Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
20.09.2024

Salgın sonrası bizi nasıl bir dünya bekliyor?

“Bilimsel ve teknolojik koşullar sosyal, mekânsal, zamansal, deneysel ve psikolojik mesafeleri zaten değiştiriyordu. Krizin etkileriyle bu değişmeler daha da hızlandı. Değişmelerin hızlanması olumlu ve olumsuz adımları artırır. Kriz sürecinde olumlu ya da olumsuz küçük adımlar kendi boyutlarını aşan etkiler yapar.”

info@karadenizekonomi.com / 12.05.2020

Salgın sonrası bizi nasıl bir dünya bekliyor?

Ülkemizin önde gelen ekonomistlerinden Rüştü Bozkurt küresel salgın sonrasına ilişkin öngörülerini Karadeniz Ekonomi Gazetesi okurları için paylaştı. “Covid-19 salgını bize önemli bir uyarıda bulundu. Yarınlar, bugünkü gibi olmayacak!” diye söze başlayan deneyimli hoca tam da bu noktada devlet aklının önemine dikkat çekti. “Yurttaş aklının toplamından daha farklı bir güç olan devlet aklının birincil görevi, yarınların nasıl olacağı üzerinde öngörüde bulunmak ve önlem almaktır” ifadelerini kullanan Bozkurt, olası gelişmelerin ortaya çıkaracağı sorunları 8 ayrı maddede şöyle özetledi:

1-Mobil iletişimin yeni potansiyellerinin yaratacağı “bağlantı yoğunluğu” insanlığın ilk kez yüzleştiği yaşam örgütlenmesi yaratacak.

2-İletişim alanındaki erişilebilirlik hiç tanıdık ve alışık olmadığımız bir “büyük gözaltı” oluşturacak. Kültürlerimizin derinliklerine işleyen “kişisel mahremiyet algısını” yeniden tanımlama zorunda kalacağız.

3-Topluluk halinde yaşayan canlıların dirlik ve düzeninin kritik bileşeni olan “sosyal mesafe” ayarlarını yönlendiren “değerler sistemini” köklü biçimde gözden geçireceğiz.

4-Yaşamı örgütleyen süreçlerin uçtan-uca izlenmesi ve kayıt altına alınmasını sağlayan teknoloji potansiyelleri  “zamanın akışı değişmese bile bizim onu algılama biçimimizi”  değiştirecek, “zamansal mesafe ayarlarını” yenileme ihtiyacımız artacak.

5-Üretim sisteminin odağına yerleşen “veri-odaklı değer üretimi”  buralarla uzaklar arasını anlatmak için kullandığımız “ mekânsal mesafe” tanımlarını de yenilemeyi zorlayacak.

6-Bilgisayar kapasitelerinin artması, yapay zekâ algoritmaları, internetin bulut ve blockchainle farklılaşması, üç boyutlu ve eklemeli üretim teknolojisinin yaygınlaşması, düşündüklerimiz ile uygulayarak hayata taşıyabildiklerimiz arasındaki açıklığı anlatan “ deneysel mesafeleri” daha da kısaltacak; rekabet, bildiklerimizden farklı zeminlerde yükselecek.

7- “Heykeller yanına yaklaştıkça büyür; insanlar yanına yaklaştıkça küçülürler” diyen ve “insanın olduğu yerde hiç bir şeye şaşma” diye de altını özenle çizen ortak akıl birikimimiz ve değerler sisteminde çözülme ve yeniden örülme yaşanacak. Çözülme ve yeniden örülme sürecinde teknolojinin “dil engeli” de dâhil birçok engeli ortadan kaldırmasıyla  “psikolojik mesafe ayarlarını” etkileyecek. Nasıl davranacağımız bir büyük sorun olarak gündemimizin ilk sıralarına tırmanacak.

8-Toplumun dirlik ve düzeninin güvencesi olan “işleyen kurumların” önemi daha artacak, “sistemler arasında sınırlar belirsizleşecek”, değişmelere uyum için  “daha odaklı akıllı kullanma” gerekecek.

Bozkurt, “ bilimsel ve teknolojik koşullar sosyal, mekânsal, zamansal, deneysel ve psikolojik mesafeleri zaten değiştiriyordu. Krizin etkileriyle bu değişmeler daha da hızlandı. Değişmelerin hızlanması olumlu ve olumsuz adımları artırır. Kriz sürecinde olumlu ya da olumsuz küçük adımlar kendi boyutlarını aşan etkiler yapar” öngörüsünde bulunduğu tespitlerinde ortak akıl vurgusunu da bir soru cümlesi ile pekiştirdi. “Hep birlikte, çare üretmek için sonsuz kapasiteye sahip ortak aklımızı kullanarak, düşmanımızı öğretmen yapmaya hazır mıyız?”