.Alınan kararlar neden uygulanmıyor. Mümkün olan şudur; Bir siyasi irade toprak reformu yapacak ,doğrudan doğruya toprakla geçinmeyenin elindeki arazilerin bedelini ödeyerek alacak ve bu işten geçinenlere verecek! Âmâ yasayı değiştirerek bunu yapamayız yanıtını verdi.Bozkurt Fındığın gerçeklerine göre hayata geçecek bir lisanslı ürün borsasının sektörde dengeleri sağlayacağını üreticinin lisanslı depoya fındık bırakması için lisanslı deponun fındığın gerçeklerine göre sağlam bir altyapı ile kurulmasının önemini belirterek küçük üreticinin daha fazla desteklenmesi gerektiğini söyleyerek şu açıklamaları yaptı:
Ordu 50 yıldır aynı sorunu konuşuyor
Yıllardır fındıkla ilgili yazılar yazdığını ve Fındık lafını duyunca son derece üzüldüğünü belirten Bozkurt1965 yılından bu yana bu ülke fındıkla ilgili 5 kanun çıkardı. Buna rağmen nasıl oluyor da toplum hala 50 yılı aşkın bir zamandır bir sorunu konuşuyor ve çözemiyor.Neden alınan kararlar uygulanmıyor.Kararlar uygulanmayınca sorunlar çözüm bulmuyor. Düşünün ki Ordu ili 50 yıldır aynı sorunu konuşuyor. Fındık sorunu sürekli gündemde ise ve sistematik çözüm getirilemiyorsa başta Orduluların olmak üzere tüm paydaşların ortak bir sorunu var demektir dedi.
Fındıkta çözümler neler sorusuna yanıt Ekonomi yazarı Dr. Rüştü Bozkurttan geldi.
Uzun yıllardır fındıkta çözüm arandığını anlatan Bozkurt En tepede ki yöneticimizden beş ocağı olan en küçük üreticimize kadar sesleniyorum; Fındığın gerçek sahibi üreticidir.Üretici malına sahip çıkarsa belirleyici hep üretici olacaktır.Küçük çıkarlarımızı gözetip,50 yıldır süren bu sorunumuzu çözemezsek ,rakiplerimiz 15 yıl sonra bize daha az ekmek yedirtecektir dedi ve 3 başlıkta fındık gerçeğini ve çözüm yolunu anlattı.
Bunun çözümü de şudur;
2009da fındıkta yeni bir dönem başladı.Bu süreci altyapısı sağlam fındığın gerçeklerine göre donatılmış bir lisanslı depoyu hayata geçirmeliyiz ki emanete bırakılan fındıkların piyasaya zarar verilmesi önlensin. Birincisi Hizmette birleşme denilen bir olay var, bazı devletler diyor ki eğer bir dönüm arazi bir araya getirirsen sana bir teşvik veririm,2 dönüm araziyi bir araya getirirsen iki teşvik ,üç dönüm araziyi bir araya getirirsen 3 teşvik veririm diyor ve böylelikle mülkiyet sorununu aşıyorlar. Herkesin mülkiyeti kendi üzerinde kalıyor ama herkes bu ortaklığa katılmadan teşvik alamıyor. Böylelikle fındıktan doğrudan doğruya geçinmeyen, 3-5 dönüm bahçesi olan, ilacını verimini bakımını zamanında yapmayan ,fındık bahçelerini yenilemediği için verimi düşüren üreticilerin önüne geçmiş olunuyor.5 bin dönüm bir araya geldiğinde 500 dönüm parsel parsel yenilenme meydana geliyor, sulama sistemi kuruluyor. Arayan mevlayıda bulur belayıda.Biz mevlayı aramak derdindeyiz. Eğer bu küçük mülkiyet bizim için büyük bir handikap ise ki bu Türkiyenin tüm tarımı için geçerli ,bu küçük mülkiyetle küçük işletmelerle hiçbir yere varamayız ve hiçbir sorunu çözemeyiz. Hizmette birleşme yoluna gidilmeli ve bir yasa çıkartılmalı teşviki sistem yoluna göre örgütlenmelidir.Üretici şunu unutmamalı üretici malına sahip çıkarsa fındık herzaman para eder.Bunun için altyapısı sağlam bir lisanslı depo emanet fındıklar piyasaya gelmesin ,üreticiye özellikle küçük üreticiye verilen destekler artırılsın.
Diğer ikinci çözüm yolu şudur; taban arazi ile yamaç arazi arasındaki verimlilik farkı. Hizmette birleşme yoluna gidilirken arazilerdeki verimlilik farklarını da gözeten destekli bir yasa çıkartılmalıdır. Çünkü taban arazide alternatif ürünler yapmak daha kolay. Ayrıca arz kontrolünü de yapmak kolay. Fiyatı stabil tutabilmesi için ,İspanyanın Gürcistanın,Amerikanın,Şilinin,Azerbeycanın gelişimini önlemek için onları da dikkate alan bir yasa çıkartılmalı. Buradan Ordudaki fındık sanayicilerine ve Tarım Bakanımız Faruk Çeliğe sesleniyorum, küçük parçalı arazilerden gelen sıkıntılardan kurtulmak için hizmette birleştirmeyi desteklemeliyiz.
Diğer önemli madde ise şu; böyle küçük bir yapı içerisinde fındıkları kontrol edebilmek için makineli kurutma sistemine geçmeliyiz çünkü afla toksin gibi fındığa ciddi ölçüde zarar veren hastalıklarla ancak böyle mücadele edebiliriz. Bununla birlikte Lisanslı depolarda gerekli. Tabı bu depolardan rahatsız olan fındık manavları var. Onlar içinde bir geçiş süreci oluşturulmalıdır.
Rekabet edilebilir ölçek, rekabet edilebilir teknoloji ve rekabet edilebilir yönetim yaratmadan fındıkta hiçbir şeyi çözemeyiz.
Diğer önemli üçüncü madde ise şu;Manavları birden bire yok saymak mümkün değil ama manavlarımız bir geçiş sürecinde birleştirmeye teşvik etmek ,ortak iş yapmaya itmeliyiz. Böylelikle fındıkta dünyada algısını kötüye götüren anlayıştan kurtulmuş oluruz. Böylelikle Tüccarlar ve işletmecilerin tüccarlık sistemiyle ilgili ilkeleri ve kuraları masaya yatırılmalıdır. Bununla birlikte herkesin rekolte açıklaması olmaz bir rasyonel otoritenin rekolte belirlemesi lazım. Çünkü söylemlerin algı yaratmanın önüne geçilmesi lazım ki Tarım Bakanımız Faruk Çelik bununla ilgili tek rekolte açıklaması olacak açıklamasını yaptı, doğrusu da budur.
Basit bir mekanizmayla üreticinin,manavın,tüccarın,işlemecinin,ihracatçının hatta dünyadaki en büyük fındık alıcısı konumunda olan Ferrero firmasının bile çıkarlarını koruyabiliriz. Bu firmayı kötülemek yada eleştirmek yerine onun yaptığı mekanizmaları minimize edelim .Yani üreticinin çıkarlarını, manavın yaşamasını, tüccarın kazanmasını nasıl sağlayabiliriz bu mekanizmanın dişlerini nasıl koruyabiliriz bunları sağlamak lazım.
Sonuç olarak;Ocakları yenilemiyoruz, toprakları ıslah etmiyoruz, gübreleme sorununu çözmüyoruz, sulama sorununu çözmüyoruz, verimlilik farkı yaratan taban, yamaç arazi fark sorununu çözmüyoruz ve bu işten gerçekten ekmek yiyenle yemeyen arasındakileri tespit edemiyoruz. Ben 20 yıldır fındık sektörüyle ilgilenen bir yazarım ve bu gelişmelerden utanıyorum. Bu kadar yanlış işi yaparsan gelişmiş ülke olamazsın. Buradan herkese çağrıda bulunuyorum fındık çok değerli bir ürünümüzdür, çok sayıdaki insanın ekmek kapısıdır. Uzun vadeli geleceğimizi korumak için uzlaşalım. Rakiplerimiz çok ciddi bir şekilde geriden geliyor eğer herkes kendi küçük dar çıkarlarını hesap ederek buna engel olmaya çalışırsa bu sonuçla ülke kaybeder ve elbetteki o kesimde kaybeder! Senin çıkarların başkasının çıkarlarına zarar verdiği yerde biter!
Dr Rüştü Bokzurt Kimdir?
Dünya Gazetesi, Ekonomi Yazarı
1943 yılında doğdu. Bursa Eğitim Enstitüsü (1965) ile Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisini (1971) bitirdi. Eskişehir Tunalı Ortaokulunda on yıl öğretmenlik yaptıktan sonra Web Ofset Grubunun Eskişehirde yayımladığı Sonolay Gazetesine geçti. Bursa Eğitim Enstitüsü Öğrenci Derneği, Türkiye Milli Talebe Federasyonu ve Türkiye Öğretmenler Sendikası Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulundu. Eskişehir Sanayi Odasına araştırmacı olarak katıldı. İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinde öğretim üye yardımcılığına atandı; bu kurumda doktora çalışmalarını tamamladı (1982). Türkiye Şişecam Fabrikaları A.Ş. Planlama Müdürlüğünde görev aldı (1982). Şişecamda Planlama Uzmanı, Müdür Yardımcısı, Müdür ve Genel Sekreterlik görevlerini üstlendi. 1975 yıllarından bu yana küçük ve orta ölçekli işyerlerinin sorunları üzerine odaklandı; gözlemlerini gazete ve dergi yazılarıyla paylaştı. Çalışmaları, Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin Nezih Demirkent Ödülü, Ekonomi Gazetecileri Derneği Yılın Köşe Yazarı Ödülü, MÜSİAD Yılın Ekonomi Yazarı Ödülü, KOSGEBin KOBİlere sürekli katkı yapanlara verdiği özel ödülüne, Ekonomi Bakanlığı ve TİMin İnovasyonun Tanıtımına Katkı Yapanlar Ödülüne değer bulundu. Çok sayıda STKdan sektörlere katkı ödülleri aldı. Dünya Gazetesinde 1981 yılından bugüne sürekli yazmaktadır. Ayrıca STKların meslek dergilerinde yönetim yazıları yayımlanmaktadır.