17.04.2022
‘’Macaristan Seçimleri’’ için çiziştirdiğim tablo, dostlarımda yankı yaptı.
Çokça dostum, vargıları kendi ülkeleriyle kıyasladı. Oysa, her seçim kendi somut koşullarının sonucunu yaşar. Bunu başka ülkelerle kıyaslamak, bizi sadece ucuz ve ham sonuçlara taşıyabilir, bundan oldum olası korkarım.
Macaristan’ın başkentinde yıllar yılı Türk İnfo adlı web dergisini çıkaran dostum Dr. Tarık Demirkan, bu tabloyu dergisine taşıdı. Kuzey Kıbrıs‘ın ses getiren günlük yayın organı Yeni Düzen’ in Genel Yönetmeni Cenk Mutluyakalı bu yazının gazetesinde tıpkı basımını yaptı. Bilginin çoğalması adına her ikisine teşekkür ederim.
Hafta içinde dostum Sedat Ergin ‘in ‘’Fransa seçim yorumunu bekliyorum!‘’ notu, bana bu haftaki ev ödevimi anlattı.
Bu ev ödevimi ne denli yapmışım, dostlarım varın, siz karar verin…
Başlığımı La Liberation‘un kapağından aldım. Merkez sağ adayı Macron ile Putin hayranı, ırkçı Bn. Le Pen‘in karşı karşıya gelişini anlatan en veciz ve anlamlı ifade…
Fransa Başkanlık Seçimi’nin birinci turunda Macron ilk sırada, Le Pen 2. sırada yer aldı.
Ama bu seçimin en önemli yanı, sayısı 48,7 Milyon Fransız seçmeninden yarısından fazlasının, en sağdan en sola, Le Pen, Melechon, Zemour gibi uç ta duran adayların gizemine kapılmış olması. İşinde / gücünde seçmen, istikrar arar... ‘’Aşırı uç ‘’ tercihinde gelecek kaygısı baskındır. Demek ki, 25 milyon Fransız son 5 yılını inişli -çıkışlı geçirmiş, uçuşan bir gelecek için ‘’evet’’ diyorlar.
Le Pen, NATO‘dan çıkacak, Putin Rusya’sı ile ittifak kuracak. Buna ‘’ dengeleme ‘’ diyor… Euro’dan çıkmayacak ama AB’yi dizginleyecek… İklim bozulması yok, bu nedenle rüzgar enerjisi tribünlerini sökecek. Bu ucuz duruşun devamında, herkes 60’nda emekli, asgari ücret ise yükselecek…
Son seçimde oyunu iki katına çıkarıp % 20 oy alan Le Melenchon, bir anti-kapitalist ve her şeye karşı. Roma İmparatorluğundan bildiğimiz adına ‘’ triban’’ denilen (tibünlere oynayan) bir demagog, kitleler onu dinlerken hiptonize oluyor ama hepsi bu…
Bu tür ’’Güçlü Adam‘’lar, yeni bir analize konu oldu : Financial Times gazetesindeki yorumlarından tanıdığımız Gideon Rachman, The Age of Strongman (Güçlü Adam Zamanı) adıyla eserini yeni yayınladı. Derdi, yükselen otoriter rejimlerde, güçlü adam (GA) figürünün işlevi. GA’ın sadece kendi ülkelerini değil, dünya düzenini ve global kurumları tahrip ettiği kanısında. Dış politikada macera ve şiddet yanlısı oluyorlar. İklim değişimine inanmıyorlar. GA, ‘’sokaktaki adam‘’ın sesi olduğunu savlıyor. Kurumları dinamitliyor, kişisel bir politika tarzı geliştiriyor, ucuz milliyetçilik ateşliyor. Ve GA‘ların eylemleri, hemen nerdeyse birbirleriyle benzerlik taşıyor.
Gelelim, merkezin sesi Cumhurbaşkanı Macron’a…
Macron, son 2 seçim döneminde oyunu arttırıp % 28’e ulaştı. ‘’Nou tous’’ ( Biz, hepimiz ! ) dese de, yüksek gelirlilerin Servet Vergisini iptal etti, ‘’Zenginlerin Başkanı ‘’ olarak anılmaya başladı. Duvar afişlerinde ‘’ Contre Tous ‘’ yazılışını sıkça görmek mümkün. Türkçe’siyle ‘’ O, hepimize Karşı… ‘’.
Macron’un partiyi ve hükümeti ‘’ tek adam ‘’ olarak yönetiyor. Meclis ve temel kurumlar onun döneminde etkisizleşti. Demokrasiler ne yazık ki artık ‘’çoğunluğun rejimi ‘’ olmaktan çıkıyor. Yürütmenin gücü güçlü tek adam’cı bir özellik kazanıyor.
Macron, çalışma yasalarına esnetti, yeni işyeri açılışları patladı.
Ama ‘’ Güçlü Avrupa ‘’ diyen tek aday Macron. NGEU-2020 adlı 750 milyon euro’luk AB Dayanışma Fonu onun eseri. Kırsalda okul sınıf ölçeğini küçülten, ücretsiz kahvaltı çıkaran da O. Yabancı düşmanlığını, İslamcı tedhişi protesto eden yegâne kişi.
Çok değil, bundan 6 yıl önce iktidarda olan Fransız sosyalistleri oyların ancak % 2’sini aldı. Bakışsız, programsız sosyalistlerin, üstelik huysuz bir kimlik olan Paris Belediye Başkanı Bn. Hidalgo’yu aday göstermesi, sosyalistleri nerdeyse defterden sildi. Çevreci aday Jadot ‘un % 4.4’lük oyu, bilinçli seçmenin klişeyi, öze tercih ettiğinin bir işareti.
Yazar Alfred Grosser, Fransa‘nın ulusal belleğinin ( memoire collective ) güçlü olduğunu kaydeder. Fransız halkı bir yanıyla başkaldıran ve sorgulayandır. Fransız İhtilali ve Paris Komünü bunun güzel örnekleri. Buna karşılık, 1940‘da Maraşal Petain Alman işbirlikçisi bir Vichy Hükümeti dönemi de var. Bu Hükümet, 1944’e dek Fransız Yahudilerini Nazi’lere teslim etti.
Bakalım bu seçimde bu belleğin hangi yanı dile gelecek ?
Örnekleme teknikleri, çıkar amaçlı uygulanmazsa artık yakın vadeyi, okuyor / görüyor.
24 Nisan Pazar, Fransız seçimleri 2. turunda, Macron oyların % 53-54’ü ile C. Başkanı çıkıyor. Rakibi, Le Pen’in % 46-47 oy alacağı öngörülüyor.
(KM / gönderi : 16.04.2022)
------------------------------
*Fransa’yı ve Fransız’ı daha yakından tanımak isteyen dostlarım için Alfred Grosser ‘in ‘’ Wie anders ist Frankreich ‘’ C. H. Beck verlag, 2. Baskı, 2005 eserini öneriyorum. Popülistleri tanımak adına G. Rachman‘ın ‘’ The Age of the Strongmen ‘’, Other Press, adlı eserini tavsiye ediyorum.