Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

25.01.2021

Yıkıma gelmiş gibi

Dün Yener Cabbar'ın da ''Yıkalım yıkalım da istihdam ne olacak?'' sorusuna cevap arayarak yazdığı gibi Samsun Büyükşehir Belediyesi, ha bire yıkıyor ama yerine yenilerini yapmıyor maalesef.

Dün Yener Cabbar'ın da ''Yıkalım yıkalım da istihdam ne olacak?'' sorusuna cevap arayarak yazdığı gibi Samsun Büyükşehir Belediyesi, ha bire yıkıyor ama yerine yenilerini yapmıyor maalesef.

Misal, Atakum'daki Yalı Kafe ne zaman yıkıldı hatırlayan var mı?

Üç ay mı oldu.

Yoksa dört ay mı?

Mustafa Demir, ''Millet Kıraathanesi yapacağım'' dedi ve yıktı geçti.

Hani kıraathane.

Amaç, Atakum'u CHP'ye kazandıran Atakum halkını cezalandırmaksa onu da bilelim.

Niyet o olmasa bile, seçimin hemen ertesinde böyle bir karar alıp, alelacele yıkıp yok etmek başka bir şeyi akla getirmiyor zira.

Samsun zor şehir.

Siyaset yapmak da kolay değil bu şehirde.

Bunun yanı sıra, ihtiyaçlarımız da artıyor.

Çözüm üretilmedikçe, sorunlar da büyüyor haliyle.

Her şehrin nüfusu artıyor.

Ve fakat

Samsun nicedir 1 milyon 250 bin- 1 milyon 300 bin banında takılı kaldı.

Demem o ki:

Göç veriyoruz.

Oysa bir zamanlar göç alan bir kaç şehirden biriydi Samsun.

Bölgenin deposu gibiydi.

Tokatlısı, Amasyalısı, Sinoplusu ve Ordulusu bu şehirden alış verişini yapardı.

Manifaturacılar buradaydı.

Bisküvimi lazım Tokatlı kardeşime.

Samsun'daki toptancı da vardı.

Buğday siloları buradaydı.

Yağ ve şeker depoları da.

Bunun böyle gitmeyeceği de anlaşılıyordu.

Bir şeyler yapmak gerekiyordu.

Ticarete dayalı ekonomik yapının şehri daha fazla besleyemeyeceği anlaşılıyordu.

Üretmek zorundaydık yani.

Sanayi gerekliydi.

Ama onu da yapamadık.

Bakır, Azot, Tekel, Karayolları gibi kamu kurumları istihdamı sağlıyordu ama onlar da elimizden uçup gitti.

Kaldık ortada yani.

İş ve aş bekleyen gençlerimizin bu ihtiyacını karşılayamaz olduk.

Yusuf Ziya Yılmaz'ın, Muzaffer Önder'i yenerek seçimi kazandığı yılları Mustafa Demir de hatırlayacaktır.

Yılmaz, ne vaat etmişti bu şehre.

''Şehrin katalizörü olacağım, gençlerinize iş alanları yaratacağım'' demişti değil mi?

Sonuçta ne oldu peki.

Seçimden bir hafta sonra belediyenin başkanlık makamının olduğu binanın girişine ''iş için gelmeyin'' diye uyarılar yazıldı.

Samsun birinci önceliği istihdamdır.

Dürüm döner ve akıllı telefon satıcılarının kazandırdıklarıyla bu şehrin ekonomisini çeviremeyeceğinizi anlayın artık.

Bitik durumdayız.

Çözüm de üretemiyoruz.

Mustafa Demir Yalı Kafe'yi yıktı.

Aylardır, yerine bir şey yapamamama nedeni budur bence.

Yıkmak kolay.

Yapmak zor.

Maharet, zor olanı başarmaktır.

 

***

 

Mizahçıların işi zor.

 

İ.Bülent Çelik, Bedri Koraman'dan sonra Samsun'un bu ülkeye armağanı olan önemli mizahçılardan biridir.

Star'da, Vatan'da ve Hürriyet'te karikatürler çizmişti bir dönem.

Şimdilerde de Pencere'de gündemdeki önemli haberlerini çizdiği karikatürlerle anlatıyor.

Pencere'de ayrıca Cuma günleri gündemin önemli konularını mizahi yaklaşımla yazıp değerlendiriyor.

Devlet Bahçeli'nin aşılanma haberini, ''Bahçeli'nin aşısını yapan Gülnaz Şırınga adlı hemşire, 'canımızı yakanın canını yakarız' sloganıyla darp edildi'' şeklindeki mizah yazısı, Halk TV'nin programcılarından Özlem Gürses tarafından ciddi bir habermiş gibi okunmuştu.

Özlem Gürses, hatasını fark edip sonra haberi düzeltse de konu internette trend topik oldu.

Sağlık Bakanlığı Gülnaz Şırınga adlı bir hemşirelerinin bulunmadığını açıklamak zorunda kalırken, Teyit org.da, Bülent Çelik'i arayıp, ''Haber doğru mu?'' diye sormuş..

Bu arada iktidara yakınlığıyla bilinen bir TV kanalındaki tartışma programında Özlem Gürses'in bu hatayı sehven yapmadığı, Halk TV sunucusunun bunu, MHP'yi alaya almak ve yıpratmak amacıyla özellikle yaptığını söylemiş iyimi.

Şaka gibi bir ülkeyiz.

Mizahçıların işi zor sahiden.

‘’Ne günlere kaldık Ya Rabbi’’ diyesim geliyor.

Gülmek serbest haliyle..

Hadi hep beraber gülelim.

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi