24.11.2019
Geçtiğimiz günlerde AK Parti Çorum Milletvekili Erol Kavuncu, şehrindeki ekonomik gelişmeyi anlatırken ‘'Samsun bizim ölçeğimizde değil'’ demişti.
Yener Cabbar da bunun üzerine sert bir yazı kaleme almıştı.
Yener Cabbar’ın amacı milletvekilini suçlamak değildi asla o daha çok Samsun’un düştüğü perişan hale dikkati çekmek istiyordu haklı olarak.
Şunu da yanlış anlamayın, Çorum’un bizi geçmesi değil perişanlığımız.
Şudur kısaca:
Çorum ve Samsun arasında bir fark var.
Nedir o fark diye sorarsanız, Çorum ve Samsun’u yönetenler ile Çorum’u yönetenler ve bu iki şehrin siyasetine söz sahibi olup, şehre yön verme yetkisine sahip olanların tutum ve davranışlarıdır
Ki;
Biz de bu satırlar da kimi zaman bu duruma dikkati çekiyorduk ama itiraf etmeliyim ki, Yener Cabbar’ın yazısı daha etkili olmuş.
Ekonomi gazetesi Dünya’da 20 yıla yakın Bölge Temsilcisi olarak görev yapmış olmam nedeniyle bölgedeki illerin ekonomik yapılarını incelerdim.
Çorum’da bunlardan biridir.
Çorum’un atılımı 80’lı yılların sonunda başladı.
‘Anadolu Kaplanı’ olarak anılmaya da o tarihlerde başlanır.
Çorum ‘Anadolu Kaplanı’ olurken ve hala bu özelliğini korurken, biz yerimizde neden saydık.
Nedir buna sebep.
Temel fark, seçilmişlerin sanayiye ve sanayiciye bakış açısında görülebilir.
Misal, Çorum Ticaret ve Sanayi Odasına seçtiği Başkanın şehre ne kattığıyla ilgilenirken, Samsun’da başarının ölçüsü, TSO Başkanının TOBB’da bir masa kapıp kapmadığıyla ilgilenildi.
O yılların Çorum TSO Başkanı Ümit Uzel adına emekli bir öğretmendi. Küçük Sanayi Sitesinde yedek parça satan ufak bir işyeri vardı ama vizyonu o küçük dükkana sığmayacak kadar genişti.
Bir de, kendisiyle uyum içinde çalışamaya özen gösteren Turan Kılıççıoğlu adında idealist bir Belediye Başkanı ile aynı dönemde görev yapma şansına sahipti.
Mesela bizde, şehrimize yatırım yapmak isteyen sanayicilere ‘yolunacak kaz’ gözüyle bakılıyor ya, Çorum’da o rahmetli Belediye Başkanı Turan Kılıççıoğlu ise, şehrine gelen yatırımcıya belediyenin olanaklarıyla her türlü yardımı yapıyordu.
Bilinen bir kuraldır.
Bir arazide fabrika kurarken en fazla harcama alt yapı çalışmalarına yapılır.
Çorum da, ‘’Gel, yeter ki yatırım yapmak iste. Altyapınızı belediye hazırlayacak’’ denilirken, Samsun’da ise yatırımcıdan ne koparırız gibi ucuz hesaplar yapılıyordu.
Yener Cabbar’ın yazısında dikkati çektiği gibi Çorumlu meslektaşımız Mustafa Demirer, ‘’Sizin upuzun sahile sahip, güzelliği diller destan şehrinizde limanlarınız, havaalanınız, demiryolunuz var, biz de onların hiç biri yok’’ demiş ya.
Doğrudur.
Havaalanımız var.
Limanlarımız var.
Yeniden açılmayı bekleyen konvansiyonel özelliğe sahip demiryolumuz da var.
Yaz aylarında ince kumla kaplı plajlarımıza Çorumlular da ilgi gösteriyor.
Sahilimiz dolup taşıyor.
Gelenlere bolca dürüm döner satıyoruz.
Çünkü ekonomimiz dürüm döner satışından gelen paralarla ayakta duruyor maalesef.
Fiziki birçok özelliğe sahibiz çok şükür.
Ve fakat
Çok önemli bir eksiğimiz var.
Vizyonumuz yetersiz
Hal böyle, Bu şehrin Valisi ve Belediye Başkanı ovamızın göbeğine kurulacak termik santrali yatırım diye sunuyor.
TSO Başkanı da onları destekliyor.
Bu derede bu kadar balık tutulur arkadaş.
Fazlasını beklemeyin.