GTB Başkanı Yönetim Kurulu Başkanı Bölük, Türkiye’nin tarım ürünlerinden sağladığı yaklaşık 24 milyar dolarlık ihracatın yüzde 12’sinin fındıktan olduğuna dikkat çekti.
info@karadenizekonomi.com / 18.06.2020
Fındık sektöründeki kuruluşların ortaklığı ile üreticiye bahçeye çekip, üretimi arttırmak için başlatılan Bahçeye Gel Kampanyası’na destek veren Giresun Ticaret Borsası (GTB) Yönetim Kurulu Başkanı Hamza Bölük, Türkiye’nin tarım ürünlerinden sağladığı yaklaşık 24 milyar dolarlık ihracatın yüzde 12’sinin fındıktan olduğuna dikkat çekti.
Sürekli artma eğiliminde olan fındık ihracatının üretim ayağına bakıldığında devamlılığının olmadığını dile getiren Bölük, ‘’En büyük üretici Türkiye’de bir yıl 800 bin ton fındık olurken başka bir yıl 500 bin ton oluyor. Bu üretiminin sürdürülebilir ihracat ayağının önünü açamaması demektir. Bunun için üretimin planlanması yapılması gerekiyor. Fındıkta bunun önünde birçok engel var. Bir tanesi fındık arazilerinin miras yoluyla parçalanmış ve küçülmüş olmasıdır. Arazi sahiplerinin, yani üreticilerin yeteri kadar alana sahip olmamalarından dolayı bahçelerinden ilgilenmelerinden vazgeçtiklerini görüyoruz. Çünkü ürettiği ürün kendisinin geçimini temin edecek kadar değil. Birçok tarım alanında olduğu gibi fındıkta da profesyonel şirketler kurulsun. Fındık arazilerini kiralama suretiyle bahçelerin uzun süreli bakımını ve verimliliğini artıracak çalışmalar yapsınlar. Bugün Türkiye’de geriye dönük 10 yıla baktığımızda dekar başına verim ortalaması 82 kg’a kadar düştü. Bu dünya ortalamasının yaklaşık yarısı kadardır. Oysa bizim bahçelerimizde olması gereken miktar en az 150 kg’dır. Bu miktara ulaşmamız lazım ki dünya ile üretim maliyeti noktasında rekabet edebilelim. Üretimin mutlaka artması gerekiyor. Bunu da yeni dikim alanları yaratarak değil, mevcut dikim alanlarıyla sağlamamız lazım. Üretici, arazi sahibi bahçesiyle ilgilenmediğine göre bir çözüm üretelim. Bunu da kiralayarak yapalım istiyoruz. Devlet üreticilere, müteşebbislere kolaylıklar sağlasın. Örnek şirketlerini kurup arazileri kiralayarak insanların önünü açsın. Bugün atadan kalma yarıcı sistemi dediğimiz uygulama hukuki değil. Kaldı ki yarıcılıkta devamlılık da yok. Bir yarıcı bir yıl toplarken, ertesi yıl ortadan kaybolabiliyor. Dolayısıyla verimliliği artırmak gibi bir çabanın içerisinde yarıcılar olmuyor. Bu işlerin artık yasal dayanağı olacak. Şirket kurulacak, çıkacak araziyi dolaşacak. Diyecek ki bu sizin 10 dönüm arazinizde ortalama verim 800 kg. kiralama şirketi diyecek ki ben size her yıl 5 bin TL vereyim. Ama bana 10 yıllığına bu bahçeyi kiralayın. 5 bin TL+ Tefe Tüfe artışı da olabilir. Fındık değerindeki artış oranına bağlı olarak ona uygulanacak bir artış sistemi de olabilir. Herhangi bir şekilde bunun altyapısı oluşturulur. Her yıl arazi sahibi belirli miktarlarda mücbir sebepler, doğal afetler dışındaki senelerde bu ürününü alacak. Parasını alacak. Arazi sahibi sadece alacağı kira bedelini tanıyacak. Araziyi kiralayan şirket ise aynı çevreden veya değişik yerlerden 500- 1000 dönüm arazi kiralayarak toplulaştıracak. 40-50 kişiyi istihdam edecek. Onlar bahçelerin bakımlarını yapacak, verimini artıracak. Ürünü toplayacak, satacak. Kiracısına parasını ödeyecek. Üstü parasını da kendine alacak. Yani dolayısıyla kiralayan şirket ürün miktarını ne kadar artırırsa kârı o kadar çok olacağı için otomatik olarak verimlilik de yükselmiş olacak’’ şeklinde açıklamada bulundu.