Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

7.06.2020

Fındıkta adrese teslim nağmeler!

Ama, fındığın nağmesi saz ile değil, söz ile bilesiniz!

Vallahi de, billahi de önce kısmen de olsa Trifonidis, ama sonrasında da Orhan Oltan tam tamına haklı!

1950 öncesinin fındık tacirlerinden olan ve 1960’lar da Türkiye’yi terk eden Trifonidis’in “Fındık Manifestosu” meşhurdur.

Hani şu ticaretindeki zigzaglardan, iniş çıkışlardan canı yandığı için; “Fındık dinsizdir, fındık imansızdır” diyerek başladığı manifestosu var ya, ondan bahis ediyorum!

Kelimeleri uzatmayalım manifestonun bir yerinde “Fındık hakkında konuşurken başkalarını dinle fakat tatbik etme” diye öğüt veriyor!

Aslında “ağzı olan konuşuyor”a çokça örnek teşkil edenleri dinleme işine taa 70 yıl öncesinden işaret ediyor!

Trifonidis’in bu sözüne döneceğiz ama, 1985 yılında girdiği fındık sektörüne, özellikle de ihracatına damgasını vurarak, Oltan Gıda’yı marka yapıp, fındık ihraç rekortmenliğine kadar taşıyan 3 isimden (Kenan Oltan, Şükrü Güngör Köleoğlu) biri olan Orhan Oltan’ın, fındığı tarif ederken “Yokuş yukarı bile yuvarlanır” sözünü de bir kenara not edelim.

Sonra, “Trifonidis’den bugüne” diyerek, fındıkla ilgili ağzı lâf edenlerin son günlerdeki kelâmlarından örnekler verip, “kıssadan hisse” hesabıyla iyi veya kötü, negatif ya da pozitiflikleri değerlendirmesini, yorumu sizlere bırakalım:

*

Ordu Altınordu Ziraat Odası Başkanı Atakan Akça, “Herkes işini yapsın” diyerek 2020 ürünü fındık için 600 bin ton tahmini yapan TÜİK’i eleştiriyor!

Haklı olmasına haklı da, söz konusu fındık olduğunda genelde gerçeğin zaman zaman 50-100 bin ton eksiğini tahmin eden TÜİK’i neyi hedefleyerek eleştirdi anlayamadık!

Hani Ziraat Odaları genelde düşük tahmin edenleri pek eleştirmez ya!

*

Üreticilerden Okan Karaca’nın haberine “Üretici fındığa gözü gibi bakıyor” başlığı atılmış. Gözü gibi bakmasına da fiyatının 25 liraya kadar çıkması gösterilmiş!

İyi de üretici sadece fiyatın yüksek olması ile kazanmış olmaz ki! 100 kilo aldığı yerdeki 200 kiloya çıkarsın fiyattan daha çok kazanır”

Nasıl mı?

Gayet basit? 100 kilo aldığın yerden kilosu 25 liradan 2 bin 500 lira elde edersin. Ama 200 kilo alabilirsen, fiyat 15 lira olsa 3 bin, 20 lira olursa 4 bin lira kazanırsın. Var mı bir hesap yanlışlığı?

Onun için ne diyoruz? Çok çalışıp, çok üretip, çok satıp, çok kazanacağız.

İşte formül!

*

Birilerinin değil, çoklarının iş yapmayıp lâf ürettiği fındığın ana bölgesi Ünye’nin doğusunda Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler, fındıkta ezberi bozan çalışmaları ile dikkat çekiyor.

Yeri gelmiş iken, “Fındıkta ezberi bozmak” ibaresinin de Eski Ordu TSO Başkanı Ömer Aydın’a, kamuoyu tanıtımın da bana ait olduğunu belirtelim!

Sonra gelelim Hilmi Güler’e:

Bakanlık yapmış birisi olarak “attan indim, eşeğe bindim” demekten imtina dahi etmeyen Sayın Güler, büyükşehir statüsünün tarım alanlarını da kapsadığını çok meslektaşından iyi biliyor. Onun için de 200 bin hektarın üzerinde fındık alanı ile Türkiye’de değil, Dünya da en çok fındık üreten il olan Ordu’ya hem verim ve kaliteyi arttırmak, hem de genellikle yurt içinden ithal edilen işçilere yaptırılan toplama işini de, Ordu’nun öz evlatları ile çözme yolunda yukarıya doğru çıkarmada büyük çaba gösteriyor. Örnek alınacak kadar da başarılı da oluyor.

*

Konuşan çok ama, adını yazsam “reklamın iyisi de kötüsü de olmaz” mantığına hizmet eden birisi olduğu için katkıda bulunmayacağım çok iyi fındık bahçesi pozları veren, ama geçmişinde kara dediğine bugün ak diyen, yetmedi her olur olmaza bir demeç patlatan, ziraat odası hesabından hak etmediği maaşı alanlardan birisi, “Çok üretelim, çok satalım, çok kazanalım” doğrusuna karşı çıkıyor. Ve de “Türkiye, 600-700 bin değil, 1 milyon 1.5 milyon fındık üretip, yılda 2 milyar, 2.5 milyar değil, 4-5 milyar döviz kazanmalı” diye bas bas bağırmakla kalmayıp, üretimden tüketimine kadar çaba gösteren sanayici-ihracatçıyı, “çok üretelim de fındık fiyatı düşsün he mi!” diye itham eylemeye kalkıyor!

Görüyor musunuz adamdaki ben diyeyim “kafayı”, siz söyleyin “çarpık zihniyeti!”

Çalışmadan, üretmeden, satmadan kazanmayı savunuyor.

Hem de Cenab-ı Allah’ın; “Çalışmak en büyük ibadettir” buyurmasına, Hazreti Muhammed’in “Rızkın onda dokuzu üretmektedir” diyerek yol göstermesine rağmen!

Ne diyelim? Yazılacak diğerlerini de gelecek haftaya bırakıp, “Bu kafadakileri Allah ıslah eylesin” diye de dua edip şimdilik sonlandıralım!