Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

Prefabrik sanayinin lider markası Trabzon’da

Doğu Karadeniz Prefabrik, 1990’lı yılların başlarından itibaren yol aldığı ve öncü olduğu sektörde ürettiği prefabrik sanayi yapıları ile oluşturduğu çözüm ortaklıklarının uzun soluklu olmasıyla dikkat çekiyor.

info@karadenizekonomi.com / 11.08.2020

Prefabrik sanayinin lider markası Trabzon’da

Murat Gürsoy ile Karadeniz Sohbetleri’nde bu hafta Trabzon’da Karadeniz Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Işık Eyüboğlu’na konuk olduk. Grup bünyesinde bulunan Doğu Karadeniz Prefabrik Ltd. Şti. ile özellikle Karadeniz Bölgesi’ndeki sanayi yatırımcılarına prefabrik sanayi yapıları üreten ilk firma olmalarının avantajını iyi kullandığını gözlemlediğimiz başarılı işadamının anlattıkları oldukça ilgi çekiciydi. 1990’lı yılların başından itibaren süregelen ivmeyle adından çokça söz ettiren firma, yurtdışındaki paydaşlıkları ve çözüm ortaklıkları ile de adından söz ettiriyor..

-Size ilişkin bilgileri bir sonraki soruya bırakıp öncelikle yaptığınız işi tanımlamanızı rica edeceğiz. Gelişime açık bir sektörün önemli temsilcilerindensiniz. İş tanımızı nasıl anlatırsınız?

- Karadeniz Bölgesi’ne ve yöre sanayicilerine, prefabrik sanayi yapıları hazırlıyoruz. Bir başka tanımlamayla betonarme prefabrik sanayi yapıları ile ilgili üretimler ki bunlar arasında fabrika binaları, depolar, alışveriş merkezleri ve stadyum inşaatlarını sayabiliriz. Edindiğimiz deneyimler sonucunda geliştirdiğimiz şirket politikamız tek noktada büyüyen bir tesis olmak yerine gereksinime göre hareket etmek olarak şekillendi. O nedenle 1990’lı yılların başlarından itibaren yol aldığımız bu sektörde ürettiğimiz prefabrik sanayi yapıları ile oluşturduğumuz çözüm ortaklıklarının uzun soluklu olmasından çok mutluyuz ve gurur duyuyoruz. Hizmet getirebildiğimiz her yerde çözüm ortağı firma olarak sanayicilerimizle uzun süredir çalışıyoruz. Yatırımcılarımıza kaliteli ve diğer seçeneklere göre daha ucuz fiyatlarla hizmet vermeye devam ediyor, ihtiyaçlarını alternatif çözümler sunarak gidermeye çalışıyoruz.

-Belli ki bu çözüm ortaklıkları zaman içinde size duyulan güvenin karşılığı olmuş.

-Tam da öyle oldu diyebiliriz. Gücümüzü dağıtmadan sadece prefabrik sanayi yapıları imalatında yoğunlaşarak büyük ve zor projelere çözüm getirdik. O nedenle sektörde güvenilen bir isim olduk.

-Peki, bu başarının tepe ismi olan Işık Eyüboğlu kimdir?

-1952 yılında Trabzon’da dünyaya geldim. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ)’den Yüksek Jeoloji Mühendisi olarak mezun oldum. Mezuniyetim sonrasında bir süre Maden Tetkik Arama Enstitüsü’nde arazi mühendisliği yaptım. Ardından akademik kariyer planlaması isteğimle bir süreliğine K.T.Ü. Jeoloji Bölümü’nde Araştırma görevlisi olarak çalıştım. 1989 yılından itibaren de Trabzon merkezli olarak özel sektörde Yönetim Kurulu üyelik ve başkanlıkları ile genel müdürlük görevlerinde bulundum.

-Özel sektörle tanışıklığınız kaç yıl geriye gidiyor?

-30 yılı aştı. İlk olarak kamunun da kısmen içinde olduğu çok ortaklı bir şirket olan KASTAŞ A.Ş.’de kamunun yönlendirmesi ile yönetim kurulu üyeliği görevini üstlendim. Santrifüj betonarme elektrik direkleri ve belediye alt yapı elemanları üretimi yapan KASTAŞ ile başladı özel sektör geçmişim.

-Sonraki yıllarda sektörün gelişimine uygun olarak ne gibi fırsatlar önünüze çıktı?

-Müteahhitlik işlemleri için 2005 yılında Karadeniz Prefabrik Mak. Elektrik İnşaat Şirketi’ni üretim faaliyetleri için de 2007 yılında Doğu Karadeniz Prefabrik Yapı Elemanları Şirketi’ni kurdum. İş dağılımına göre Trabzon merkez üretim tesisi ile Samsun-Artvin sahil şeridine, Erzurum ve Iğdır’da geçici üretim tesisleri kurarak da bu yörelere ve Nahcıvan’a hizmet verdim.

-Nahcivan ile bir anlamda yurtdışına açılmaya yurtdışına iş yapmaya başladınız…

-Sadece Nahcivan değil, Gürcistan’la ilişkiler gelişince “Karadeniz Prefabrik “ şirketini kurarak ihracat-ithalata yöneldik. Tiflis’te şubemizi Poti’de de üretim tesisi açtık. Son olarak Rusya-Karaçay bölgesinde 208 villa konut projesinin arazi ve proje çalışmalarını yapmak için yüzde 70’i Karadeniz Prefabrik’e ait olmak üzere yeni bir şirket “Karadeniz Group LLC”i kurduk. Böylece “Karadeniz Şirketler Grubu” da oluşmuş oldu. Yatırım için yurtiçinde Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yurt dışında ise Gürcistan’da yoğunlaşmayı düşünüyoruz. Geçtiğimiz yıl Gürcistan’daki tesis kurulumunu tamamladık ve ilk imalatımızı gerçekleştirerek Bobokvati-Ajara Tekstil Fabrikası’na yaptığımız tesislere ek olarak yeni bir tesisi daha tamamladık.

-Sohbetimizin başında deneyimlerinizin sizi yönlendirdiğinden söz ettiniz. Büyümenizde birden fazla noktada iş yapıyor olmanızın etkili olduğunu söyleyebilir miyiz?

-Edindiğimiz deneyimler bize gösterdi ki aktörlerinden biri olduğumuz sektörde tek noktada büyüyen bir işletme olmak akılcı değil. O nedenle gereksinime göre değişik noktalarda geçici tesisler kurmayı tercih ettik. Bunun sonucudur ki Nahçıvan, Iğdır ve Kars’daki iş olanakları nedeniyle Iğdır’ı, Erzurum yöresindeki işler nedeniyle de Erzurum’u geçici üs bölgeleri olarak belirledik. Bunun faydasını da bu bölgelerde uzun soluklu işler yaparak gördük.

-Bu süreçte genel ekonomik gidişata bağlı olarak işleri rölantiye alma durumu olmadı mı?

-Oldu elbette. Özellikle son iki üç yılda iş potansiyelinin beklenenin altında kalması nedeniyle bazı tesisleri tesisleri kapatarak malzeme ve kalıplarımızı kısmen merkez tesisimizin kuvvetlendirilmesi için Trabzon’a kısmen de Karadeniz Prefabrik Ltd. Şti. bünyesinde Gürcistan Poti’de yeni kurduğumuz tesise aktardık. Yani, Karadeniz Şirketler Grubu olarak iş miktarına ve işin olduğu yere göre değişken kapasiteler ve personel istihdamı ile esnek bir yapı oluşturarak ekonomik kriz döneminde küçülebilen iş olanaklarından büyüyebilen bir yapı oluşturmaya çalıştık.

-Süregelen ekonomik kriz 2020 yılı ile birlikte baş gösteren küresel salgınla bir başka noktaya evrildi. Bu süreçten siz nasıl etkilendiniz?

Bu yıl taahhüt ettiğimiz imalatların teslim sürelerini, pandemi nedeniyle 1,5 ay kadar gecikmeli olarak tamamlamaya ve yetiştirmeye çalışıyoruz. Tabi ki bu durum yeni işlerde süre verirken daha dikkatli olmamızı gerektiriyor. Proje, arazi tahsisi ve müteahhitlik belgesi işlemleri gibi ilk aşamasını bitirdiğimiz Rusya projemizin ikinci aşamasını yani örnek villalar yapımına geçişini geçen yıl dolar artışı nedeniyle bu yılda pandemi nedeniyle beklemeye aldık.

-Biraz da yakın gelecek planlamanıza ilişkin bilgi verir misiniz?

-Yeni kurulmakta olan Ünye Organize Sanayi Bölgesi’nde yine geçici olarak bir tesis kurulumu oluşturmayı ve nakliye maliyetinden tasarruf ederek Samsun-Ordu-Tokat yöresine daha uygun fiyatlarla ulaşmayı düşünüyoruz. Ayrıca, Gürcistan’da kurulmuş olan üretim tesislerimizde betonarme prefabrik yapı elemanlarının üretimi yanı sıra briket, parke taşı, büz, rögar, bordür ve çit direği gibi alt yapı elemanlarının üretimi ve ihtiyaca göre de bu elemanlara ait tesis kurulumları yapmayı düşünüyoruz. Bu noktada pandemi etkisinden tamamen kurtulmak önemli tabi ki. Sonrasında Türkiye’nin ekonomik politikalarına ve gelişmelere bakarak gelecekte nasıl ve ne kadar büyümeyi tercih edeceğimizi belirleyeceğiz. Bu süreçte önemli konularımızdan biri de Rusya-Karaçay ile ilgili projemizin ikinci aşamasına geçip geçmeyeceğimize dair vereceğimiz kararın ne olacağıdır. Pandemi olayının gelecekte ne olacağı ve yeni salgınlar yaşanıp yaşanamayacağı endişesi kafamızdayken ulaşamadığımız, rahatça gidip gelemediğimiz bir yer ile ilgili olarak nihai karar almanın yanlış olacağı ve bir müddet daha beklemenin uygun olacağı görüşündeyiz.

-Yani bir gelecek endişesi taşıyorsunuz…

Bu türden bir endişe aslında her dönem için vardır. Sanayi ortamının gelişmesi, bir ülkenin güvenirliliği ve bağımsız hukuk düzeni ile doğrudan bağlantılıdır. Bunu sağlayamadığımız sürece yatırımcıların gelecek endişesini de yadırgamamız gerekir. Unutulmamalıdır ki kazanımlar için 100 yıl geçer ama yıkım için 10 yıl yeter.