Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
14.11.2024

13.06.2021

Yatırım ve istihdam diyoruz ama

İş insanları hem kapasiteyi artırmak hem de ilave istihdam yaratmak için yer arıyor. Ancak ülkemizde kaplumbağa hızıyla ilerleyen OSB kamulaştırma çalışmaları Karadeniz Bölgesi’nde daha da yavaş ilerliyor. Yani, “yatırımcının emrindeyiz” demek yetmiyor.

Gerek Anadolu’yu gezerken gerekse Karadeniz Bölgesi’nde yaptığımız görüşmelerde ortaya çıkan tabloya yansıyan, yüksek enflasyon ve döviz dalgalanması gibi zorluklara rağmen rağmen  sanayicilerin ve iş insanlarının yatırım iştahını görmek oluyor. İş insanları hem kapasiteyi artırmak hem de ilave istihdam yaratmak için yer arıyor. Ancak ülkemizde kaplumbağa hızıyla ilerleyen OSB kamulaştırma çalışmaları Karadeniz Bölgesi’nde daha da yavaş ilerliyor. Yani, “yatırımcının emrindeyiz” demek yetmiyor ortaya bir vizyon koymak gerekiyor. Burada da en önemli görev illerin dinamiklerine düşüyor. Ülkenin ekonomik koşulları ne kadar zorlu olsa da “iştahı” kesilmeyen yatırımcının en fazla gereksinim duyduğu OSB yapılanmaları için 7-8 yıl beklemek sizce de reva mıdır? Hele ki bunca işsizlik varken .

Mazeret üretmeden ve hemen şimdi OSB

İşte bu nedenle Karadeniz Ekonomi Gazetesi’nin manşetine bu sorunu taşıdık. Aslında deyim yerindeyse “dilimizde tüy bitti” hep aynı sözleri bu sayfalara taşımaktan. Her şeye rağmen, girişimcinin yatırım yapmak için arazi bulamaması gerçeğini gündeme getirerek “artık şu OSB’leri hiçbir mazeretin arkasına saklanmadan hayata geçirin” söylemini dillendirmeye devam edeceğiz. Özellikle pandemi döneminde ve hatta pandemiye rağmen yatırım iştahı olan sanayiciye dar gelen ve yetersiz kalan Organize Sanayi Bölgeleri’nde genişleme çalışmalarının hızlanması da bunun bir göstergesi değil mi? Türkiye'de sanayi alanlarının payının gelişmiş ülkelerin hala çok gerisinde kalmasını daha nasıl izah edebiliriz? Çok bilinmeyenli bir denklem değil ki. Çok basit ülkemizde yaşanan yüksek enflasyona rağmen yatırım yapmak isteyen sanayiciler bir tarafta,  bu girişime cevap vermesi gereken kamusal akıl da diğer tarafta. Düşünün ki; normalde bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde yüksek enflasyon ve sürpriz olmayan krizler yatırım iştahını azaltır.

 

Uluslararası kıyaslamalar

 

“Türkiye’deki sanayi alanları ve geliştirilmiş alanlar, sanayicilerin talebini karşılayamıyor” dedik yazımızın bir yerinde. Türkiye geliştirilmiş sanayi alanları açısından gelişmiş Avrupa ülkelerinin çok gerisinde kaldığı bir raporla da ortaya konuldu. Türkiye’deki sanayiye ayrılan alanların payı gelişmiş Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında arada ciddi farkların olduğu göze çarpıyor. Türkiye’de sanayi alanlarının toplam yüzölçümü içerisindeki payı, gelişmiş Avrupa ülkelerine göre oldukça düşüktür” ifadelerinin yer aldığı raporda, sanayi alanlarının payının Almanya’da Türkiye’den 15 kat daha fazla olduğu, Fransa’da ise 5 kat, İtalya’da da 7 kat fazla olduğu belirtiliyor. Almanya’da sanayi alanlarının payı yüzde 4,4 iken, bu rakam İtalya’da yüzde 2,15, Fransa’da ise yüzde 1,44 olarak ölçülürken Türkiye’de yüzde 0,36 olarak hesaplanıyor. Sanayi alanları içinde geliştirilmiş alanların payına bakıldığında da, Türkiye’nin gelişmiş ülkelerin gerisinde olduğu göze çarpıyor. Almanya’da geliştirilmiş alanların payı yüzde 10, Fransa’da yüzde 6, İtalya’da yüzde 5 iken Türkiye’de bu oran sadece yüzde 2 olarak ölçülüyor. Aynı rapora göre, gelişmiş ülkelerde tarım arazilerinin payının da toplam yüzölçümü içerisinde Türkiye’den daha yüksek olduğu görülüyor.

 

Tabloyu doğru okursak…

 

Raporda Türkiye’deki sanayi alanları ile OSB’lerin dağılımı ve büyüklüğü de inceleniyor. Sanayi alanının büyüklüğü açısından bakıldığında ilk 5 ili sırasıyla Ankara, Konya, Sivas, Bursa ve Adana oluşturuyor. OSB alanı büyüklüğüne bakıldığında ise ilk 5 il sırasıyla Ankara, Tekirdağ, Bursa, Konya ve İzmir. İstanbul ise sanayi alanı büyüklüğü olarak 7’nci sırada yer alırken, İstanbul’da OSB büyüklüğü 2 bin 148 hektar olarak ölçülüyor. Raporda sanayi alanına en az yer ayıran iller sıralamasında son üçte Tunceli, Artvin ve Ardahan geliyor. Raporda Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Ege Bölgesi’nde toplam sanayi alanı içinde OSB alanlarının ön plana çıktığına dikkat çekiliyor. Sanayi sektörünün alanlara göre istihdamının dağılımına bakıldığında OSB’ler 1 milyon 959 bin kişiye istihdam sağlıyor. Sanayi sektörünün toplam istihdamı ise 4.2 milyon kişi. Sanayi sektöründe çalışanların yüzde 46,6’sı OSB’lerde istihdam ediliyor. OSB’lerde en fazla çalışan istihdamı yapan ilk 5 il sırasıyla İstanbul (318 bin 328), Ankara (230 bin 358), Bursa (192 bin 275), Gaziantep (147 bin 855) ve Tekirdağ (146 bin 268). Sanayi Sicil Bilgi Sistemi verilerine göre, Türkiye’de yurtiçi satışların yüzde 37’si, yurtdışı satışların da 39’u OSB’lerden sağlanıyor. Sanayi sektöründe yurt içi ve yurt dışı satışların yüzde 60 gibi önemli kısmı OSB dışında üretim yapan firmalar tarafından yapılıyor. Eğer bu raporu doğru okursak Karadeniz Bölgesi’nin potansiyelini kullanamadığını da rahatlıkla görebiliriz.

 

Kontrol dışı faktörler ve riskler

 

Bütün bunları anlatırken elbette kontrol edemediğimiz faktörleri de gözardı edemeyiz. İthal hammadde ve girdi fiyatları her geçen gün daha da artıyor. Demek ki burada bir yanlışlık var. Dövizde de dalgalanmalar sürmesi, ülkenin risk priminin artması vs. Zaten bu yüzdendir Türkiye’nin finansman maliyetlerinin normal koşullarda olması gerekenden daha yüksek seyretmesi. Öte yandan yüksek enflasyonun sonucu olarak içeride TL borçlanma maliyetleri de yüksek seviyelerde bulunuyor. Sanayiciler OSB’lerde 8 yıla kadar uzayan yer tahsisi süreçlerinin sadeleştirilip, sürenin kısaltılmasını istiyor. Bu çok basit. Tüm bunlara rağmen yatırım yapmak isteyen sanayicinin önündeki engelleri kaldırın ki yatırımlar sürsün.

 

HAFTANIN SÖZÜ

En İyi Manzara En Zor Tırmanışın  Ardından Gelir

 

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi

Yazarın Diğer Yazıları