Reel sektöre yönelik güvenin azalmasına Merkez Bankası’nın faiz oranlarını düşürmesinden daha önemli bir konu diyebiliriz. Sanayi üretimindeki azalış ve bu alanda faaliyet gösteren firmaların kredi kullanamaması işleri daha da zorlaştırıyor.

İş dünyası ülke ve bölge ekonomisinin üretmesi için yüksek faizlerin düşmesini beklerken onaylanabilecek kredi talepleri eksik ya da yanlış bilgi nedeniyle olumsuz sonuçlanabiliyor.

İnsanlar nedense olumsuz dedikoduya itibar etmeyi daha uygun buluyorlar, haliyle buna ister istemez bankalar da dahil oluyor. Firmalar hakkında çıkan küçük bir dedikodu, yapılan başvurunun geri dönmesinden, itibar kaybına kadar bir sürü olumsuzlukları beraberinde getiriyor.

Bu durumdan finans sektörü de rahatsız,’’Biz kredi dosyalarını hazırlıyoruz, ancak ortaya atılan sektörel dedikodular krediyi iptale itiyor’’ diyen banka müdürleri tanıyorum.

Ekonominin borsası dedikodu değil rakamlar olmalıdır. İnşaat sektöründe ya da diğer sektörlerde olsun KOBİ'lerin bilançolarının yetersizliği ya da negatif algı nedeniyle kredi kullanamamalarının büyük sıkıntı yarattığı piyasalarda kentin dinamikleri sektörü kucaklayan, koruyan olumlu açıklamalar yapmalı.

Ticaret ve sanayi odası başkanları, esnaf odaları, inşaat sektörünün; kısacası tüm sektör temsilcilerinin başkanları hatta ilin valileri ve belediye başkanları esnafa, reel sektöre moral ziyaretleri yapıp, firma sahiplerini motive edecek açıklamalar yapabilirler.

İş dünyası piyasalar üzerindeki moral bozukluğu ve belirsizlik ortamının kalkması için gün sayıyor.