18.09.2021
Profesör Klaus Schmidt, Urfa merkezinin çok yakınındaki Göbeklitepe’de 11 yıllık bir kazı sonrası, 2006’da Prof. Dr. Rüstem Aslan dostumun özenli çevirisiyle Arkeoloji ve Sanat yayını ‘’Taş Çağ Avcılarının Gizemli Kutsal Alanı : Göbekli Tepe‘’ çal
Burada avcı ve toplayıcı toplumdan besin üreten çiftçiliğe geçişi gözlüyoruz...
Ağaç halkası kronolojisi ya da diğer adıyla radyo karbon tarihlemesi yapan ‘’dendrokronoloji ‘’ biliminden yararlanarak Prof. Schmidt bununla insanlığın 11.000 yıl önce ‘’ Neolotik Evre’’ye girdiğini müjdeledi. Bununla insanlığın bilinen yerleşikliğinin tarihini 3000 yıl geriye götürdü.
O yine de bilimsel kuşkuyu bir yana bırakmadı . Kesin konuşmadı ve bulgularına ‘’ Yerleşik hayata geçme sürecini gerçekleştirmekte olanların tahıl ekiminde ilk çabaları ‘’ adını verdi. Bulgularına ‘’ ön tarihleme ‘’ demekle yetindi.
Peki, sayısı çok ‘’T’’ şeklindeki tapınaklar neydi ?
Dr.Schmidt, bunlar için ‘’ dini merkez ‘’ sözünü kullanmaktan özenle kaçındı ve ‘’ Bir kült organizasyonu ve bir ritüel merkez ‘’ tanımlamasını kullanmayı yeğledi.
Dr. Schmidt’i 2014 ‘de çok talihsiz bir kazayla kaybettik...
Ama bulgusu insanlığı ışınlandı.
Göbeklitepe,Temmuz 2018‘de Türkiye‘nin 18. ören yeri olarak UNESCO- Dünya Mirası Listesi‘ne girdi.
Kazı başkanlığını yardımcısı Dr.Lee Clare üstlendi.
2014 sonrası bu 7 yıllık Dr.Clare döneminde anıtsal yapı zeminlerinin birkaç metre altında evler ve sabit yerleşim alanları ortaya çıkardı.
Schmidt hocanın bulguları bir adım öteye taşınmış, bilim bir evre daha kazanmıştı.
BBC‘nin 20 Ağustos 2021 tarihli yayınında tapınak ve sarnıçları / binlerce öğütme aleti ve konutların bulunduğunu muştulandı.Bütün bunlarla, Dr. Clare’in sözleriyle ‘’Sürekli iskanın olduğu ve tam teşeküllü bir yerleşim yeri olarak alan hakkındaki tüm anlayışımızı değiştirdi ‘’.
‘’T’’ tipi tapınak(lar) ve içindeki sonsuz hayvan resimleri ‘’Grupları bir arada tutmak ve ortak bir kimlik yaratmak için çok önemli anlatılar ‘’ olarak bir dini merkez değil ama ‘’ritüel merkezi konumunda olan bir sunak ‘’ olduğu saptandı.
Evet, insanlık bu evresinde yerleşikti,dini inancı yoktu, ritüeller geliştirmişti,bunları olağanüstü inşaat organizasyonu ve sanatçı dehası gerektiren resimlerin yer aldığı mabetlerde yerine getiriyordu.
Uygarlığın bu heyecanlı keşif çalışması bakalım bundan sonra nasıl yol alacak ?
7-9 Ekim tarihleri arasında Balıkesir Arkeoloji Buluşma’ları yapılacak.Burada ben Alman Arkeoloji Enstitüsü‘nün kazdığı Göbeklitepe’nin finansman modelini tartışmaya açmak istiyorum, sonrasında bunu siz dostlarımla paylaşacağım.