Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

13.06.2021

Çiviyi doğru yere çakmak

Çiviyi de doğru yere çakmak önemlidir ama. Yanlış yere çakılan her çivi faydadan çok zarar veriyor zira. 63 yıllık yaşamımın 45 yılını gazetecilik mesleği içinde geçirmiş bir Samsun hemşerisi olarak göz boyamak ve oy devşirmek adına yapılan kimi yanlış ya

Yazıya başlarken şu tespiti peşinen yapmak isterim:

Ülkeme ve dolayısıyla şehrime yapılan yatırımlar için emeği geçen siyaset insanından, bürokratına herkese minnettarım.

Samsun özelinden konuşacak olursak, şehrime her kim bir çivi çaktıysa Allah onlardan razı olsun.

Çiviyi de doğru yere çakmak önemlidir ama.

Yanlış yere çakılan her çivi faydadan çok zarar veriyor zira.

63 yıllık yaşamımın 45 yılını gazetecilik mesleği içinde geçirmiş bir Samsun hemşerisi olarak göz boyamak ve oy devşirmek adına yapılan kimi yanlış yatırımların nelere sebep olduğunu görmüş biriyim.

Liman'ı buna ilk örnek olarak verebilirim.

Azot ve Bakır fabrikaları da bir başka örnek!

Bu tespiti yaptım diye, gerek Samsun Limanı ve gerekse Azot ve Bakır fabrikalarının gereksiz yatırım olduklarını söylüyor değilim.

Elbette ki hepsi çok önemli yatırımlardı.

Emeği geçenlere medyunu şükranım ama bu üç önemli yatırımın şimdi bulundukları yerler için kim ''Doğru karardı'' diyebilir.

Liman Samsun halkının yıllarca denizle irtibatını kesmişti.

50'li yıllar öncesinin Samsun fotoğraflarında dalgalarının Büyük Caminin duvarına vurduğunu görüyoruz.

Günümüzde böylesi bir yatırımı yapmayı düşünsek 2 milyar doları gözden çıkarmamız gerektiği anlaşılıyor.

Tekkeköy ovasının hemen yanında konuşlandırılan Azot ve Bakır fabrikalarının bacalarından çıkan gazların ekili arazilere verdiği zararları ve buna dair tazminatları kamu ödedi ama aslında ama o paraların hepsi bizim cebimizden çıktı.

Başka yer yokmuş gibi Organize Sanayi Bölgesini ve çevresindeki küçük sanayi sitlerinin de Kirazlık'taki tarım alanları üzerine kurulması nedeniyle günümüzde kim ''Çivi doğru yere çakılmış'' diyebilir.

Bu örnekleri çoğaltabiliriz elbette.

Mesela limanın yapılması için doldurulan alan üzerine konuşlanmış mezbelelikleri temizlemek için harcanan çabayı yaşı 30'un üzerinde olan herkes hatırlayacaktır.

Dünya Gazetesinde görev yaparken sık sık ekonomi ağırlıklı toplantılar düzenlerdik.

1997 yılıydı sanırım bir dönem CHP Antalya Milletvekili olarak TBMM'de görev yapmış RİTO Tohumculuğun Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Ünal'ı, Samsun ve Ordu'da tarım konusunu konuşmak amacıyla düzenlediğimiz toplantılara davet etmiştik.

Bir toplantı sırasında Hasan Ünal'ın mimar olan eşi hanımefendi de misafirimiz olmuştu.

Üzerinden 25 yıla yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen hanımefendinin Fatsa'daki Dolunay Otel'in restoranındaki akşam yemeği sırasında söylediği ''Mimarlık fakültelerindeki derslerde, Samsun, Türkiye'deki kötü şehirleşmeye örnek gösterilir'' şeklindeki tespitini hiç unutmam.

Oysa liman yapılmadan önce Samsun, denize paralel caddelerini denize dikine inen sokaklarının kesmesiyle ve bu nedenle ülkemizdeki en düzgün planlanmış şehirlerinden biri olarak biliniyorken, liman sonrası bozulan yapı nedeniyle mimarlık fakültelerinde ''Kötü şehirleşme nasıl olur''  şeklindeki sorunun kaynağı olmuş.

Dün bu sütunda yazmıştım.

Rahmetli Muzaffer Önder, ''Şehrin girişini, Brüksel'in girişine benzeteceğim'' diyordu ama bunu yapamamıştı.

Brüksel'i görme şansım olmadığı için Yusuf Ziya Yılmaz'ın, Liman için yapılan dolgu alanında oluşan mezbeleliği temizledikten sonra meydana gelen görüntü, Brüksel'in girişine benzedi mi bilmiyorum ama Yusuf Ziya Yılmaz'ın o projesi için ''Çivi doğru yere çakıldı'' diyebiliriz.

Şehrin önü açıldığı gibi, o proje Samsun'u yeniden yaşanabilir şehirlerden biri yapmıştı.

Şehrin önünden kaldırılan o yapılardan sonra oluşan parklar ve sahil yolu, Samsun halkını yaklaşık 50 yıl sonra yeniden denizle buluşturmuştu.

Ve fakat

Mustafa Demir Yönetimindeki Samsun Büyükşehir Belediyesi, bin bir zorlukla oluşturulan o güzelliği bozmaya çalışıyor şimdi.

Mustafa Demir, o alanda önce Kent Yönetim Merkezi yapmayı planladı.

O proje mahkemelik oldu biliyorsunuz.

Bu yetmezmiş gibi mahkemelik olan o yapının yanı başına ilçeler için minibüs garajı da yapmayı planlanıyor.

Yusuf Ziya Yılmaz'ın kamyon garajını kaldırırken kelimenin tam anlamıyla göbeği çatlamıştı.

Mustafa Demir, tam da kamyon garajının kaldırıldığı alana minibüs terminali yapmak istiyor ya bu durum tam da ''Bir çivi yanlış yere nasıl çakılır.'' diyebilmek için güzel iki örnek olmuş.

Yazık ama.

Samsun, siyasetçilerin egolarını tatmin edecekleri şehir olmamalı ama değil mi?..

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi