TOPYEKÛN SEFERBERLİK

Ülke olarak çok hassas bir dönemden geçiyoruz. İsraf ekonomisinden biran önce üretim ekonomisine geçmek zorundayız. Finans dünyası bu zor günlerde sektördeki tüm paydaşların özelliklede sanayicinin yanında olduğunu ortaya koymak zorundalar.

Kredi imkânlarının daraltılmasından ziyade KGF, KOSGEB ve kamu bankaları kanalıyla ucuz kredi verilmeli. Bilançolara bakılmaksızın yapılandırma talep eden vatandaş dahil iş dünyasının talepleri bankalar tarafından karşılanmalı.

Hiçbir kesimden “bankalar kredileri kıstı, kapattı, faizleri yükseltti” şikâyetleri gelmemeli. Ülkede yatırım ortamı ancak bu şekilde iyileşebilir.

Geçtiğimiz hafta içinde “enflasyonla topyekûn mücadele programı” açıklandı. İş dünyası, sanayiciler, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları bu “topyekûn mücadeleyi” destekleyen açıklamalar yaptılar. Yılbaşına kadar olumlu sonuçlar alındığında bu mücadelenin 2019’da kalıcı hale gelmesi sağlanacaktır.

Türkiye, dünyada en yüksek enflasyonu olan ilk 10 ülke arasında yer alıyor. Enflasyonla mücadele Merkez Bankası’nın işi olabilir. Ancak kamu bütün imkânlarıyla bu mücadeleye katılıp, destek vermezse bu mücadelede istenen başarı elde edilemez.

Reel sektör perakendeden-hazır giyime, bankacılık sektöründen-imalat sanayine kadar geniş bir yelpazede bu mücadeleye katkı vermeye hazır. Özel sektörün TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB gibi ülkenin önde gelen kuruluşlarının çatısı altında kampanyaya destek vermesi, etkisinin yüksek olacağı izlenimini veriyor.