Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

28.11.2021

 Şili seçimine yakından bakmak..

Konum Şili... Şili’deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri  beni çok şaşırttı. Otoriterlik yanlısı A. Kast  % 28 aldı, ilk sırada çıktı. Özgürlükçülerin adayı G. Boric ancak % 26 oy alabildi ,ikinci oldu. Oysa bu Şili‘nin 15 milyon seçmeni, bir kaç ay önce özgürl

Latin Amerika’da  siyasal  yönelim nereye doğru? Konuya daha yakından bakmak istiyorum.

1995‘den bu yana  Latin Amerika kıt’ası  için bir  ‘’siyasal ölçüm‘’ yapılır. Adı ‘’Latinobarometre’’, 18 ülkede ölçüm yapılıyor. Sonuncusu, Ekim 2021’de yayınlandı, dünya halini çok iyi veriyor.Evet, insanların  %50’si demokrasiden yana. Yine aynı nüfusun % 70’i demokrasinin işleyiş biçiminden yana  tatmin olmuyor, ‘’ yetersiz ‘’ buluyor. Evet, askeri bir yönetimi  onaylamıyorlar  ama güçlü adam ‘’ ya da İspanyolca deyimle ‘’ caudillos‘’u arzuluyorlar. Barometrenin yöneticisi diyor ki :  Demokrasiye daha güçlü bir destek bekliyordum...

İşin ayrıntısına bakalım:  Evet, % 50 si ‘’ demokrasiden yanayım ‘’ derken, % 13 ‘ü  otokrasi için ‘’evet ‘’ diyor. ‘’Hiç bir benim için bir şey söylemiyor ‘’ diyen küme, onlar da % 25. Bu kesimin özellikle 25-40 yaş grubunda olması olayı kayda değer kılıyor.

Her şeyi bir yana koyalım, Latin dünyası, çok değil  8 yıl önce 2013’de   %79 oranla demokrasiden  yana çıkıyordu.Hissedilir bir düşüş değil mi ? Daha da önemlisi bu dünyanın 2 büyüğü  Meksika ve Brezilya’da  ‘’evet ‘’ oranı ortalamanın  altında. 18 ülke içinde  ‘’ortalamanın üstünde ‘’ olan  sadece 7 ülke var.

Peki sorun nerede düğümlü ?

İnsanlar için ekonomi 1.sorun odağı.  Ama öyle olsa da piyasa  ekonomisinin  ‘’tek çözüm ‘’ olduğu inancı ilk sırada yer almakta. Demek ki konu ekonomi değil, gelirin ve servetin dağılımı. İnsanların % 83 ‘ü gelirin dağılımını ‘’adaletsiz ‘’ buluyor, doğru söze ne denir ki ?

Barometre ölçümünü ‘’ Hangi kurum güvebilir ? ‘’ bilgisi ile tamamlayalım, zira çok şey söylüyor :  İnsanların % 60’ı için  kilise  ‘’ en güvenilir ‘’ kurum.  Buna karşılık  siyasal partiler  % 13 ile  ‘’ en az güvenilir ‘’durumda.

Bu veri bile bir siyasal analiz yapmamız için çok şeyler söylemiyor mu ?

Sonuçta herkes, demokrasiden yana ama demokrasinin işleyiş biçiminden memnun değil. Askeri yönetim istemiyor ama ‘’güçlü adam ‘’ı arzuluyor.

Bu çok bilinmeyenli denklem, sadece Latin Amerika’yı değil, dünyanın genel halini anlatmıyor mu ?

Ama Şili için birkaç söz daha söylemek  gerek : ‘’Karanlığın adayı ‘’ Kast, 9 çocuklu,aile planlamasına karşı,kadın-erkek eşitliğini red ediyor, eski cunta lideri Pinochet  yanlısı,kardeşi bu faşist generalin Merkez Bankası başkanıydı. Göçe karşı. Doğaldır ki,düzenin aynen korunmasını istiyor, taş oynatmayacak. Şili seçimlerini  de  ‘’ komünizm ile özgürlük arasında yapılan tercih ‘’ olarak  tanımlıyor. Buna karşılık  ‘’özgürlüklerin ve aydınlığın adayı ‘’  G. Boric, Şili ‘de sosyal güvenlik sistemini yok eden özel sigortaları iptal etmeyi,eğitimi iyileştirmeyi  ve parasız yapmayı söz veriyor. Bunun için de  zenginlerden daha fazla  vergi alacağını ilan ediyor. Ama bence en önemli vaadi  şu sözlerinde saklı :

-Bugün görevimiz, daha adil bir ülkeye giden yolu sunduğumuza başkalarını ikna etmektir.Unutmayacağız ki onlar bize savaş ilan ettiler ama biz umut ilan edeceğiz. Yaşasın Şili  ve onun çalışkan insanları,yolumuz umut yolunda  korku kültürünü  yoketmektir...

Evet,düğüm korku ve korku kültüründe...

Aynı hafta  Venezuella seçmeden yaptığı seçimini  korku içinde yapmış, Arjantin  ara seçimlerinde  Peronistler sadece korkuyu pompalamış, Şili ise kıt’anın en büyük göç alan ülkesi.

Bu koşullarda ortamı sadece ve sadece korku yönetiyor.

19 Aralık’da yapılacak 2.tur seçimlerinde  Şili’nin  tercihi  ‘’aydınlık’’ ile ‘’ korku ‘’arasında olacak.

Bu yüzden korku kültürünü yok etmek için hep boğuşan  ‘’ışığın ve sevincin türkücüsü ‘’ Yaşar Kemal‘e bir kez daha selam olsun...

  

 

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi