Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

DOKA GENEL SEKRETER VEKİLİ ONUR ADIYAMAN: “POTANSİYELİ TURİZMDE GÖRÜYORUZ”

Adıyaman:''Bizim hem 2023 hem 2053 hem de 2071 hedeflerimizi gerçekleştirebilmemiz için mutlaka hem üretimimizde hem de ihracatımızda değişim ve dönüşümün yaşanması gerekiyor.''

info@karadenizekonomi.com / 11.01.2018

DOKA GENEL SEKRETER VEKİLİ ONUR ADIYAMAN:  “POTANSİYELİ  TURİZMDE  GÖRÜYORUZ”

“Bu coğrafyada potansiyel olarak gördüğümüz en önemli sektör turizm sektörüdür. Biz ilk desteklemelerimizi bu alanda yaptık. Kurulduğumuz günden bu yana 1000’in üzerinde projeye verdiğimiz destek 200 milyon TL’yi buldu. DOKA olarak başta turizm sektörü olmak üzere, imalat sanayi, tarıma dayalı sanayi alanlarında diğer kurumların da katkısıyla projeleri destekledik.”

Kamu, özel sektör ve sivil toplum arasındaki işbirliğini geliştirerek, bölgede sürdürülebilir ekonomik, çevresel, sosyal kalkınmayı sağlamak ve bölgenin rekabet edebilirliğini ve uluslararası tanınırlığını arttırmayı amaçlayan Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA), kurulduğu günden bu yana sorumluluk alanına giren illerde binlerce projeye destek verdi. DOKA Genel Sekreter Vekili Onur Adıyaman DOKA’nın işleyişini, proje desteklerini, bölgesel yatırım potansiyellerini ve kalkınma planlarını Karadeniz Ekonomi Gazetesi’ne anlattı.

DOKA nedir, ne iş yapar?

-Kalkınma ajansları Türkiye için yeni kurumlar. Bizim ajansımız 2010 yılında faaliyete geçti. Merkezimiz Trabzon olmakla birlikte sorumlu olduğumuz iller Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Gümüşhane. Bu illerde yer alan yatırımcılara destek olmak için yatırım destek ofislerimiz faaliyet gösteriyor. Biz kuruluşumuzdan itibaren önce sektörel analizler yaptık. Kanunların bize verdiği en önemli yetkilerden biri hem kamu kurumu hem özel sektör de hem de sivil tolum kuruluşları arasındaki iş birliğini kuvvetlendirmek. Dolayısıyla bu coğrafyada potansiyel olarak gördüğümüz en önemli sektör turizm sektörüdür. Biz ilk desteklemelerimizi bu alanda yaptık. Kurulduğumuz günden bu yana 1000’in üzerinde projeye verdiğimiz destek 200 milyon TL’yi buldu. DOKA olarak başta turizm sektörü olmak üzere, imalat sanayi, tarıma dayalı sanayi alanlarında diğer kurumların da katkısıyla projeleri destekledik.

Turizm odaklı projelere verdiğiniz destekler nelerdir?

-Biz kuruluşumuzla beraber ilk aşamada tanıtım faaliyetlerine önem verdik. Yabancı fuarlara katıldık ve yine yabancı temsilcileri ülkemize getirip buraları tanıttık. Burada baktığımızda özel sektörün turizm konusunda ciddi bir teveccühü var. Bu rakamlara da yansıyor. Yatırım teşvik belgeleri üzerinden baktığımızda 2010-2016 yılları arasında sadece otellere 1 milyar TL’nin üzerinde yatırım yapılmış. Yaklaşık 3 milyar TL civarında da başvuru ve yatırımı devam eden otel yatırımları var. Bu bölgemiz için büyük bir gelişme. Tabi ama bunu sağlayabilmek için kamusal altyapı konusunda hem mevcut turizm destinasyonlarının iyileştirilmesi hem de yeni destinasyonların ortaya çıkarılması gerektiği de ortada. Biz de DOKA olarak bu ihtiyaca karşılık bir destek programı hazırladık. Destek programımız daha çok kamu kurumları, yerel yönetimler, bölge müdürlükleri, yatırım izleme koordinasyon birimleri ve il özel idarelerine dönük bir program. Bu kapsamda bizim istediğimiz tarihi, doğal ve kültürel değerlerin korunması ve geliştirilmesi.

Sorumluluk alanınıza giren illerde turizmi ön plana çıkarmak istiyorsunuz. Bu illerde turizmin gelişebilmesinin önündeki engeller nelerdir?

-Fiziki altyapı konusunda mesafe katetmemiz gerekiyor. Aynı zamanda nitelikli insan kaynakları ve insan kalitesinin arttırılması gerekiyor. Bizim bu kapsamda da yaptığımız çalışmalar var. Burada yapılması gereken en önemli şey hizmet verecek insanları eğitmek. Bununla ilgili bir Avrupa Birliği projemiz olacak. Bu proje ile hem turizm sektöründe çalışacak insanların dil becerilerini hem de sunum kabiliyetleri ve müşteri ilişkilerini geliştirmeyi hedefliyoruz. Bunu çok önemsiyorum. Çünkü bir turistin aldığı hizmet o turizm faaliyetinin sürekliliğini sağlıyor. Ayrıca bizim yeni destinasyonlar ve alternatif turizm faaliyetlerine ihtiyacımız var. Yani insanlar burayı sadece gezip görmemeli aynı zamanda farklı şeyleri deneyimlemeliler. Örneğin bölgemizde belli aylara sıkışmış bir turizm faaliyeti var. Bizim bunu 12 aya yayabilmemiz için mutlaka kış turizmi, kongre turizmi ve sağlık turizmi gibi alanlarda ilerlememiz gerekiyor.

Bölgemizde turizm faaliyetlerinin gelişmesi için var olan arazi sorununu nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Biz yöresel mimarimizi ön plana çıkarttığımız sürece turizm konusunda coğrafi kısıtlılığın ya da arazi azlığının çok fazla sorun olacağını düşünmüyorum. Bizim deniz-kum-güneş turizminden ziyade alternatif turizm türlerini geliştirmemiz gerekiyor. Özellikle kış turizmi bizim bölgemiz için çok önemli. Hem karın kalış süresi hem de kayak merkezlerinin eğimlerini göz önüne aldığımızda kış turizmi bölgemiz için büyük bir potansiyel.

Ordu ve Giresun’da girişimcilik potansiyeli hangi düzeyde?

-Ordu ve Giresun için turizm en önemli konulardan biri. Son yıllarda çok ciddi gelişmeler görüyoruz. Ama bunun yanında havalimanı ile beraber ciddi de bir hareketlilik var. Biz Ordu ve Giresun’da bir proje uyguladık. Hazır giyim imalatına yönelik girişimcilik ve mesleki eğitim programına yönelik 3,5 milyon Euroluk bir projemiz oldu. Bu kapsamda 700 kadına hem girişimcilik eğitimi hem de moda tasarımı, hazır giyim imalatı gibi onların niteliğini arttırıcı çeşitli faaliyetlerde bulunduk. Bu kadınlardan 30 tanesi henüz proje bitmeden yeni girişimlerde bulundular. Diğer iller Rize, Artvin Trabzon’un kıyı kesimi içinse bizim biçtiğimiz rol katma değerli üretim ve turizm. Katma değerli üretim ile daha çok orta ve yüksek teknolojili üretim yapmayı hedefliyoruz. Bizim ihracatımızın büyük bir kısmı düşük ya da orta düşük teknolojilere ürünlere dayanıyor. Ama bizim hem 2023 hem 2053 hem de 2071 hedeflerimizi gerçekleştirebilmemiz için mutlaka hem üretimimizde hem de ihracatımızda değişim ve dönüşümün yaşanması gerekiyor. Hatta bununla ilgili 2018 yılında uygulayacağımız programlardan biri de yenilikçi ekonomiye geçiş programı. Tüm illerimizde iç kesimlerde de yöresel ürün odaklı kalkınma planımız var. Avrupa’da bu sektörün büyüklüğü yıllık 80 milyar Euro. Bizim ise toplam ihracat potansiyelimiz 10 milyar Euro civarında. Biz bunun çok büyük bir kısmını bölge olarak başarabiliriz. Çünkü bugüne kadar 6 ilde alınmış 17 tescilli ürünümüz var. Hedefimiz ise 40 tescilli ürün. Eğer bunu gerçekleştirebilirsek kırsaldaki nüfusun göç etmesini engelleyebiliriz.

DOKA’nın teşviklerinden yararlanmak isteyen müteşebbislere neler söylemek istersiniz?

-Biz ajans olarak eğitim desteği kapsamında eğitim, mali destek kapsamında hibe ve yeni çıkan yönetmelikle birlikte faiz ya da faiz kredi desteği gibi destekler verebiliyoruz. Biz kendimiz de doğrudan proje uyguluyoruz. Bunların yanında kanunların bize verdiği yetkiye dayanarak yatırımcıların izin ve ruhsat işlemlerini hallediyoruz. İllerimizin tamamında yatırım destek ofislerimiz var. Yatırımcılar evrakı ile gelip başvurduklarında biz tüm yatırım süreçleriyle ilgili konularda yardımcı oluyoruz. Bizim yatırımcılarımıza yardımcı olurken en önemli avantajlarımızdan biri çeşitli alanlarda fizibilite çalışmalarımızın olması. Aynı zamanda yatırım envanterlerimiz var. Bu işlemleri 35 kişilik ekibimizle ücretsiz yapıyoruz.

DOKA olarak kimlerle iş birliği yapıyorsunuz?

-17 milyonluk destek programının 5 milyonunu DOKAP işbirliği ile yapıyoruz. Bu da özellikle yeşil yol üzerindeki kültür ve turizm alt yapısının desteklenmesi programı. Bu yaylaları birbirine bağlayan müthiş bir proje. Bizim yapmaya çalıştığımız da buna ilişkin turizm yatırımlarının yönlendirilmesi. Bu kapsamda DOKAP’la çok sıcak bir ilişki içerisindeyiz. Biz her iki kurum da Kalkınma Bakanlığı’na bağlıyız. Biz 6 ilden sorumluyuz DOKAP 9 ilden. Ama önemli olan şu ki bu iki kurumun varlığı bölgemiz için büyük bir şans.

DOKA üniversiteler ile iş birliğine giriyor mu?

-Biz yaptığımız analiz ve saha çalışmalarında üniversitelerimizdeki ilgili akademisyenlerle iş birliğine gitmeyi arzulayan bir kurumuz. Aynı zamanda kamu-üniversite-sanayi işbirliği teşekkülleri var. Buralarda mutlaka bizim ilgili arkadaşlarımız bu kapsamda rol alıyorlar. Beraber konferanslar çalıştaylar düzenliyoruz. Çünkü kalkınmanın en önemli araçlarından biri de bu üçlü işbirliğini sağlamak.

Her il için tek bir elde toplanan bilgilerden bir kalkınma planı oluşturulabilir mi?

-Planlama hiyerarşisine baktığımızda en üstte ulusal kalkınma planlarımız var. Bölgelerde yapılacak kalkınma planlarından sorumlu olanlar da bölge kalkınma ajansları. Bizim 2014-2023 Bölge Planımız var. Bunlar genelde tüm kurumlara danışılarak yapılan planlamalar. Burada mutlaka işbirliğine gidiliyor. Çünkü insan odaklı kalkınma ve katılımcılık bizim esas ilkemiz. Planlı programlı yapılan işlerin bereket oluyor. Planlı adım atabilmek, eğer bir yatırım yapılacaksa bunu bir projeye bağlamak hem yatırımı hem de üretimi daha bereketli yapar.

-2018 yılında sorumlu olduğunuz 6 ilde neler ön plana çıkacak?

-Turizm açısından baktığımızda özellikle Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinden ciddi bir talep var. Ancak önemli olan bizim bu turizm hareketliliğinin devamını sağlamamız. Bunun için biz Körfez ülkelerinde önemli turizm fuarlarına katılacağız. Bunun yanında bizim tek pazar bağımlılığını da azaltmamız lazım. Kuzey Afrika, Hindistan, Çin, İran ve Kafkaslar gibi ülkeleri kendi bölgemize çekmemiz lazım. Bu nedenle önümüzdeki süreçte bu ülkelerdeki konferanslara da katılacağız. Bunun yanından yurtdışından heyetler getirip kendi bölgemizi tanıtacağız. 2018 yılında ekonomik açılım konusunda yöresel ürünlerdeki tescil sayısını da arttırmayı hedefliyoruz. Yine özel sektöre hibe dışında faiz ya da faiz kredi destek sağlamak için yılın ikinci yarısına kadar bir çalışmamız olacak.

Ordu ve Giresun olarak fındıkta markalaştığımızı söyleyebilir miyiz?

-Bizim tarımsal faaliyetlerimizin yanında mutlaka katma değerli bir üretime de yoğunlaşmamış gerekir. Fındık bir tarımsal faaliyet ama işlendiği zaman sanayisi olan bir faaliyete dönüşüyor. Bizim fındığı daha fazla işleyip daha fazla katma değerli, dünyada markalaşmış bir ürün oluşturmamız lazım. Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi insanı bir hemşerilik duygusuyla köyünden, ilçesinden, ilinden kopmayan insanlar. Bizim yaşadığımız yerlerde nasıl daha üretken yatırım yapabiliriz bunu düşünmemiz lazım. Ben hem yurtiçi hem de yurtdışındaki yatırımcılarımıza sesleniyorum ki gelsinler çayımızı kahvemizi içsinler. Biz onlara yatırım fikirleri ile ilgili her türlü desteği vermeye hazırız. 

ETİKETLER; DOKA Turizm Yatırım