Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
14.11.2024

7.07.2019

Kimisi cenk,kimisi meşk ederken! Neler oluyor?

Türkiye’de halâ neler mi oluyor?

Tek cümle ile:

“Tüm terör örgütlerinin temelinde Mossad’lı İsrail sermayesi ile dizayn edilmiş, CIA’lı Amerika organizasyonu olduğunu, akçeli çıkarları için bir kenara koyan ve lazım olduğunda DHKP-C ile bile işbirliği yapan FETÖ ile haşır neşir olanların dosyalarının, öyle veya böyle, onun veya bunun baskısı ya da ertelemesinin ardından yeniden raflardan indirilmeye devam edilmesi ile hesap günün geldiğinden endişe edenler, eski defterleri açarak, bilinen oyunları sergilemeye, tezgahları kurmaya, dolayısıyla kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar.”

Ama bunların anlamadıkları, vakti saati geldiğinde tecelli edecek bir dünya hakikati vardır.

O da; onun bunun himmeti ile sümen altı ettirseler de, yırtıp atsalar da, ortada dünya yaşamını dizayn eden hukuka göre işlenmiş bir suç, ahret hesabına bir günah mevcuttur.

Bu nedenle; “Yer ile gök arasında, yani bu dünya da işledikleri suç fiilinin cezasını eninde sonunda, öyle veya böyle ahrete intikal etmeden vereceklerini, çekeceklerini” bilsinler.

Yok öyle; FETÖ ile ÇETO ile, akıl, izan ve vatan sahipleri “CENK” ederken,  birileri de ben diyeyim “siyasi hesap”, siz söyleyin “siyasi ayak” adına dini, diyaneti, akçeli işleri diyaloglarla süsleyip “MEŞK” ederek geçirmek!

Ondan sonra hesap günü gelip çattığında da; “Yavuz hırsız ev sahibini kovarmış” misali olup, öteye beriye saldıracaklar!

Yok öyle! Yemezler artık! Bu toplumdakiler de artık yemeyecekler de!

Çünkü gerçekler de ortada! O gerçeklerin doldurulduğu dosyalarda!

Haa; birde bu yüksek perdeden MEŞK edenlerin birçoklarını “kelle avcısı” misali görürken, bazılarını göz ardı edenler var ki!

Hangi birini yazalım?

Sicillerini, yani yapıp eylediklerini, yazıp söylediklerini silmeye çalışan, PKK, DHKP-C, İBDA-C, DEAŞ ile bile işbirliği yapan FETÖ’cüleri mi yazalım?

Yoksa, bir yandan FETÖ avcısı kesilirken, diğer yandan akçeli ve iltimaslı çıkarlar için bunların bir kısmından, yani dosyaları raflarda olanlardan tek kelime etmeyenleri mi?

 

ADALETTEKİ HÜSRAN ARTIYOR!

Her ne kadar “Adalet Mülkün Temelidir” her yere tabelalarla asılmış!

Her Cuma Namazı öncesi imam tarafından “adaletten ayrılmayınız” hutbeden okunuyor olsa da, adil adaletteki (!) halimizi ortaya koyan bir sıralama daha yayınlandı.

Dünya Adalet Projesi’nin 2018 yılı “Hukukun Üstünlüğü Endeksi”nde Türkiye 126 ülke arasında 109 uncu sırada yer aldı. Hem de bir önceki yıla göre 8 basamak gerileyerek.

 

KULAĞIN DUYDUĞU, GÖZÜN GÖRDÜĞÜ…

Lâfın tamamı; “Kulağımın duyduğunun hiç birine inanmam. Gözümün gördüğünün yarısına inanırım” dır.

Soracaksınız ki; “Dedikodunun başını alıp gittiği, çok sözün yalansız olamadığı bir ortam kulağının duymamanı anladık da, şu gördüğünün yarısına inanmamak ne demektir.”

Onlarca, yüzlerce kez yazmış, binlerce kez kelâm etmişimdir! Ama bir kere daha izah edeyim:

-“Göz hiçbir şeyin özünü görmez. Akıl ile donatılmış, düşünebilme ile bezenmiş, irade ile güçlendirilmiş ve de anlayama, kavrama ile inanması gereken hale getirilmiş yaratık, yani insan iseniz araştırmak mecburiyetiniz vardır.”

Bunun yolu ve yöntemi de her duyduğunu değil, her gördüğüne dahi inanmamaktır.

Bizim mesleğin temel taşı da budur. Ama bizim meslekten önce insan olmanın da!

Bunun için de göze hitap eden fotoğraf çok önemlidir.

Her ne kadar foto-shop denilen uygulamalarla fotoğraf da yanıltı hale getiriliyor olsa da.

ETİKETLER; türkiye terör