17.01.2022
Geçen hafta sizlere eoro’nun 20. yaşına basması nedeniyle yolladığım yazıya çokca dostumun katkısını aldım.
Ancak bunlar içinde Türkiye’nin anlamlı Cumhuriyet Dönemi Tarihçisi olan Prof. Dr. Engin Berber dostumun yazdıklarını sizlerle paylaşmak isterim :
-Avro'yu konu edinen yazınızı okudum, çok faydalandım. Ancak bir konuda size katılmadığımı paylaşmak istedim. "Federal Avrupa" değil ama "Birleşik Avrupa'nın olabileceğini hiç sanmam. Bunu milliyetçi saikle değil, tarihin bir laboratuvar olduğunu düşünen (tıpkı Comte, Spinoza ve Marks gibi) bir sosyal bilimci olarak söylediğimi tahmin etmişsinizdir. Avrupa'nın son milenyumuna bakıldığında görünen, Avrupa'yı birleştirmek düşüncesinin birçok sebepten dolayı mümkün olmadığını, ancak her çöküşle birlikte yeniden birleştirmek için sürecin yeniden başladığı görülüyor. Benim gördüğüm, Avrupa'yı Avrupa yapan, birleştirmeyi kolaylaştıran değerler (Antik Yunan, Yahudi-Hristiyan Kültürü ve laik-parlamenter düzen) kadar, ayıran ögeler var. Bunları örnekleyecek yerim yok ama katolik-protestan ayrılığı, resmi tarih dayatmacılığı, Birlik içi borçlandırma politikalarının yarattığı Almanya dominasyonu, giderek yükselen Euro karşıtlığı, yükselen ırkçılık-göçmen karşıtlığı vb. Bu arada, Avrupa'nın gerçek anlamda birleşmesi, Türk Dış Politikası'nın ikamesi anlamında ciddi bir sıkıntıdır.
Dr. Berber’e bu katkısı için teşekkür ederim.
Bu hafta sizlerle gündem içinde küçücük ama anlamı çok büyük olan ‘’ Kıbrıs Helliminin AB Tarafondan Onaylanması ‘’ konusunu paylaşmak istiyorum.
X
KKTC Ziraat Mühendisleri Odası, 10 Ocak 2022’de, tarımsal öğretiminin başlamasının 176.yılını anlamlı bir törenle kutlamak istedi. Başkan Erkut Uluçam, küçükbaş hayvancılık konusunda dünya literatüründe adı anılan bir uzman olan Prof. Dr. Nazan Koluman‘ı ‘’KKTC’de Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliği ve Hellimin Coğrafi Tescil Sürecine Uyumu ‘’ konusunda bir konferans vermeye davet etti. Nazan hocayı Kıbrıs küçükbaş hayvancılığını çalışmış bir uzman olarak tanınıyorum. Anlatacakları hep saha verilerine dayalı olacaktı, nitekim öyle de oldu...
Nazan hoca,onca hayvan işletmesini ziyaret etmiş. Tesbiti şu : Sanıldığının aksine, Kuzey Kıbrıs’da anlamlı sayıda koyun ve keçi varlığı var. Ama Nazan hoca sadece hayvanı değil, bu coğrafyaya özgü uygun hayvan genotipi arıyor ve kuşkusuz arayınca, buluyor da... Bu ırk programlaması sonrası, adaya özgü,güneşe ve susuzluğa dayanıklı olan Assaf keçisi ,Damaskus ve Damaskus Melezi keçisi İvesi koyunu adaya özgü olarak AB tarafından ‘’onaylanıyor ‘’. Bu onay sözünün altını çizmeli, bu onay ile AB ‘’Bu hayvanların sütünden üretilme hellim peynirini ben hellim peyniri olarak alırım ‘’ demiş oluyor.
Ama Nazan Koluman hoca, bu saptamayı yapmakla yetinmiyor, her projede yer alması gereken ‘’zor soruyu’’ sorarak ‘’ Bu günkü koşullarda hayvan yetiştiriciliği maliyetini karşılıyor mu ? ‘’ sorusunu soruyor, cevabını şöyle veriyor :
-3 kg’lık bir oğlak, yetişene dek 80 lt süt tüketir,250 kg yem yer.2022 koşullarında süt üretim maliyeti 13-14 TL‘sına geliyor, iş ekonomik değil.
Prof. Koluman ‘’eğer süt ürünlerinde ihtisaslaşmak istiyorsanız noktasal değil, bir üretim zincirini yaşatmalısınız ‘’ mesajını vermiş oluyor.
Peki, Kıbrıs’ın AB’ye hellim ihracatı konusu nedir ? ‘’Hellim Olayı ‘’ Kıbrıs‘ın geneli için neden önemlidir ?
Hellim peyniri, ‘’Kıbrıs’a has ürün’’ olarak AB‘den coğrafi işaret (PDO) aldı. İş, Mart 2021‘de sonuçlandı.
Hellim‘in AB‘nin 27 ülkesindeki pazar hacmi 260 milyon $.
Bu coğrafi işaret tescili sonras,ı ürün kuzey ya da güney Kıbrıs nerede üretilirse üretilirsin ‘’ Made in Cyprus ‘’ alameti farikasını taşıyacak. Bu tescil ile coğrafyası Kıbrıs’l Türk ve Kıbrıs’lı Rum’lardan oluşan ve 2 parçalı Kıbrıs’da AB ‘’üretilen hellim adanın neresinde üretilirse üretilsin, hellimi ben artık Kıbrıs’ın tamamına özgü bir ürün olarak kabul ediyorum ‘’ demiş oluyor.
Bu tescil, Kuzey Kıbrıs‘ın dışında bırakılıp, Güney kesiminin Kıbrıs‘ın AB üyesi olduğu 1 Mayıs 2004’den bu yana gerçekleşen ‘’en büyük sivil eylem ‘’.
AB, Kuzey ya da Güney Kıbrıs ‘lı girişimcilerin tek tek ya da birlikte yapacakları hellim ihracatını, süt içeriği koşullarına uygun olması kaydıyla ‘’ Kıbrıs Ürünü ‘’ olarak kabul ediyor.
Ama bu hellimin Kıbrıs‘daki keçi / koyun varlığının sütünden üretilmiş olması gerekiyor. Koşul, küçükbaş hayvanlardan oluşma süt oranının hellimde % 51 olması.
Bunu halen ne Kuzey Kıbrıs, ne de Güney Kıbrıs hayvancılığı karşılayamıyor. AB ise standardı geliştirmek için Kıbrıs’a teknik ve mali yardım yapmayı yükümleniyor.2022’de Kuzey Kıbrıs‘a bu iş için tahsis edilen bütçe 10 Milyon Euro.
Hellimin bu AB coğrafi işaretini kazanması sonrası, Kıbrıs’lı üretici 450 milyon nüfuslu AB pazarına serbest satış / ihracat yapabilecek.Ürünün çıkış yapabilmesi için Kıbrıs Rum kesimi üstünden geçmesi gerekiyor. Bunun için AB Yeşil Hat Tüzüğü ‘nün değişmesi gerekiyordu, bu da gerçekleşti.
Bütün bunlar olmasaydı, hellim’in KKTC için tek adresi ortadoğu pazarları olacaktı. Oysa Kuzey Kıbrıs ortadoğu ülkeleri pazarına girebilmek ciddi bir sübvansiyon veriyor. Lojistik gider desteği, vergi muafiyeti ya da iadesi olarak, kg ‘da ürün fiyatının % 30‘una varan bir sübvansiyon var. Bununla kalmıyor, yem yeterli değil, ithal ediliyor,2019 ‘da 1.8 milyon soya küspesi için 15 milyon $’lık ithalat yapıldı.Sonuçta, KKTC’den ortadoğu ülkelerine hellim ihracatı yapmak ‘’eksi toplamlı bir oyun ‘’Böylesi bir ihracat Prof. Bghawati ‘nin kullandığı ‘’ Fakirleştirici Büyüme ‘’ kavramı içinde yer alır.
Konunun hellim üretiminde ‘’ kıvam ‘’ kazanması için nisbi fiyatı inek sütüne göre daha yüksek olan koyun sütüne ‘’ satın alma garantisi ‘’ verilmesi gerekiyor.
Konunun nihai ayağı ise bu sütten üretilen hellim ‘i bir AB ülkesinde pazarlayacak bir pilot girişim. Konu dolambaçlı bir süreç olarak gözükse de ‘’ yalın işletmecilik ‘’ yapıldığında, sonuç verecek bir olgu.
Yeter ki işin içinde ‘’ niyet ve iyi niyet ( Arapça : hüsnüniyet )‘’ olsun.
Hellim ihracatı artık bir ‘’Avrupa Birliği Projesi‘’, bu ‘’ilk adım‘’ i başaran Kuzey ve Güney’in sivil toplum kuruluşlarını ve bu işin bu denli yalın olarak anlamamızı sağlayan ZMO‘yu ve Başkanı Erkut Uluçam’ı ve sahada ter döken Dr. Nazan Koluman hocayı kutluyorum.
(km /gönderi :15.01.2022)