Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
20.09.2024

Genç girişimciler sinerji yaratacak!

Ordu’da 3 yıl önce yeni bir dernek olarak kurulmasına karşın üye sayısını 60’a çıkaran Ordu Genç Girişimciler Derneği Başkanı Samet Aktaş Karadeniz Ekonomi Gazetesi’nin konuğu oldu.

info@karadenizekonomi.com / 31.07.2017

Genç girişimciler sinerji yaratacak!

Büyüklerinden devraldıkları iş kültürünü daha ileri götürmek yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde bilgi birikimlerini kullanmak isteyen derneğin yeni Yönetim Kurulu Başkanı Samet Aktaş ve yönetim kurulu üyeleri Ali Osman Yıldırım, Erdinç Türkmen Ve Emre Yılmaz dernek faaliyetleri hakkında bilgiler verdi.

“Büyüklerimizden esnaflık terbiyesini aldık. Bugünkü işlerimizin alt yapısını onlar sağladı. Belki çok imkânsız dönemlerde büyük işler başardılar. Günümüzde tüketicilere, müşterilere ulaşmak çok daha kolay; internet var, sosyal medya var, basın var. Ortada böyle imkânlar yokken büyüklerimiz belki de bugünkünden daha büyük işleri başardılar. Artık gelişen dünyanın girişimcisi olarak değişim görevi bize düşüyor. Kurumsallaşalım, kolektif çalışalım, kalifiye eleman yetiştirelim…”

Başkan Samet Aktaş sorularımızı yanıtlarken, “Büyüklerimizden esnaflık terbiyesi aldık. Bu işlerimizin alt yapısını onlar sağladı. Belki de çok imkânsız 

dönemlerde büyük işler başardılar. Ama şimdi artık değişimi biz gerçekleştireceğiz” diyor:

-Sayın Aktaş, önce kendiniz tanıtır mısınız?

-Ordu Genç Girişimciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanıyım, aynı zaman da Ordu Aktaşlar Lezzet Grubu yönetim kurulu başkan yardımcılığını yapıyorum. Derneğimizin üçüncü dönemi başkanıyım; yakın geçmişte yeni bir yönetim oluşturduk. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum, evliyim iki çocuk babasıyım.”

-Kendi kuruluşunuzu; Aktaşlar Lezzet grubunu kısaca tanıtır mısınız?

-Aktaşlar Lezzet Grubu Ordu ve İstanbul’da restorancılık sektöründe faaliyet gösteriyor. Şu an 7 şubesi olan bir yapı. Aynı zamanda Ordu OSB’de 4 bin metrekare kapalı alanda dondurulmuş pide, lahmacun ve pizza üretimi yapan bir fabrikamız var. Ürünlerimiz ulusal market zincirlerinin %95’inde yer alıyor. Yanı sıra ihracat ataklarımız başladı. İnşallah Ortadoğu ülkelerine, Azerbaycan, Gürcistan ve Avrupa ülkelerine ürünlerimizi ihraç etme konusunda çalışmalarımıza hız verdik. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri gibi Milli Eğitim Ve Sağlık Bakanlığı gibi kurumların bünyelerine bağlı olan hastane okul ve benzeri satış noktalarında Ordu pidesini menülerine sokma gibi bir girişimde bulunduk. Adım adım yol kat ettik. İnşallah insanlar Türkiye’nin diğer her hangi bir kurumunda, markette veya bakkalda insanlar Ordu Pidesine kolayca ulaşacak. Bu noktaya geldik.

-Genç Girişimciler Derneği’nin kuruluşu nasıl oldu?

-Ordu Genç Girişimciler Derneği üyelerini oluşturan arkadaşlarla mezun olduktan sonra bir topluluk oluşturalım istedik. Her birimiz şu an zaten iş ve ticaret adamı olarak bir yeri temsil ediyor. Bununla ilgili 25- 30 yaş arası bir topluluk oluşturmaya karar verdik. Ordu’nun belirli yerlerinde belirli branşlarda iş yapan, ticari hacme sahip kişiler olarak bir araya geldik. Önce sivil toplum hareketi statüsünde sonra ticari grup olarak devam ettik. Düşüncemiz önce kendi bünyemizdeki bilgiyi kullanmak istedik. Daha sonra yerel ve devamında bölge ölçeğindeki bilgileri, peşinden Türkiye genelindeki çeşitli dataları kullanarak büyümeyi hedefledik. Şu anda hem sosyal medyayı hem bilişimi kullanabilen aktif 10 derneğin içindeyiz. Eğitim ve iş potansiyelimizden yararlanmaya çalışıyoruz. En büyük sıkıntımız şirketlerdeki kuşak devri. Birinci nesil oluyor, ikinci nesle gelince ya para tükeniyor ya da şirketin ömrü bitiyor. Biz de bu varlığı üçüncü nesle taşıyalım; büyütelim kurumsallaşmaya daha çok zaman harcayalım, bireylere eğitimler seminerler verelim istedik. Büyüklerimizin en büyük sıkıntısı şuan bizim yakaladığımız teknolojiye sahip olmamaları idi. Bizden sonraki gençlik de bugünkünden daha iyi teknolojiye sahip olacak.

-Yeni döneme ilişkin çalışma plânlarınız nedir?

-Yeni dönemde derneğimizin kurumsal alt yapısını biran önce tamamlayıp örnek bir dernek haline getirmek istiyoruz. Yönetim ve işleyiş biçimiyle tüm taşların yerine oturduğu, dışardan birinin görüp iş yerinde bu yöntemi uygulayabileceği bir yönetim sistemi kurmak istiyoruz. Bununla birlikte firmalarda kurumsallaşma adına eğitimler seminerler plânlıyoruz. Kurumlarda faydalı olabilecek kişileri araştırmaya başladık. En kısa zamanda güzel bir organizasyon ile bu buluşmaları gerçekleştireceğiz. Öncelikle mevcut işlerimizi geliştireceğiz. Mevcut işlerimizi daha dinamik tutabilecek, bakış açımızı çok daha yukarı taşıyabilecek bir vizyonu aşılamayı hedefliyoruz. Çağımızda artık sınır yok, dünyanın sınırları ortadan kalktı. Herkes her şeye anında ulaşabiliyor takip edebiliyor. Hepimizin mevcut işletmeleri var. Kurmuş olduğu şirketler firmalar ve işyerleri var. Amacımız bunların hacimlerini çok daha ileriye taşıyabilmek. Bunun için birkaç adımı attık. Öncelikle isim değişikliği yapıyoruz. Bunu da ilk sizin aracılığınızla duyuruyoruz. İsmimizde Ordu Genç İş Adamları Derneği olarak değişiklik yapıyoruz. Bize yönelik algıyı ve ilgiyi biraz daha genişletmek istiyoruz. Ulaşabileceğimiz kitleyi biraz daha genişletmek istiyoruz. Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonuna üye oluyoruz. Bu konfederasyon 58 dernekten oluşuyor. Portföyümüzü genişletebileceğimiz ortamları yaratmak istiyoruz. Sık sık ziyaretler düzenleyip, diğer dernek üyeleri ile birlikte ikili görüşmelerle ticari faydalar ve projeler hedefliyoruz. Önümüzdeki bir yıl içerisinde bunların tamamını hayata geçirmiş olacağız.

-Üyelik kriterleriniz nelerdir?

-Yaş kriteri dışında ticari bir faaliyet gösteriyor olması, ticari bir sicili olması, bunun yanı sıra referans olarak üç kişiyi göstermesi yeterli.

-Büyüklerinizin deneyimleri de önemli. Onları nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Büyüklerimizden en kıymetli değer olan esnaflık terbiyesi aldık. Bu işlerimizin alt yapısını onlar sağladı. Kıt imkanlarla o dönemlerde büyük işler başardılar. Günümüzde tüketicilere, müşterilere ulaşmak çok daha kolay; internet var, sosyal medya var, basın var. Ortada böyle araçlar yokken büyüklerimiz belki değimiz gibi bugüne göre daha büyük işleri başardılar. Artık gelişen dünyanın girişimcisi olarak değişim görevi bize düşüyor. Kurumsallaşalım, kolektif çalışalım, kalifiye eleman yetiştirelim.

-Ordu’nun gelişme trendi iş ve girişim dünyasını nasıl etkiliyor?

-Özellikle son 5 senede yapılan yatırımlardan sonra şehrimizden çok umutluyuz. Başlangıç adımlarını doğru atabilirsek çok iyi bir noktaya getirebiliriz. Sürdürülebilir bir noktaya getirebiliriz. Yayla turizmi öncelikle ön plâna çıkıyor. Yaylalardaki doğal yapıyı korumak kaydı ile altyapı sorunlarını kalıcı bir şekilde halledebiliriz. Ortadoğu’ya gidip, gezip gördük. Gerçekten yaşanacak yerler değil. Onlar buraya cennet diyorlar, doğru diyorlar. Turist olarak hedeflediğimiz kitle çok gezen ve çok tüketen bir toplum; ticaretin dini teni, ırkı olmuyor. Biz de bu durumdan en verimli şekilde faydalanmalıyız.

-Ordu turizm kenti olmak istiyor, hazır mıyız?

-Turizme henüz tam olarak hazır değiliz. Havaalanı çok büyük bir katkı sağladı. Teleferik ilgi uyandırıyor, paraşütle atlanıyor, yolumuz izimiz yapılıyor. Kimi büyük firmalar İstanbul’dan günübirlik veya konaklamalı geliyor ilk durakları Ordu oluyor. Burayı konaklama yeri olarak görüyorlar. Sabah kahvaltı alıp gidiyorlar. Ordu’ya bıraktıkları tek şey Boztepe’ye çıkarak içtikleri çay bedelidir. Sonra manzara fotoğrafı çekip dönüyorlar. Turizm sektörü turizmden nasıl kazanır? Bu sadece konaklama sahibinin kazanmasıyla olmaz. Turist araba alacak, restoranlarda yemek yiyecek, alış veriş mağazalarına gircek; yani para bırakacak. Bir aile düşüneceğiz; bu aileyi 2-3 gece bu Ordu’da nasıl konaklatabiliriz? Turiste sadece Arap turist olarak da bakmamamız lazım. Bilgilendirme amaçlı yapılan DOKAP toplantılarına gittiğimizde Ortadoğu’dan gelenler DOKAP’ı Trabzon sanıyorlar. Oranın bir ilçesi sanıyorlar. Şu an biz tamamen doğamızla, tesislerimizle bakir bir yeriz. Yatırımların doğru yapılmasını, doğal yapı korunarak doğru kişilerle yapılmasını ve bu planlamayı yaparken de bu sektörle ilgili insanların görüşlerinin alınmasını istiyoruz.

-Turizm Bakanımız artık Ordulu. Sayın Kurtulmuş’un Kültür ve Turizm Bakanı olmasını bölge açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Numan Beyin bu görevi alması Ordu ve bölgemiz için sevindirici oldu. Kendisine başarılar diliyoruz. İşi kolay değil. Yapılacak çok iş var ama biz de şehrin genç işadamları olarak her türlü desteğe her türlü imkânlarımızı seferber etmeye razıyız. Yeter ki ilimize kalıcı doğru işleri kazandıralım. Ordu kalkınma anlamında kabuğu şimdilik çatlattı diyebilirim ama biraz gayretle o kabuğu kıracağından eminiz. Bu bakir doğayı en azından Samsun’a göre Trabzon’a göre daha iyi koruyoruz. Bu bizim avantajımız.

-Ordu’da sanayi sektör olarak çok gelişmiş değil. Yeni ya da genişleyen OSB’lerle atılım yapmak istiyor. Değerlendirmeniz nedir?

-Yeni OSB ilimizin en büyük ihtiyacı. Ben de ticari faaliyetimi Ordu OSB’de gerçekleştiren birisi olarak, buradaki sorunları birebir yaşıyorum. Yüksek bedeller ödeyerek bu sıkıntıyı giderebilmiş bir firmanın sahibiyim. Bir an önce yeni OSB’nin Ordu’ya kazandırılması gerekiyor. Çünkü ciddi yatırım talepleri var. Biz işlerimizi yaparken Samsun gıda ihtisas bölgesinden davet aldık. Oraya gidip tesisimizi yapabilirdik. Ama istedik ki bu yatırım ilimizde kalsın, ilimize faydamız dokunsun. Ordu’dan uzaklaşmayı hiçbir zaman düşünmedik. Nitekim yine Çorlu’dan OSB yöneticileri bedelsiz diyebileceğimiz rakamlarla bizi davet ediyor. Ordu olarak arazi koşullarından zaten bir dezavantajımız var; bari bulduğumuz ve fizibilitesi yapılmış projeleri bir an önce hayata geçirebilelim.

-Karadeniz-Akdeniz Yolu projesi devam ediyor. Bittiğinde bölgemizi ekonomik anlamda nasıl etkiler?

-Ordu Karadeniz’in her anlamda ekonomiye açılan kapısı oluyor. Çevreyolu Dereyolu, liman projesi önemli projeler. Biz Sivas’ta bir toplantıya katıldık. Onlar da çok umutlu, ‘biz her şeyden önce denize kavuşuyoruz’ dediler. 1.5 saatte denize gelecekler. Sivas ve Kayseri ticari anlamda önemli yerler. Burada villa ve konut arayanlar var. Bu illerin pazara buradan çıkış yaptığını düşünürsek liman ihtiyacımız ortaya çıkıyor. Liman projesi ile tam bir cazibe noktası haline geliyoruz. Bazı yatırımlar doğru ve bilinçli insanlarla yapılırsa daha isabetli olur.

-Ordu Üniversitesi de bölgenin önemli bir değeri. Siz genç işadamları olarak o kurumla temasınız oldu mu?

-Başkanımız üniversite ile ilişkiler konusunda komisyon kurdu. Onlarla çalışma yapmayı planlıyoruz. En azından orda arkadaşlarımızla bir bilgi alışveriş yapmak için bir çalıştay yapmayı hedefliyoruz. Oradaki genç arkadaşlarımızın fikirlerinden yararlanabiliriz, genç yetenekleri keşfedebiliriz.

-Girişim, sanayi ve iş deyince fındığı konuşmadan geçemiyoruz. Fındıkla ilgili düşünceleriniz neler?

-Fındık tüketilmesi belirli bir noktaya kadar zorunlu olan bir üründür. Biz bunun ar-ge çalışmalarını yapıp, ürün geliştirerek pazarını büyütebiliriz. Ziyaret ettiğim birçok ülkede fındık göremedim. Birçok kuruyemişin yanında fındık yoktu ve açıkçası üzüldüm. Tüketim alışkanlıklarını yükseltip daha ihtiyaç hissedilir hale getirebiliriz. İşlenebilir bir ürün sanayiye uygun bir ürün, gündelik tüketime uygun bir ürün aslında hayatımızın birçok aşamasında fındık var. Biraz da bilinçli üretim yapabilirsek, bahçelerimizi doğru işleyebilirsek. Mevcut araziler üzerinde maksimum verim almaya yönelik bir politika izleyebilirsek fındığı iyi bir noktaya getirebiliriz. Böylece ülkemize rakip olabilecek fındık üreticilerinin gözünü de korkutmayı başarabiliriz.

-Son olarak Karadeniz Ekonomi Gazetesine ilişkin yorumlarınızı da alalım?

-Gazeteniz öncelikle çok şık ve kaliteli. Baskı ve içerik olarak Ordu standartlarının üzerinde diyebilirim. Geç kalınmış bir girişim dersek doğru olur. Ama şimdi Murat Beyin önderliğinde hayata geçmesi daha isabetli olmuş.

-Samet Bey, teşekkür ediyoruz, size de başarılar diliyoruz.