Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

Yeni sezonda NELER bekliyor

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Gürsoy’un sorularını yanıtladı. Merakla beklenen fındık rekoltesi ve fındık alım fiyatları hakkında konuşan Güldal, hasat döneminde paydaşları neleri beklediğine dair önemli açıklamalarda bulundu. 

info@karadenizekonomi.com / 19.07.2021

Yeni sezonda NELER bekliyor

“2020’ye göre daha iyi rekolteli bir yıl bekliyoruz”

Geçen yılki duruma göre bu yıl beklentinin fazla olduğunu ifade eden Güldal; “Bu yıla baktığımızda var yılı olması nedeniyle geçen yılın biraz daha üzerinde beklenti söz konusu. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, İl Müdürlükler ’in, bölgelerdeki partner kuruluşların, Ziraat Odaları’nın enstitülerin, üniversitelerin ve Ticaret Borsalarının müşterek kuruluş olduğu rekolte tahmin komisyonları bu çalışmaları yürütüyorlar. Ekiplerimiz bu paydaşlarla çalışıyor bunun yanında da bizler özel olarak çalışıyoruz. Geçen yıla göre daha iyi bir rekolte olduğunu gözlemledik” açıklamalarını yaptı.

TMO, fındık ve üreticiyi barıştırmıştır

TMO’nun fındıkta daha önce 8 defa görev aldığını artık çok tecrübelendiğini söyleyen Ahmet Güldal; “TMO’nun son yıllarda fındıkta görev alması üreticiyi memnun etmiştir. TMO isminin verdiği güven üretici ile fındık arasında bağı güçlendirmiştir. İstikrarlı bir şekilde fiyat politikası ve zamanında alım yapmaya başlanması buna ek olarak fiyat açıklaması üreticilerin fındığa ilgisini arttırdı” açıklamasını yaptı.

Yeni dönemde görevlendirmesi gerçekleştirilse 9. kez görev almış olacağız. 8 yıllık bir tecrübe fındık sektörü, fındık üreticisi ile beraber süreci yaşamış olacağız.  TMO‘nun 8 yıllık süreçte edindiği deneyimler, tecrübeler ve politikalar çok önemli. Türkiye’de ‘fındığın var yılı yok yılı’ diye bir tabir vardır. Bir yıl çok fazla olan fındık ürünü bir sonraki yıl biraz daha az gerçekleşiyordu. 2018’den sonra TMO, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın uygulamış olduğu politikalar ile TMO’nun istikrarlı bir şekilde fiyat politikası ve zamanında alım yapmaya başlaması buna ek olarak fiyat açıklaması üreticilerin fındığa ilgisini arttırdı. Bu yaklaşım fındık bahçelerine bakımı arttırdı. Haliyle bu yaklaşım fındık bahçelerinde periyodisite dediğimiz bir yıl fazla bir yıl az olan bakımla ilgili olan konuda önemli bir değişiklik meydana getirdi.  Para eden, değer bulan üreticisini memnun eden fındığa ilgiyi çok fazla arttırıyor. Karadeniz dışında bulunan fındık üreticilerimiz kışın, sonbaharda ve ilkbaharda bölgelerine göç ederek fındık bahçeleriyle meşgul oldular. Üretici gübresini, budamasını, ilaçlamasını yaptı. Bu bakım ve ilgi fındıktaki bahçe düzeyinde verim ve kaliteyi arttırdı. Var yıl yok yılı arasındaki makas rekolte farkı büyük ölçüde azalmış oldu. Geçen yıl yok yıldı ama buna rağmen rekolte beklentinin üzerinde oldu. Bugün ihracat rakamlarını, iç piyasada tüketilen rakamları topladığımızda 600 bin tonun üzerinde bir fındık ticarete konu olmuştur” açıklamalarını yaptı.

Üretici ve paydaşlar merak etmesin, fiyat hasat döneminden önce açıklanacak

Maliyet hesabı yaparak hareket ettiklerini ifade eden Güldal; “TMO çok yüksek orada fındık almak ya da almamak gibi bir tercih söz konusu değildir. Bizler maliyet hesabı yaparız. Bizleri ilgilendiren sadece bahçe rekoltesinin ne kadar olduğudur. Geçen yıl bahçelerden alınan ortalama verimle bir sonraki içinde bulunduğumuz sene içeresinde alınan ortalama verimin maliyete etki ettiğini biliyoruz.  Maliyet hesabı yaparken hububatta, bakliyatta fındıkta ve diğer ürünlerde de TMO’nun ayrıntılı maliyet çalışması olur. Fındıkta işçilikten tutunuz kullanılan gübreye ilaca kadar eğer ihtiyaç duyulup kredi kullanılıyorsa onun kredi ile ilgili giderlerine kadar TARSİM sigortası yapmış olduğu varsayılarak dahi onun primini maliyete etkisi diğer birçok faktör dikkate alınarak maliyet hesaplaması yapılır ve piyasa dengesine ihracat ihtiyacına ve ülke menfaatine göre bir fiyat skalası değerlendirilir. Bu çalışmalar devam ediyor. Bu hesap diğer ürünlerde her ay yapılır ancak fındıkta sezon yaklaşınca netleşir. Bayram öncesi ve bayram sonrası için net bir bu durum değil. Hasada 40 gün var. Görevlendirme akabinde fındıkla ilgili alım kararı hasattan 10-15 gün önce açıklanma durumu var” ifadelerini kullandı.

“Geçen yıl sembolik oranda fındık aldık”

Fındıkta hasat sürecinin henüz başlamadığını ve konuşmak için erken olduğunu söyleyen Güldal; “Fındıkta fiyatlar bizim açıkladığımız fiyatın daha üzerinde seyreder de bir ihtiyaç olmaz bizde satış fiyatı açıklamaya gerek kalmayız. Şu an belirgin olan bir durum yok. Şu an çok erken.  Bizler 12. ayın sonuna kadar fındık alımı yapıyoruz. Fındığın Türkiye ekonomisine katkısı isin kullanıcılara, ihracatçılara bu noktada iç piyasaya 1. aydan sonra bunun satış planlamasını yapıyoruz. Yeni hasat dönemine kadar yapıyoruz. 2020 yılında fiyat açıkladın herkes memnun oldu TMO’ya sembolik oranda bir fındık aldık. Açıklanan fiyat piyasa regülasyonu açısından çok yararlı oldu. 2021 yılında üretici ve ticaret yetkilileri memnun olacaklardır” TMO’nun amacı Türk fındığının değerini korumak üreticimizin ve paydaşlarımızın ülke menfaatleri doğrultusunda  mutluluğunu önemsiyoruz.TMO 200 bin tonun üzerinde depolarıyla ve personeliyle  hazırolmakla beraber finansman sorunu olamayan bir kurum olarakyeni fındık sezonuna her yönümüzle hazırız.

“TMO, Türkiye’deki en büyük depoculuk kuruluşudur”

TMO’nun bir sonraki yılda görev alma durumu olduğu için depolarını iade etmediğini söyleyen Güldal; “Yeni sezona depo sıkıntısı çekmeden girmek için hazırlıklarımız tamam. Personelimiz şu an yeterli. Yoğun bir talep olması durumunda ilave istihdam sağlayabilecek durumdayız. Finans tarafından da hiçbir sıkıntımız yok. Bütün hazırlıklar TMO tarafından görevlendirme yapılmasının ardından sahada hazır olacak hale gelmiş durumdayız. TMO’ya bağlı Fındık Daire Başkanlığı bu süreci dinamik olarak takip etmektedir. Fındık ekildikten hasat edilen kadarki tüm aşamalarda ve alım görevindeki tüm görevlendirmeleri koordine etmektedir. Bizlerin depo ile ilgili bir sıkıntısı yok. Kiraladığımız ve orada kullandığımız 200 bin ton düzeyinde depo kapasitemiz var. Eğer bu depolar yetmezse Karadeniz Bölgesi’ne yakın 150 bin ton daha ilave edebiliriz. TMO Türkiye’deki en büyük depoculuk kuruluşudur. 83 yıldır Türk çiftçisinin hizmetindeyiz. Türkiye genelinde 4 milyon ton depolama kapasitesine sahip, bunun yanında 8 milyon lisanlı depo kapasitesini kullanabiliyoruz. Fındıkta lisanslı depo sayısı şu anda bir ama o bile bir avantajdır. Bugüne kadar depo, finans, personel ile ilgili hiçbir mazeretimiz olmadı. 2017 yılında aldığı 143 bin ton ürünün 100 tonunu ertesi seneye kadar stoklarında tutmuş bir kurumuz.  Son 3 yıldır para kazanma politikasıyla hareket etmiyoruz ve bu süreci zarar etmeden götürmüştür.  Bu süreçte üretici kazanmış daha da önemlisi ülke kazanmıştır. Üretici ve Türkiye ekonomisi için çalışıyoruz. Süreç ahenkli bir şekilde üretici, ihracatçı, bölge ve ülke çıkarlarını göz ederek çalışıyoruz” dedi.

“Çalıştayı pazarlık alanına dönüştüremeyiz”

Biz çalıştayları Fındıkta günü değil seneyi değil geleceği kurtaracak politikaları çıkarmak için yapma kararı aldık,sadece fiyatın konuşulacağı bir toplantı fındığın geleceğini kurtarmaz,her yönüyle fındığı konuşmamız gerekiyor,bunun için Mart-Nisan ayları biten sezonun ve gelecek yeni sezonun konuşulacağı bir çalıştay verimli olur.2019’da Fındık Çalıştayı’nın 12 Nisan tarihinde yapıldığını söyleyen Genel Müdür Güldal; “Her yıl çalıştayı yapmak istedik. Fındığın ticarete konu olmadığı üretici ve ticaret kesiminin fiyat konuşmadığı zaman Mart-Nisan aylarıdır. Şu an Karadeniz’in herhangi bir ilinde çalıştay yapsak bize sorulacak tek soru var. Kaç para vereceksiniz? Fındığın tek sorunu fiyat değildir. Üretici fiyat konusunda 3 yıldır gayet memnun şekilde ürününün karşılığını görüyor. Çalıştaylar da fındığın üretim, gelişim, ihracat zirai mücadele ile ilgili yani A’dan Z’ye her konunun konuşulduğu yerdir. Mart-Nisan aylarında fiyat konusunun en az konuşulduğu zamandır. Fındıkta geleceğe yönelik konuların konuşulması gerekiyor. 2020’de pandemi sürecindeydik. 2021 içinde Haziran döneminde normalleşmeye başlamıştık. Bu durumda haziranda verimli bir çalıştay olmaz bu bir fındık fiyat pazarlığı olur. Şartlar elverişli olduğu sürece çalıştaylar Mart-Nisan aylarında devam edecek” dedi.

“Gıda enflasyonu riski için tedbirler aldık”

Fındık ile hububat arasında fark olduğunu söyleyen Güldal; “Hububat fiyatlarını açıkladıktan sonra özellikle piyasada kuraklığın getirmiş olduğunu tesirle beraber fiyat yükselişleri olmaya başladı. Bu da ülkedeki gıda enflasyonun riskini beraberinde getirecek boyuta geldi. Bunu frenlemek için arpa ve buğday satışlarımızı deklare ettik. Alım fiyatlarından sonra olağanüstü dönemdeyiz diyerek tedbir almak durumundayız dedik normalde hasat döneminde TMO iç piyasaya arpa, buğday satmaz. Bu dönemde ihtiyaç vardı satış yaptık bir yandan da bunun stok durumunu da sürekli güncel tutmak gerekiyor. Rekolte kaybında ihtiyaç olacak olan durumu da stoklarımıza koymak durumundayız diye ithalata başladık. Keyifli bir şekilde ithalat yapmadık. Ülkede piyasa istikrarı ve dengesinin korunması gerekiyor. Yem ham maddeleri başta olmak üzere hububat özelinde kuraklık nedeniyle kaybettiğimiz rekoltenin korunması gerekiyor. Fiyatların en makul olduğu dönemlerde TMO tarafından tedarik edilmesi gerekiyor. Bu süreç böyle yönetiliyor” açıklamalarında bulundu.

“Hububatta süreç kontrol altında”

TMO’nun görev alanındaki tüm ürünlerde maliyet hesabı yapıldığını söyleyen Güldal; “Sürdürülebilir bir üretim ve tarım içinde üretici memnuniyeti sağlamayı esas alıyoruz. Hububat fiyatları maliyetine göre hesaplanmıştır. Bütün parametreler dikkate alınmıştır. Bir yıl öncesine göre ekmeklik buğdayda yüzde 36 arpada yüzde 37 artış yapılmıştır. Üretici fiyat endeksinin dahi üzerinde fiyatlandırma söz konusu olmuştur. Pandeminin ve kuraklığın getirmiş olduğu olumsuz faktörleri fiyata dahil ettik. Rekolte kaybının beklenenin üzerinde olması, mayıs ayı yağışlarının yeterli gelmemesi sebebiyle rekoltenin belirginleşmesi dolayısıyla bu kaybı telafi etmek için bu ürün azlığını dikkate alan bazı tüccarlar üreticilerin ürünlerini yüksek fiyatlarda satın almaya başladı. Bazı üreticilerde satmadığı için fiyatlar yükselmeye başladı. Bizler üreticinin her zaman kazanmasından memnun oluruz. Bunun ülke ekonomisi için piyasa istikrarının sürekli ve devamlılığı konusunda hayvan yetiştiricileri konusunda bir olumsuzluk oldu. 2 bin 800 TL’ye arpa alıp da hayvansal ürün üreten çiftçilerin nasıl bir maliyet tablosu ile karşılaşırlar. Bu kabul edilebilir mi? Üretici haklı olarak fiyatın yükselmesini bekledi. Bizler bu tür manipülasyonlara izin vermeme durumumuz var. Bütün bakanların toplandığı toplantılarda huduttaki ve yem ham maddelerdeki piyasa regülasyonu noktasında TMO’nun yetkileri güçlendirildi. Hasat dönemi devam ediyor ama belki bir hafta sonra yetiştiricilerimiz bizden 1950 TL’den arpa alacaklar. Bu piyasa üreticiyi zarar ettirmeden ama hayvansal besin üreticilerini koruyacak bir anlayışla 2022 hasat dönemine kadar bu yol haritasını izlemeye kadar verdik. Tüm hazırlıklarımızı yaptık, bu süreci yeni hasat dönemine kadar sürdüreceğiz. Hiçbir şekilde hububat üreticisi mağdur edilmedi, edilmemiştir. Hayvan yetiştiricileri bundan memnundur. Yem üreticilerinde fiyatlarını makul seviyede tutmalarının sözünü alarak onlara da satış yapacağız. Satış fiyatlarını izleyeceğiz. Süreç kontrol altında, problemli günleri atlatacağız” dedi. (ÖZEL HABER-HALİL YILMAZER)