Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
19.09.2024

29.03.2020

Telaşlı ve panik değil; daha sakin ve daha bilinçli

Yeni dönem ve yeni duruma, yeni yaklaşım gerek. Malumunuz son 25-30 yıllık süreçte iletişim, ulaşım, bilişim...

Yeni dönem ve yeni duruma, yeni yaklaşım gerek. Malumunuz son 25-30 yıllık süreçte iletişim, ulaşım, bilişim... Sistem ve teknolojileri baş döndürücü hızla değişti ve gelişti. Ve artan hızla değişim devam ediyor.Bu değişim ve gelişim, bir taraftan hayatımızı çok kolaylaştırdı; ama bizi çevreleyen etkenlerin, değişken ve risklerin yönetimini o kadar da zorlaştırdı.Aynı şekilde geleceği tahmin etmek ve kestirmek, dolayısıyla planlamak ta zorlaştı. Yani beklediklerimizin değil, bekle(ye)mediklerimizin yönetimi söz konusu!Bu konuların başında da sağlık ve güvenlik risklerimizin yönetimi var. Seyahat ve dolaşımın bu kadar yoğun, kolay, sık ve hızlı olmasının doğal sonuçlarında biri olarak; Sağlığımızı olumsuz etkileyen unsurları, virüs veya diğer kaynaklı hastalıkların yayılım ve dağılımını hızlandırdı. Muhtemel risklerin ve hastalıkların kontrolü , tedavisi ve yönetimini güçleştirdi. Geleceğin ve zamanın dinamiklerinin yönetimi gibi, mekanların yönetimi ve kontrolü de o kadar sıkıntılı hale geldi, yani coğrafi sınırlar, sınırlamalar ve düzenlemeler de o kadar zorlaştı ve imkansızlaştı. Son 25-30 yıllık süreçte aids, avian flu, sars, mers, ebola, zika...covid19 salgınları, daha sık aralıklarla tekrarlanan, daha hızla yayılan, daha zor kontrol altına alınan, insanlığın sağlık riskleri yönetimi başlıkları. Bu sorun, belki daha da artıp devam edecek.Her konuda olduğu gibi sağlık alanındaki sorun ve çözümlere, hastalık ve tedavilerine yönelik yaklaşımımız doğru olmalı. Bu alanlarda geçmişte ve bugün yapılan araştırma, kestirim, tahmin ve senaryoları da komplo teorileri olarak değerlendirmek ve açıklamak yerine, yapılması gereken işler ve görevler olarak görmek lazım.Asıl sorun, çözüm ve üretim hızımız ve kabiliyetimizin, değişimlerin hızının önünde değil, arkasında yani gerisinde kalmış olmasıdır.Kendi kendine öğrenen ve gelişen sistemlerin de etkisiyle değişim ve gelişim hızı neredeyse bizim öngörülerimizin önünde gidiyor.Böyle olunca değişimleri, kontrol edip ve yönetip yararlanmak bir tarafa; yakalamakta bile zorlanıyoruz. Bu değişimlerin getirdiği/önümüze çıkardığı tehdit ve riskler, sunduğu imkan ve fırsatlardan fazla gibi görünüyor. Hatta ürettiğimiz teknolojiler ve akıllı sistemler de, insanlık için neredeyse virüsler kadar hatta daha fazla risk ve tehdit durumunda.Bu da bizlerde korku ve panik oluşturuyor. Bunun çözümü, ayırt edici insani özellik, yetenek, potansiyel ve becerilerimizi kendi ellerimizle ürettiğimimiz teknoloji ve sistemlerin ötesinde iyi kullanıp, onları yönetip yararlanacak derecede öne geçmeliyiz. İnsanın yaratılışındaki ahseni takvim özelliğinde var olan ve henüz hiç değerlendirilmemiş saklı becerilerimizi hızla değerlendirmeliyiz. Bunun için de kendimizi hem kişisel, hem ekip, hem toplum ve insanlık olarak zorlamamız lazım. Artık tüm alışkanlık ve yaklaşımlarımızı değiştirmeliyiz. Daha ciddi, daha dikkatli, daha üretken, daha hızlı, daha bilinçli, daha becerikli, daha insani çalışmalar lazım.Allah cc tüm evren ve varlıkları, insanın emrine musahhar kılmış ve hizmetine sunmuştur. Görünen görünmeyen her şeyi; cinler ve virüsleri... bile. Bunlar, insanların korku kaynağı değil, imkan ve fırsat alanlarıdır.Biiznillah bu salgın, bizlere yeni açılımlar, anlayış ve yaklaşımlar kazandırcaktır. Daha önce yapmamız gerekenlere bizi sıçratacaktır.Üretim, ticaret, eğitim, hizmet, sağlık... tüm alanlarımızda köklü değişimlere ve yeniliklere ihtiyacımız var.Yeterince cehd ve çaba içerisinde olursak Allah cc güzel yollar ve çözümler lütfedecektir. Ümitli olalım, yarınımız daha iyi ve güzel olacaktır. İnsanlığın ortak kazanım, bilgi ve birikimlerinden yaralanalım. Ülkemizin çaba ve gayretleri ile uyumlu, kendi evimiz ve işyerlerimizde de çözümler geliştirelim, iyi örnekleri ve modelleri paylaşalım, önerelim, çözümlere katkı ve destek sağlayalım. İşyerlerimiz ve tüm kurumlarımızda,risk yönetim komiteleri, Arge,Teknoloji geliştirme,Yeniden yapılandırma, Planlı Eğitim,İnovasyon ve yenilik,Katılımcı ve stratejik yönetim,Bilginin üretimi ve kreatif çalışmalar konularına daha fazla önem ve değer verip, asıl işimiz olarak görmeliyiz.Zaman, mekan, iş, iş görme, teknoloji, iletişim, ilişki, toplantı, karar verme... Algı ve yöntemlerimizi gözden geçirip yeniden yapılandırmalıyız.“Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” klasiğini kullanmak isterdim ama zaten 25-30 senedir, neredeyse her yıl tekrarlanabilecek derecede bu gerçek işliyor. Daha yeni, en yeni, yeni yeni, farklı yeni.... başımızı döndürüyor o kadar.Kendi ürettiklerimiz, yapıp ettiklerimizin esiri olacak değiliz, onları kullanan ve yararlanan olup daha mutlu ve daha insani bir hayat yaşayabiliriz, ki inşallah öyle olacak. Bunun için hayata ve olaylara bakışımızı yenilemek ve değiştirmek lazım. Olumlu gelişim basamakları ve düsturu olan “inne maal usri yüsra, inne maal üsri yüsra, feiza ferağte fensab” gereğince yaşarsak daha insani ve nitelikli gelecek bizi bekliyor. Güzel zordur, zor olan güzeldir, zorluk sonrası kolaylık ve güzellik vardır... ve bu böyle döner durur. Bizi de geliştirir.Bilvesile bu salgın karşısında, ülkemizdeki tüm kurumlarımızın genel bir uyum ve işbirliği içerisindeki gayret ve çabalarını, aldıkları önlemleri takdir, tebrik ve şükran ile anmak istiyorum. Kolaylıklar diliyorum.Allahım bizlere bu zorlukları aşacak güç, cehd, basiret, feraset, sabır ve ferahlık ver.

Yazarın Diğer Yazıları