15.02.2021
Güney Doğu Asya ülkesi Myanmar’da (eski adıyla Burma )ordu, çok iyi bildiği bir işi tekrarladı, yönetime el koydu. Seçimi daha 3 ay önce büyük bir çoğunlukla kazanan, Nobel Barış Ödülü sahibi,15 yılını ev hapsinde geçiren 75 yaşındaki Bayan A.San S
Güney Doğu Asya ülkesi Myanmar’da (eski adıyla Burma )ordu, çok iyi bildiği bir işi tekrarladı, yönetime el koydu. Seçimi daha 3 ay önce büyük bir çoğunlukla kazanan, Nobel Barış Ödülü sahibi,15 yılını ev hapsinde geçiren 75 yaşındaki Bayan A.San Suu Kyi ( Türkçede Suçi olarak okunuyor) ise ‘’yeniden’’ tutuklandı.
Yasa gereği Temmuz’da emekliye ayrılacak olan Myanmar Genelkurnay Başkanı M.A.Hlaing, bu darbenin en büyük nedeni olarak gösteriliyor.
Acaba bu ’kolaycı’’ yorum, darbeyi anlamamıza yeterli mi ?
Bu ülke, 56 milyon nüfusu ve topu topuna 76 milyar $ ‘lık ulusal geliriyle, fakir ve tipik bir tarımsal ‘’geçimlik kesim’’ ( boğaz tokluğu )ekonomisi. Nüfus, ağırlıklı olarak pirinç yetiştiriyor,üretileni kendi tüketiyor.Ülkede ikili kur rejimi var. Resmi ve piyada kuru arasında 1‘e 200 fark var, anlıyacağınız darbecilerin tam sevdiği türden bir kargaşalı bir ekonomik bir ortam egemen.
Bu ülkenin askeri dikta geçmişi ise çok ama çok derin....
1948‘de bağımsızlığa kavuşan bu ülke, 1962 ‘den sonra yarım yüzyıl askeri dikta rejimi altında yaşadı.
2011‘de sivil yönetime geçildi ama nasıl ?
Ordunun resmen bir siyasal partisi vardı, faaliyete devam etti.
Bitmedi, hükümete ‘’ otomatik ‘’ olarak atanan kritik görevler üstlenen 3 ‘’değişmez’’ bakanı var.
Yine bitmedi: Burma Anayasası, orduya yönetime el koyma hakkını resmen tanıyor.
Onlar da bu hükme dayanıp işe el koydular.
Ordunun siyasi literatüre katkısı da var : ‘’Anayasal Diktatörlük‘’ ve ‘’Askeri Sosyalist Ekonomi‘’ gibi absurd (deli saçması) deyimleri,politik literatüre onlar kazandırdılar.
Gelelim komşulara...
Myanmar‘ın 5 sınır komşusu var,bunlardan 1‘i de Çin. Çin, bu ülkenin yarım asırlık askeri yönetim döneminde ordunun tüm araç-gerecini karşıladı.
CİA Factbook, -ki diyorsa doğrudur-, onların kayıtlarıyla ‘’Doğal Kaynak Zengini Ülke‘’ olarak tanımlanan Myanmar’da,müslüman nüfusun yaşadığı Arakan bölgesindeki zengin petrol ve doğal gaz kaynakları üstünde Çin ‘’özel‘’ bir arama ve çıkarma imtiyazına sahip.Bu ülkeden Çin‘e uzanan 2,380 km‘lik petrol arama hattını finansmanını Çin gerçekleştirdi. Ülkenin bakır yataklarının bulunduğu alanlar ‘’zorla‘’ insan yerleşiminden arındırıldı ve Çin’e bırakıldı.
Myanmar’ın Çin’in seks ticareti yapmasına göz yumduğu biliniyor, kayıtlarda 8000 kayıp kadın var.
Ülkenin ödeyeceği diyet bitmemişe benziyor : 2019’da Myanmar öncülük etti ve yanına aldığı 50 ülkeyle birlikte Çin’in Uygur Bölgesi politikasını‘’destekleme deklerasyonu ‘’ yayınladı.
Çin‘in Güney Doğu Asya Bölgesi’ndeki egemenlik alanı Myanmar’la sınırlı kalmıyor....
Diğer sınır komşuları Laos ve Vietnam ve aynı bölgede yer alan Kamboçya‘nın en büyük dış ticaret ortağı Çin. Bu ülkelerdeki petrol ve doğal gaz arama ve çıkarma imtiyazı tümüyle Çin‘e ait.
ASEAN ülkelerinin en küçüğü,428 bin nüfuslu olup, doğal gaz zengini olan Brunei Sultanlığı, ülkenin tüm gaz vanalarını Çin‘e teslim etmiş durumda. Ülke ithalatının nerdeyse tümü Çin‘den yapılıyor. Bu küçücük ülkede Çin‘in 4 milyar $ ‘lık yatırımı var. En büyük liman olan Muara’yı Çin işletiyor.
Bu hesapça, 10 ülkeden oluşan ve 664 milyonluk nüfusu ve 3,3 Trilyon $’lık ulusal gelirle bölgenin önemli siyasal büyüklüğü olan ASEAN adlı ulus-ötesi oluşumda yer alan tüm ülkeler, birer- ikişer Çin cephesine katıldı / katılıyor.
ASEAN, Şanghay İşbirliği Örgütü‘nün adeta doğal bir partneri.
İşin cilvesine bakın:ASEAN kurucu ülkeleri 1967‘de Bangkok Deklerasyonu yayınladılar. Bu belgede bölgede ortaya çıkan komünizm tehlikesi vurgulanıyor, ‘’komünizme karşı dayanışma çağrısı ‘’ yapılıyordu.
Lütfen bir dünya haritasına bakın :Güney Doğu Asya ülkelerinin nerdeyse tamamı, şimdi Çin‘in ekonomik ( öyle olunca aynı zamanda politik )güdüm alanı içinde.
Nereden nereye...
Çin cephesinde resmen yer almayan, bir tek kent devleti Singapur kaldı, onun da kurucusu bir Çin asıllı olan Lee Kuan Yew ve bu ülkede Çin sermayesi egemen. Askeri yönetim altındaki Tayland Kırallığı‘nı unutmuyorum, orada Çin ve ABD kartları şimdilik birlikte oynuyorlar. Ancak bir köşeye lütfen yazın: Uzun vadede bu ülkede Çin ‘in güdüm alanı içine girecek.
Myanmar‘daki askeri diktanın yönetime gelişi, Çin‘in arka bahçesini tanzim etkinliğinden başka bir şey değil.
Profesör J. Nye, 2005 ‘de ‘’ Soft Power ‘’ ( Yumuşak Güç ) adlı kitabını çıkardığında, siyasetin ve demokratik değerlerin ‘’kaba kuvvete’’ (hard power) galabe çalacağına çok güveniyor, ABD’yi bu silahı kullanmaya davet ediyordu.
Ama zaman onu haksız çıkardı...
Dünya emperyal alan paylaşımı, soğuk savaş kurallar içinde 3 as oyuncu (ABD, Rusya ve Çin) arasında acımasızca sürüp gidiyor.
ABD Başkanı Biden, ilk basın toplantısında Myanmar darbesinden hiç söz etmeden ‘’ABD, çıkarlarıyla uyumlu olduğu sürece Pekin‘le çalışmaya hazırdır...’’ derken,Myanmar darbesi sonrası bu ülkede güce dayalı kol güreşini yitirdiğini acaba kabullenmiş miydi ? ( km / 13.02 )