Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

18.07.2014

Okuyan Ve Dinleyendir İnsan Olan

Çocukluğumuz değilse bile, gençliğimiz kavga içinde geçti. Ama kavganın da can pahasına da olsa tek ve onurlu bir tarifinin yapıldığı günlerdi.

Hani "Kavgada eline geçirdiğin her taşı atmayacaksın" diye öğretildiğimiz günler var ya işte onlar..

"Can pahasına" olan gençliğimizdekilerde bir haysiyet vardı; bugün "siyasette çıkar pahasına" yapılanlarda ise haysiyetin zerresine bile rastlamak ne mümkün.

*

Hristiyan Makyavel'in, "Amaca ulaşmak her yol mübahtır" dediğini, "Helale ulaşmak için haram bile.." haline Müslüman kisvesi ile çevirmek diye tarif ediyoruz ya; işte o hesap..

Ozan Abdurrahim Kakarakoç'un 40 yıl öncesinde de "Beleşci" leri anlattığıgibi:

"Menfaat kazanında vaftiz olduysa dürzü,

Ömür boyu çirkefte yüzse gene cennetlik.

İstediği kalıba soksa sünneti, farzı,

Kur'an'ın ahkâmını bozsa gene cennetlik(?)"

*

O ki, gövdenin yorulmamış, dalın kıvrılmamış, yaprağın sararmamış, çiçeğin meyveye henüz dönüşmemiş olduğu günleri yad ettik, Artvinli meslektaşım Ahmet Külekçi merkezli elime geçen "Bizim Atabarı" adlı bakmak için değil, okumak için hazırlanmış muhteşem dergidenEskişehir Anadolu Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Araştırma Görevlisi Selda Uygun'un "Böyleydi Artvinli'nin Okuma Sevdası" başlıklı yazısından bir

bölümü paylaşalım:

"Bizim coğrafyamızda -o şartlar içerisinde- yaşayanlar için okumak oldukça önemlidir ve çoğu zaman karanlıktan çıkış yoludur. Büyüklerimden duymuşumdur hep, köylerimizin bazılarında köy kahvelerinin bir bölümü mutlaka kütüphane olarak kullanılırmış. Derme çatma yapılan terekelere kitaplar dizilirmiş. Bu kitapların lezzetli olduğunu söyleyenlerin sayısı oldukça fazlaydı. Onlar, hem eski hem de çeşitlidir, tatları baldır ve içindeki sesler geçmişimizin izleridir."

*

Evet,o günler de; yani 3 ayda bir aldığım 1.500 TL öğretim kredisinin ilk 500 lirası ile kitaplar aldığım, sonraki 500'ü ile İzmir Fuarında Müzeyyen Senar'ı dinlediğim, son 500'ü ile babamın gönderdiklerine katkı yaparak yiyip-içtiğim gençliğimdeki okuma gerçeğini, aşkını hatırladım.

Bugünler de, tünel ile yol ile, beton bloklar, telefon olmaktan çıkarılmış el aletleri, modern hastaneler vs'lerle yapılan tariflerin medeniyet olduğunun sanılmasını da..

*

Oysa medeniyetin tarifi, medeni toplumların tarifi o kadar basit ki.. Asırlar öncesinden bugüne hiç değişmedi ki:

ETİKETLER; insan olabilmek