Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

18.09.2021

GÖBEKLİTEPE BİZE NELER ANLATIYOR ?

Profesör Klaus Schmidt, Urfa merkezinin çok yakınındaki  Göbeklitepe’de 11 yıllık bir kazı  sonrası, 2006’da  Prof. Dr. Rüstem Aslan dostumun özenli çevirisiyle  Arkeoloji ve  Sanat yayını  ‘’Taş Çağ  Avcılarının Gizemli Kutsal  Alanı : Göbekli Tepe‘’ çal

 

 

 

Burada avcı ve  toplayıcı toplumdan besin üreten çiftçiliğe geçişi gözlüyoruz...

Ağaç halkası kronolojisi ya da diğer adıyla radyo karbon  tarihlemesi  yapan  ‘’dendrokronoloji ‘’ biliminden yararlanarak Prof. Schmidt  bununla  insanlığın  11.000 yıl önce ‘’ Neolotik  Evre’’ye girdiğini  müjdeledi. Bununla insanlığın  bilinen yerleşikliğinin tarihini  3000 yıl geriye  götürdü.

O yine de  bilimsel kuşkuyu bir yana bırakmadı . Kesin konuşmadı ve bulgularına  ‘’ Yerleşik hayata  geçme sürecini  gerçekleştirmekte  olanların tahıl ekiminde ilk çabaları ‘’ adını verdi.   Bulgularına   ‘’ ön tarihleme ‘’    demekle yetindi. 

Peki, sayısı çok  ‘’T’’ şeklindeki tapınaklar neydi ? 

Dr.Schmidt, bunlar için ‘’ dini merkez ‘’   sözünü kullanmaktan özenle kaçındı  ve  ‘’ Bir kült organizasyonu ve bir ritüel merkez ‘’ tanımlamasını kullanmayı yeğledi.

Dr. Schmidt’i 2014 ‘de çok talihsiz  bir kazayla kaybettik... 

Ama bulgusu insanlığı ışınlandı.

Göbeklitepe,Temmuz 2018‘de Türkiye‘nin 18. ören yeri olarak UNESCO- Dünya Mirası Listesi‘ne girdi.

Kazı başkanlığını yardımcısı Dr.Lee Clare üstlendi.

2014 sonrası bu 7 yıllık Dr.Clare döneminde anıtsal  yapı zeminlerinin  birkaç metre  altında evler ve sabit yerleşim  alanları ortaya çıkardı.

Schmidt hocanın bulguları bir adım öteye taşınmış, bilim bir evre daha  kazanmıştı.

BBC‘nin 20 Ağustos 2021 tarihli  yayınında tapınak ve sarnıçları / binlerce öğütme aleti ve konutların bulunduğunu muştulandı.Bütün bunlarla, Dr. Clare’in sözleriyle ‘’Sürekli iskanın olduğu  ve tam teşeküllü bir yerleşim yeri olarak alan hakkındaki tüm anlayışımızı değiştirdi ‘’.

 ‘’T’’ tipi  tapınak(lar) ve içindeki sonsuz  hayvan resimleri  ‘’Grupları bir arada tutmak  ve ortak bir kimlik  yaratmak için çok önemli anlatılar ‘’ olarak bir dini merkez değil ama ‘’ritüel merkezi konumunda olan  bir sunak ‘’ olduğu   saptandı.

Evet, insanlık bu evresinde yerleşikti,dini inancı yoktu, ritüeller  geliştirmişti,bunları olağanüstü  inşaat  organizasyonu  ve sanatçı dehası gerektiren resimlerin yer aldığı mabetlerde yerine getiriyordu.  

Uygarlığın bu heyecanlı  keşif çalışması bakalım bundan   sonra nasıl yol alacak ?

7-9 Ekim tarihleri arasında  Balıkesir  Arkeoloji Buluşma’ları yapılacak.Burada ben Alman Arkeoloji Enstitüsü‘nün kazdığı  Göbeklitepe’nin finansman modelini tartışmaya açmak istiyorum, sonrasında bunu siz dostlarımla paylaşacağım.

 

 

 

 

 

 

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi