4.07.2021
Bir süredir Samsun’dan uzakta kalan bir arkadaşım aradı. Her zaman olduğu gibi ‘’Samsun’da ne var, ne yok?’’ şeklinde sorusuyla başlayan sohbetimiz, zamanla Samsun’un ekonomik yapısına geldi. Samsun’da işler kötü. Başta büyükşehir olmak üzere belediyel
Samsun’da asırlık şirket bulamamak
Ragıp GÖKER
Bir süredir Samsun’dan uzakta kalan bir arkadaşım aradı.
Her zaman olduğu gibi ‘’Samsun’da ne var, ne yok?’’ şeklinde sorusuyla başlayan sohbetimiz, zamanla Samsun’un ekonomik yapısına geldi.
Samsun’da işler kötü.
Başta büyükşehir olmak üzere belediyelerin hali pür melalini sanırım anlatmaya gerek yoktur.
Keşke daha iyi şeyler yazabilseydim ama dökülüyorlar maalesef.
İlçe belediyeleri arasında gayretli olanlar var elbette.
Güçleri nispetinde hizmet yarışını sürdürüyor bazıları.
Ama Büyükşehir tam anlamıyla dökülüyor.
Yaptığı bir şeye henüz rastlamadık ama bozup yıktıkları var maalesef.
Yönetim bu durumda ne yazık ki;
Ekonomi desen yerlerde sürünüyor.
Kamusal yatırımların tamamı ya satıldı.
Ya da kapandı.
Kamu yatırımlarının en büyüklerinden üçü azot, bakır ve sigara fabrikalarıydı.
Özelleştirildiler biliyorsunuz.
Başarılarıyla övünebildiğimiz şirketlerimiz var ama geçmişte Samsun ekonomisini sırtlayan bu üç şirketin günümüzde esamesi okunmuyor maalesef.
Biliyorsunuz İstanbul Sanayi Odası her yıl önce 500, sonra da ikinci 500 büyük olmak üzere ülkemizin büyük firmalarını açıklıyor.
Son 30 yıl içinde bu şirketleri o listelerde göremedim.
Azot, bakır ve Tekel’in Samsun Sigara fabrikası ölçeğinde değerlendirmesem de Vezirköprü Orman Ürünleri de şimdilerde özel sektör bünyesinde faaliyet gösteriyor ama o da bir kamu yatırımı olarak kurulmuştu.
Şimdilerde maşallahı var.
Bir yıl ilk 500 arasında olmazsa da,takip eden yılda mutlaka ikinci 500 büyük firma arasına giriyor.
Gerek azot, gerekse bakır ve dahi sigara fabrikalarının hacim olarak Vezirköprü ‘deki orman ürünleri tesisinden aşağı kalır yanı olduğunu düşünmüyorum.
Bu üç işletmenin ülkenin bin büyük firmasının yayınlandığı listeye girememesinin bilemediğimiz nedenleri vardır elbette ama bu üç işletmemizi de o listelerde gördüğüm gün herkesten fazla ben mutlu olacağım bilesiniz.
Şimdilik Yeşilyurt, Ulusoy Un, Özyılmaz Fındık, Borsan, Sürsan, Karaçuha fındık Vezirköprü Orman Ürünleri, Adeka, Sampa, Unsan Un ve Samsun Yurt Savunma sanayi gibi firmalarla övünekle yetineceğiz galiba
Büyük başarı sağlayarak bin büyük arasına giren firmalarımızın sahipleriyle yöneticilerini ve tüm çalışanlarını kutlamak isterim.
Ve fakat.
Bu firmalarımızın da hiç biri köklü şirketlerden sayılmıyor.
Hepsinin geçmişi yeni yani
Oysa Rahmetli Vehbi Koç’un ilk şirketini kurduğu tarihin üzerinden 95 yıl geçmiş.
Asırlık bir çınar olmuş Koç Grubu.
Kutlu olsun.
Samsun’da asırlık bir şirket yok maalesef.
Neden acaba diye soranınız oldu mu bilmiyorum.
Tamam.
Bu durumu, ülkemizde bile henüz bir burjuva sınıfı oluşmamışken Samsun’da nasıl oluşsun ki gibi bir gerekçeye bağlayabiliriz ama Samsun’da yüz yıl önce insan yaşıyordu ve ticaret de yapılıyordu değil mi?
Nerede o insanlar ve firmalar.
Kaçırdık hepsini.
Samsun makine sanayinin merkez ofisi bile Samsun’da değil.
Geçmişin dev firması Ulusoy gibi.
Bir dünya devi haline gelmek üzere olan Yıldırım Grubunu bile bu şehirden kaçırmak için yapmadığımız kötülük kalmadı.
Gelirlerimiz azalıyor.
Üretimden uzaklaşıyoruz zira.
Büyükşehir belediyelerinin gelirleri o şehirde ödenen vergilerin oranına göre belirleniyor.
Bu biliniyor olmasına rağmen, Samsun’dan firmaların kaçırılmasını sağlayanlar arasında belediyelerin olmasına da şaşırmıyor değilim hani.
Demem o ki;
Her ne oluyorsa, onu biz yapıyoruz kendimize.