Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

15.09.2019

Finansal muhasebe yapmak

Neden finansal tablo? Kısacası bu iş işletmedeki bilgi ve belgelerin finansal raporlara aktarılmasıdır. Bu raporlar, bilanço, kâr / zarar tablosu, nakit akış tablosundan ibaret. Raporlama bize vergimizi, dönem sonunda kârımızı, daha doğrusu ekside ya da artıda olduğumuzu anlatır. Bu nedenle başta bankalar, sonrasında tedarikçiler için finansal raporlar hayatidir. Çünkü işletmenin gerçek tablosu burada ortaya çıkar. 
KOBİ Dünyası'nın hibe ve fonlardan yararlanmak için bu finansal tabloya sahip olmak zorunda. "Biz çok şükür çok iyiyiz..." türü değerlendirmelerin artık geçerli olmadığı bir dönemdeyiz. Anlaşmalı muhasebe büromuzdan "dönemsel finansal rapor" istemek her KOBİ'nin yasal hakkı. (Bu işin çok savsaklandığını biliyorum, zira ek bir iştir ama onsuz da işletme artık bir anlam ifade etmiyor, bunu da bir yana yazalım.)

Hesap ve Mizan: Borç / Alacak hesabından oluşan her bir unsurdan meydana gelen değişimleri izlemeye yarayan döküm ya da çizelge "hesap" adını alır. Kendi başına hiçbir şey ifade etmez, çünkü işin geneli hakkında bilgi vermez. Mizan ise kayıtların deftere doğru işlenip işlenmediğini denetlemek üzere hazırlanan çizelgedir. Mizanın önemi borç ve alacak bakiyesini eşitlemiş olmasıdır. Bu, işlemlerin hatasız olduğunu anlatır. Sonuçta "mizan çıkar" dediğimizde sadece denklik sağladığımızı ancak işletmenin röntgen filmini çekemeyeceğimizi söylemek isterim.
Hesap ve mizan gereksiz işler midir? 
Kesinlikle hayır! 
Bunlar olmadan bilanço çıkarmak mümkün olmaz.

Bilanço ve Gelir Tablosu: Bilanço, bir işletmenin belli bir andaki finansal durumunu gösterir. Burada artık bir "fotoğraf" vardır, ama sadece belli bir anın... Hakla bankalara destek kuruluşlarına işlerin gidişini anlatmamız mümkün olmaz. Bilançonun solunda "varlıklarımız", sağında ise borçlanma yapısı hakkında bilgi vardır. Aktif "ne var?" sorusuna cevap verirken, pasif "nereden ve nasıl" sorularının karşılığıdır. 
İyidir ama işin dinamik karakteri, gidişi hakkında yine bilgi veremez. İşin dinamik ayağı için "gelir tablosu" gerekir. Çünkü burada tüm gelir ve gider öğeleri, kâr / zarar ile ilişkilidir. "Gelir Tablosu" aynı zamanda bir kâr / zarar tablosudur. Bu tablo sonunda "Dönem Net Kâr ya da Zararı"nı verir. Ancak adı üstünde "dönemsel"dir. Bu yüzden kreditör kuruluşlar bunu ötesini ve haklı olarak ararlar.

Son Nokta Nakit Bütçesi: İşte bu noktada "kemer taşı"na geldik. Nakit Bütçesi, aynı zamanda tahsil edeceklerimizle, nakit ödemelerimizi bize anlatır. Bir anlamda "İşletmenin menzili" hakkında bilgiyi bu tablo ile sağlarız. Burada "nakdi yaratma kabiliyeti" ortaya çıkar. İş, "alacaklarımız sağlam", "borçlarımız önemsiz" gibi sokak deyimlendirmesinden kurtulur. 
Nakit Akış Şeması'nda genelde KOBİ Dünyası için en önemli kalem "finansman faaliyetleri"dir. Bunun için raporlanmasının adı "Nakit Bütçesi" olur. Bu bütçe bizi geçmişten artık koparır ve gelecekle ilişkilendirir. Kısa vadeli borçlanma ve yatırım olanaklarımızı ortaya çıkarır. 
Bu finansal tablo olmadan hibe / destek yaratma olanağımız yoktur.

Ders: Muhasebe bürolarının "sana bu sene uygun bir vergi çıkardım" yerine "kaynak yaratmak için sunacağınız nakit akım tablosunu yaptım" demek zorunda oldukları bir dönemdeyiz. 
Sahi? 
Sizin bu seneki "Nakit Bütçesi" neler söylüyor?

*Bilgiler için GS Üniv. Öğretim üyesi Prof. Dr. Volkan Demir'den yararlandım, teşekkür ederim.


Püf Noktası: Tasarımcı Mete Mordağ'ın "Türk Düğümü" olarak anılan ve Gördes halılarındaki sık dokuma ve düğümden esinlenerek geliştirdiği "Görses Ev ve Banyo Seti"nin Avrupa'da 5 milyon adet sipariş alması, girişimcilerin yenilik arayışında "Önce çevredeki ve yereldeki var olana bakmaları" gerektiğini söyleyen bir püf noktası.


Haftanın Notu: Türkiye'de sürekli olarak çıkan tek ekonomi dergisi durumunda olan "İktisat ve Toplum" dergisi bir yangın geçirdi ve bilgi işlem sistemi çok hasar gördü. Derginin editörü Prof. Ömer Faruk Çolak ve yayınevinin beyni olan Fethiye Çolak‘a İŞ'TE KOBİ Ailesi olarak "geçmiş olsun" diyoruz.

 

 

ETİKETLER; finans muhasebe