Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

27.04.2019

Sabit Sabır'ı yaşamak,anlamak,anlatmak!

40 yıldır, “fındıkla yatıp-kalkanlar sülalesinden (!)” sayılsam da; söz konusu Sabit Sabır olduğunda, değil yatıp kalmak, yatağından yanından bile geçenlerden sayılmazsam, “bir haksızlığa uğradığımı” zerre kadar dahi düşünmem!

Sanırım, ben diyeyim “her yanı fındık”, siz söyleyin; “yediden yetmişe fındık” ile donatılmış olanlarda bile, benimle aynı kategoride bulunanların sayısı hiç de az değildir.

Çünkü, söz konusu olan SABİT SABIR ise, hani denir ya; “gerisi teferruattır” diye! Hahh! İşte öyle bir şey!

*

İşte, bu “öyle bir şey” dediğimiz, bilgi ve birikimdir SABİT SABIR’ı sektörün hatırı sayılır kuruluşlarından olan ve kuruluşu bir asıra yaklaşan Trabzon Ticaret Borsası’nda 28 yıl, bir o kadar ona yakın da Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nde başkanlık koltuğunda tutan!

Hani denir ya; “Koltukla başkan olmak değil, koltuğu dolduracak başkan olabilmek.”

İşte SABİT SABIR amca tam da buna misaldir!

*

O ki SABİT SABIR’a “Amca” diyebilme ve de bunu yüzlerce kez, binlerce gün yanında ve yakınında bulunarak elde edebilme bahtiyarlığına erişmiş bir kişi olarak kendimizi saydık, o cenahtan devam edelim.

Geçtiğimiz yılın Haziran ayında kaybettiğimiz, kendisi gibi fındık ile özdeşleşmiş isimlerden Kenan Oltan ile olan muhabbetinin içine hücum eden “tartışma dediğin böyle olur” atışmalarına şahitlik edememiş iseniz, bilenisiniz ki, çok ama çok büyük kayıplara uğramışsınız!

Biz o kayıpları çok az yaşayanlardan olma şansını yakaladığımız için, öncelikle ve özellikle fındık adına çokça gerçekleri SABİT AMCA’dan “bedava olarak” alabildik. Ondan aldıklarımızı da, “En kötü gerçek en güzel yalandan iyidir” penceresinden fındığa bakarak kamuoyu ile muhabir ve muharrir olarak paylaşmaya çalıştık.

*

Ama, hani denir ya; “Senin için yazmazsam iki satır, bir yalnızlık bir haksızlık hissederim” diye! İşte o eksikliği de çok ama çok hissetmiyor da değilim.

Neden mi?

Çünkü, SABİT SABIR, yaptıkları, yaşadıkları ve düşündükleri ile “Söz uçar yazı kalır” babından kelimelere, cümlelere, sayfalara, ille de kalıcı olarak kitaplara dökülmeli idi! Olmadı! Olamadı! Benim bile gerekçesi ne olur ise olsun, böyle bir eksiliğe meydan verilmesine katkım olmamalı idi!

*

SABİT AMCA, dünden değil, çok ama çok önceki zaman diliminden, sadece bugünü değil, geleceği de görebilen, meseleleri sadece fındık merkezli değil, “hayat bir bütündür” hesabıyla çok yönlü irdeleyen, inceleyen biriydi.

Sanırım, eline geçirdiği her gazeteden ilgisini çeken yerleri kesip alarak saklaması da bundandı!

Yetmedi; nereden ve kimden kaynaklı olursa olsun, aklına abes bulduğu satırlar için, “Bunu yazan kimdir? Bu nasıl bir haberdir? Bunu bana bulacak mısın?” diye hemen hemen her gün, bir veya birkaç kez SABİT AMCA tarafından aranmaz isem, bilesiniz ki o günün sonunda ya kendim de bir eksiklik hissederdim! Ya da, “SABİT AMCA bugün beni aramadı. Acaba bir şey mi oldu?” diye kendi kendime sorardım.

*

Bee, Murat Taşkın, neye çaba gösterir durursun?

Bir kitaba sığmayacak SABİT SABIR’ı, gazete makalesinde mi ifade etmeye çalışırsın?

Bırak bu nafile çabayı da, TOBB tarafından 1977 yılında Ankara’da yapılan “TÜRK FINDIĞININ TÜM SORUNLARI SEMİNERİ”nde; “Fındıkta Reklam ve Propagandanın Kârlılığı” konulu sunumdan birkaç satırı aktar yeter de artar bile!

*

“Bu konu kanaatimce bir an evvel ele alınmalıdır. Bir küçük proje ile belli bir pazarda ilk olarak bir başlangıçtan sonra kesif bir propaganda ve reklâm faaliyetine girişilmelidir.

Ancak şunu belirtmek isterim: Reklâm ve propogandadan kastım, sadece fındığın ki değildir. Büyük bir pazarlama projesinin içerisinde bir parça olarak müttalaa edilmelidir. Pazarlama gayretleri ile beraber yürütülmelidir.”

*

İşte SABİT SABIR gerçeğinin kısa bir geçmişten günümüze yansıması. 1977’in üzerinden 20 yıl geçtikten sonra, “AGANİGİ NAGANİGİ” sloganı ile yurt içinde, Fındık Tanıtım Grubu ile de yurt dışındaki çabaları ve elde edilen kazandırıcı sonuçlarını tahlil ettik mi, SABİT SABIR’ın ne denli ileri görüşlü ve fındığı bilen birisi olduğunu anlarız.

Tabii fındığa bütün halinde bakmasını ve sonucunda da anlamasını bilenlerden isek!

*

Allah gani gani rahmet eylesin. Mekanı Cennet olsun.