Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

17.01.2022

HELLİM İÇİN YOL ALMAK

​​​​​​​Geçen hafta sizlere  eoro’nun 20. yaşına basması nedeniyle yolladığım yazıya çokca dostumun katkısını aldım.

Ancak bunlar içinde  Türkiye’nin  anlamlı Cumhuriyet  Dönemi Tarihçisi olan  Prof. Dr. Engin Berber  dostumun yazdıklarını sizlerle paylaşmak isterim :

-Avro'yu konu edinen yazınızı okudum, çok faydalandım. Ancak bir konuda size katılmadığımı paylaşmak istedim. "Federal Avrupa" değil ama "Birleşik Avrupa'nın olabileceğini hiç sanmam. Bunu milliyetçi saikle değil, tarihin bir laboratuvar olduğunu düşünen (tıpkı Comte, Spinoza ve Marks gibi) bir sosyal bilimci olarak söylediğimi tahmin etmişsinizdir. Avrupa'nın son milenyumuna bakıldığında görünen, Avrupa'yı birleştirmek düşüncesinin birçok sebepten dolayı mümkün olmadığını, ancak her çöküşle birlikte yeniden birleştirmek için sürecin yeniden başladığı görülüyor. Benim gördüğüm, Avrupa'yı Avrupa yapan, birleştirmeyi kolaylaştıran değerler (Antik Yunan, Yahudi-Hristiyan Kültürü ve laik-parlamenter düzen) kadar, ayıran ögeler var. Bunları örnekleyecek yerim yok ama katolik-protestan ayrılığı, resmi tarih dayatmacılığı, Birlik içi borçlandırma politikalarının yarattığı Almanya dominasyonu, giderek yükselen Euro karşıtlığı, yükselen ırkçılık-göçmen karşıtlığı vb. Bu arada, Avrupa'nın gerçek anlamda birleşmesi, Türk Dış Politikası'nın ikamesi anlamında ciddi bir sıkıntıdır.

Dr. Berber’e bu katkısı için  teşekkür ederim.

Bu hafta sizlerle gündem içinde  küçücük ama anlamı çok büyük olan ‘’ Kıbrıs Helliminin AB Tarafondan Onaylanması ‘’ konusunu paylaşmak istiyorum.

                                                                 X

KKTC  Ziraat Mühendisleri  Odası, 10 Ocak 2022’de, tarımsal öğretiminin  başlamasının 176.yılını  anlamlı  bir törenle kutlamak istedi. Başkan  Erkut Uluçam, küçükbaş hayvancılık  konusunda  dünya literatüründe adı anılan bir uzman olan Prof. Dr. Nazan Koluman‘ı ‘’KKTC’de Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliği ve Hellimin  Coğrafi Tescil Sürecine Uyumu ‘’ konusunda  bir konferans  vermeye  davet etti. Nazan hocayı  Kıbrıs  küçükbaş hayvancılığını çalışmış bir uzman olarak tanınıyorum. Anlatacakları hep saha verilerine dayalı olacaktı, nitekim öyle de oldu...

Nazan hoca,onca hayvan işletmesini ziyaret etmiş. Tesbiti şu :  Sanıldığının aksine, Kuzey Kıbrıs’da  anlamlı sayıda koyun ve keçi varlığı var. Ama  Nazan hoca sadece hayvanı değil, bu coğrafyaya özgü  uygun hayvan genotipi  arıyor ve kuşkusuz arayınca, buluyor da... Bu ırk programlaması sonrası,  adaya özgü,güneşe ve susuzluğa dayanıklı olan Assaf keçisi ,Damaskus  ve Damaskus  Melezi keçisi  İvesi koyunu adaya özgü olarak AB tarafından  ‘’onaylanıyor ‘’. Bu onay sözünün altını çizmeli, bu onay ile AB ‘’Bu hayvanların sütünden üretilme  hellim peynirini ben  hellim peyniri olarak alırım ‘’ demiş oluyor.

Ama Nazan Koluman hoca,  bu saptamayı yapmakla yetinmiyor, her projede yer alması gereken ‘’zor soruyu’’ sorarak ‘’ Bu günkü koşullarda hayvan yetiştiriciliği maliyetini  karşılıyor mu ? ‘’ sorusunu soruyor, cevabını şöyle veriyor :

-3 kg’lık bir oğlak,  yetişene dek 80 lt süt tüketir,250 kg yem yer.2022 koşullarında süt üretim maliyeti 13-14 TL‘sına geliyor, iş ekonomik değil.

Prof. Koluman ‘’eğer süt ürünlerinde ihtisaslaşmak istiyorsanız  noktasal değil, bir üretim zincirini yaşatmalısınız ‘’ mesajını vermiş oluyor.    

Peki, Kıbrıs’ın AB’ye hellim ihracatı konusu  nedir  ? ‘’Hellim Olayı ‘’ Kıbrıs‘ın geneli için neden önemlidir ? 

Hellim peyniri,  ‘’Kıbrıs’a has ürün’’ olarak AB‘den coğrafi işaret (PDO) aldı. İş, Mart 2021‘de sonuçlandı.

Hellim‘in AB‘nin 27 ülkesindeki pazar hacmi 260 milyon $.

Bu coğrafi işaret  tescili   sonras,ı ürün kuzey ya da güney Kıbrıs  nerede üretilirse üretilirsin ‘’ Made in Cyprus ‘’ alameti farikasını taşıyacak. Bu tescil ile  coğrafyası  Kıbrıs’l Türk  ve Kıbrıs’lı  Rum’lardan oluşan  ve  2 parçalı  Kıbrıs’da AB  ‘’üretilen  hellim   adanın  neresinde  üretilirse üretilsin,  hellimi  ben  artık Kıbrıs’ın tamamına özgü bir ürün olarak kabul ediyorum ‘’ demiş oluyor.

Bu tescil, Kuzey Kıbrıs‘ın dışında bırakılıp,  Güney kesiminin  Kıbrıs‘ın AB üyesi olduğu   1 Mayıs 2004’den bu yana  gerçekleşen  ‘’en büyük sivil eylem ‘’.

AB, Kuzey ya da Güney Kıbrıs ‘lı girişimcilerin tek tek ya da birlikte yapacakları hellim ihracatını,  süt içeriği  koşullarına uygun olması kaydıyla ‘’ Kıbrıs Ürünü ‘’ olarak kabul ediyor.       

Ama bu  hellimin Kıbrıs‘daki keçi / koyun varlığının  sütünden üretilmiş olması gerekiyor. Koşul, küçükbaş hayvanlardan oluşma  süt oranının hellimde    % 51  olması. 

Bunu halen ne Kuzey Kıbrıs, ne de Güney Kıbrıs   hayvancılığı  karşılayamıyor. AB ise standardı geliştirmek için  Kıbrıs’a  teknik ve  mali yardım yapmayı yükümleniyor.2022’de  Kuzey Kıbrıs‘a  bu iş için  tahsis edilen bütçe 10 Milyon Euro.

Hellimin bu AB  coğrafi işaretini kazanması sonrası,  Kıbrıs’lı  üretici  450 milyon nüfuslu AB pazarına serbest satış / ihracat yapabilecek.Ürünün çıkış yapabilmesi için Kıbrıs Rum kesimi üstünden geçmesi gerekiyor.  Bunun için AB  Yeşil Hat Tüzüğü ‘nün değişmesi gerekiyordu, bu da  gerçekleşti.

Bütün bunlar olmasaydı,  hellim’in KKTC için  tek adresi ortadoğu pazarları olacaktı. Oysa Kuzey Kıbrıs  ortadoğu ülkeleri pazarına  girebilmek ciddi bir sübvansiyon veriyor. Lojistik gider desteği, vergi muafiyeti ya da iadesi olarak, kg ‘da ürün fiyatının  % 30‘una varan  bir sübvansiyon var. Bununla kalmıyor, yem yeterli değil, ithal ediliyor,2019 ‘da 1.8 milyon soya küspesi için 15  milyon $’lık ithalat yapıldı.Sonuçta, KKTC’den ortadoğu ülkelerine hellim  ihracatı yapmak  ‘’eksi toplamlı bir oyun ‘’Böylesi bir  ihracat   Prof. Bghawati ‘nin kullandığı ‘’ Fakirleştirici  Büyüme ‘’ kavramı içinde yer alır.

Konunun  hellim üretiminde    ‘’ kıvam ‘’ kazanması için  nisbi fiyatı  inek sütüne  göre  daha yüksek olan  koyun sütüne  ‘’ satın alma garantisi ‘’ verilmesi  gerekiyor.

Konunun nihai  ayağı ise  bu sütten üretilen  hellim ‘i bir AB ülkesinde pazarlayacak bir pilot  girişim. Konu dolambaçlı bir süreç olarak gözükse de  ‘’ yalın işletmecilik ‘’ yapıldığında,  sonuç verecek bir olgu.

Yeter ki işin içinde ‘’ niyet  ve iyi niyet ( Arapça : hüsnüniyet )‘’ olsun.     

Hellim ihracatı  artık  bir  ‘’Avrupa Birliği Projesi‘’, bu ‘’ilk adım‘’ i başaran Kuzey ve Güney’in sivil toplum  kuruluşlarını ve bu işin bu denli yalın olarak anlamamızı sağlayan ZMO‘yu ve Başkanı Erkut Uluçam’ı  ve  sahada  ter döken  Dr. Nazan Koluman hocayı  kutluyorum.    

(km /gönderi :15.01.2022)