Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

Anadolu Jet Magazin Dergisi Eylül Sayısında Ordu ve Giresun'a Yer Verdi

Ordu ve Giresun Anadolu Jet Magazin Dergisinde..

info@karadenizekonomi.com / 2.10.2015

Anadolu Jet Magazin Dergisi Eylül Sayısında Ordu ve Giresun'a Yer Verdi

Anadolu Jet Havayolları tarafından yayınlanan Anadolu Jet Magazin dergisi son sayısında Ordu ve Giresun’a geniş yer ayırdı.

İki gün iki şehir başlığı ile verilen haber şöyle;

Kısa tatile daha fazla renk katmak isteyenlere önerimiz var: Bir taşla iki kuş misali, Ordu ve Giresun gezisi!
Ordu il sınırlarına girince yeşilin her tonunu barındıran Canik Dağları karşımızda yükselmeye başlıyor. Ona sol tarafı kaplayan masmavi Karadeniz manzarası eşlik edince kendimizi bir kez daha çok farklı, huzur veren bir bölgede hissediyoruz.

Şehir bizi sırasıyla iki şirin ilçesi Ünye ve Fatsa ile karşılıyor. Ordu’ya devam etmek için önümüzde iki güzel seçenek var: Ordu Nefise Akçelik Tüneli’nin bulunduğu otoban ya da daha sakin olan sahil yolu. Her ikisi de birbirinden güzel manzaralara sahiptir. Biz sahil yolunu tercih ettik.
Fatsa Bolaman’dan başlayan güzergâhımızda bizi her zaman oldukça etkileyen Pelitdibi, Ordu’nun en gözde turizm merkezi olan Yason Burnu, Çaka Plajı, kuş cenneti olan Hoynat Adası ve sakin şehir ünvanlı Perşembe ilçesi bize gerçekten hoş bir seyir zevki sunuyor.
Ordu’ya şehrin can damarı olmuş Boztepe’nin denizle buluştuğu noktadan giriyoruz. Aniden karşımıza çıkan şehrin görüntüsü gerçekten büyüleyici. Sol tarafımızda masmavi bir deniz, olta balıkçılarına ayrılmış kocaman bir iskele ve insanların ağaçlar altında yürüdüğü güzel bir yürüyüş yolu uzanıyor. Sağımızda ise Boztepe eteklerine kurulmuş eski Ordu evleri ve bugün kültür merkezi olarak kullanılan Taşbaşı Kilisesi. Tam karşımızda ise aralıksız gidip gelen teleferik ve onlara eşlik eden yamaç paraşütçüleri var.
Şehirde yeni spor dalları revaçta. Neredeyse her çocuk deniz kenarındaki tenis kortlarında tenis dersleri alıyor. Şehrin üzerinde süzülen yamaç paraşütçüleri artık alışıldık bir manzara olmuş. Bir diğer spor aktivitesi ise Çambaşı ve Perşembe yaylası gibi birçok ünlü yaylada düzenlenen doğa yürüyüşleri.
Biz ise sahil şeridinde dalga sesleri arasında yürüyoruz. Az ilerideki Çiseli Şelalesi, yüzmek için çok popüler fakat bu kez Kurul Kalesi için yoldayız. Pers İmparatorluğu’nun 2 bin 100 yıl önce yaptırdığı bu kale arkeolojik çalışmalarla gün yüzüne çıkarılıyor. Tam zirvede tepenin içine inen derin bir merdiven var fakat şu an içeriye girilmesine izin verilmiyor. 600 m yükseklikteki kale geniş bir gözlem alanına sahip olduğundan şehrin bir bölümünü kuşbakışı izlemek mümkün.
Yemek işini kendi zevkimize göre hallettik ama Ordu’ya gidecek olanlara, zengin bir mutfağa sahip olan bu şehrin yerel bitkilerden yapılan lezzetlerini denemelerini öneririm. Ayrıca Ordu’da harika pide yaparlar, bunu herkes bilir ama Ordu’yu iyi tanıyanlar buraya geldiklerinde yerel gazoz ve ünlü Ordu tostunun tadına tekrar bakmadan dönmez.
Yemek için Boztepe’ye çıkmak da iyi bir fikir olacak. Böylece hem 8 dakikalık eğlenceli bir teleferik yolculuğu yaparsınız hem şehri ve muhteşem manzarasını yukarıdan izlersiniz hem de yemek için güzel seçeneklere ulaşmış olursunuz.
Giresun
Ordu’dan Karadeniz’in bir başka güzel ve şirin şehri Giresun’a geçiyoruz. Giresun’a girerken hemen yanımızda Türkiye’nin ve Avrupa’nın deniz üzerinde yapılmış tek havalimanı Ordu-Giresun Havalimanı’nı izliyoruz. Oldukça uzun olan pist bir şehirden diğerine uzanıyor. Bu şehirlerin merkezleri birbirine çok yakın olduğundan yaklaşık yarım saatlik bir araba yolculuğuyla Giresun’a ulaşıyoruz.
İlk rotamız şehrin tepelerinden birine kurulu Giresun Kalesi. Giresun’un iki kısmını da tamamıyla gören kale çok geniş bir alana sahip ve içerisinde mesire alanları, çay bahçeleri, restoranlar mevcut. Bu yönüyle, şehri gezmeye gelenlerin mutlaka görmesi gereken serin bir yer.
Yola hemen yakında bulunan Zeytinlik semtiyle devam ediyoruz. Burası restore edilmiş eski Giresun evlerinden oluşuyor; dar fakat oldukça hoş taş yollarla birbirine bağlanıyor. Evler çiçeklerle dolu çok zarif bahçelere sahip ve gördüğüm bahçe kapıları birer sanat eseri düzeyinde.
Eski Giresun’u iyice içimize çektikten sonra Giresun Adası’na gitmeye karar veriyoruz ve limana varmak için trafiğe kapalı olan Giresun Gazi Caddesi ile Atatürk Meydanını geçiyoruz. “Fındık Başımızın Tacı” heykeliyle başlayan bu cadde, yürüyüş ve alışveriş alanı olarak öne çıkıyor.
Bineceğimiz tekne meydanın karşısından kalkıyor. Yolcular dolduktan sonra denize açılıyoruz. Kıyıdan yaklaşık 1,5 kilometre açıkta bulunan adaya elimizde balık ekmek ve keyifli bir yolculukla yarımsaatte vardığımızda bizi eski çağların Amazon kadınları ellerinde mızraklarıyla karşılıyor ve fotoğraf çekilme isteğimizi kırmıyor.
40 dönümlük bu adada, insanlar anakarada bulunmayan gösterişli Akdeniz Defnesi ağaçlarının gölgesinde ferahlarken göçmen kuşlar da yuva yapıp konaklıyor. Kuzey kayalıklarında başta karabataklar olmak üzere kuşları izlerken akşam oluyor.
Kısa bir zaman dilimine iki şehir sığdırmak ilk bakışta yorucu ve zahmetli bir macera gibi görünebilir ama Ordu-Giresun gezisinde böyle bir sıkıntı yaşanmıyor. Zira iki şehir birbirine çok yakın ve her ikisi de insana huzur veren bir atmosfer sunuyor. Ayrıca Ordu-Giresun Havalimanı, ulaşımı rahatlattığı gibi yolculuğu kısaltıp ek zaman kazandırıyor. Adadan Giresun’a geri dönerken bu iki şehre söz veriyorum: Tekrar geleceğim.