Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
20.09.2024

ÜRETİM EKONOMİSİ DURMA NOKTASINDA

İş Dünyası, Üretim, yatırım, istihdam ve ihracatın sürdürülebilirliği için bankaların kredi maliyetlerini düşürüp, finansmana erişim kanallarını açılması gerektiğini açıkladılar.

info@karadenizekonomi.com / 24.01.2022

ÜRETİM EKONOMİSİ DURMA NOKTASINDA

TURKONFED Yönetim Kurulu Üyesi Münevver Uğurlu, Bayraktar Orman Ürünleri  A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Bahadır Bayraktar, TURKONFED Yüksek İstişare Kurul Üyesi Emin Bahri Uğurlu ve Ordu OSB Başkan vekili Murat Şimşek, pandeminin yol açtığı global kriz ve yapısal sorunların da etkisiyle durma noktasına gelen üretim, büyüme ve ihracatın çözümü için açıklamalarda bulundular.

 

TÜRKONFED’den 3 Öneri

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), hızla yükselen ticari kredi faizlerinin işletmelere etkisine ilişkin yaptığı açıklamada büyümenin ve ihracat gücünün sürdürülebilmesi için 3 öneride bulunarak KGF’nin acil devreye alınması ve Eximbank’ın doğrudan teminat mektupsuz ihracat desteğine geçmesi gerektiği belirtti.

TURKONFED Yönetim Kurulu Üyesi Münevver Uğurlu, Büyümenin sürdürülebilirliği ve kalitesi için yüksek enflasyon-faiz-kur sarmalından bir an önce kurtulup, yatırım, üretim, istihdam ve katma değerli ihracata odaklanılması gerektiğini vurguladı. Münevver Uğurlu, “Bu sarmal, pandeminin yol açtığı global kriz ve yapısal sorunlarımızın da etkisiyle iç piyasadaki alışverişi ve dış ticareti durma noktasına getirdi. Firmaların işletme sermayesi ihtiyacında son bir yılda dört kata yakın artış görülen sektörler oldu. Politika faizine kıyasla bankaların ticari işletmelere uyguladığı kredi faizleri iki kat artış gösterdi. Sanayicilerimizin ve reel sektörün yatırım iştahının devam etmesi, ekonomimizin bel kemiğini oluşturan 3,2 milyonu aşkın KOBİ’mizin ayakta kalması için gerek devlet gerekse de finansa sektörü tarafında finansmana erişim kanallarının bir an önce açılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

 

Katı Kurallardan Vazgeçilmeli

Kurdaki oynaklık nedeniyle banka ve piyasa oyuncularının izlediği ‘bekle-gör’ politikasının, iş dünyasını zor durumda bıraktığını belirten Münevver Uğurlu, “Ticari kredi faizlerinde son yılların en sert artışları yaşanmış, özel bankaların faiz oranları yüzde 35’leri bulmuştur. Kamu bankalarındaki oranlar yüzde 15-17 arasında seyretse de onlar da kredi verme konusunda limitli ve iştahsız davranmaktadır. Diğer taraftan tüm bankalar kredi kullanımında katı kurallar uygulamaktadır. Bazı bankalar, yalnızca kendi bankalarında hesabı olan tedarikçilere ödeme yapılması koşulunu öne sürmekte, bankadan bankaya transfere veya başka bankadaki kredinin kapatılmasına izin vermemektedir. Bu koşullarda bankaların tek taraflı oran artışına maruz kalan işletmeler herhangi bir pazarlık şansına da sahip olmadıklarından finansmana erişememektedir. Firmalarımızın kapanmaması, istihdam ve iş gücü piyasasının daha fazla bozulmaması için firmalarımızın işletme sermayesi, bankacılık sistemi tarafından desteklenmelidir. Bu süreçte bankalar firmalara ayırdıkları kredi limitlerini artırırken, talep edilen kredi faizlerini de indirmelidir” dedi.

 

Daha ucuz maliyetli kredi kanalları açılmalı

Kredi Garanti Fonu (KGF)’nin yeniden, daha ucuz maliyetli kredi kanalını açmasına yönelik çok büyük bir beklenti oluştuğunu da ifade eden Münevver Uğurlu, “2021 Ağustos ayında açıklanan KGF destekli mekanizmaların bir an önce hayata geçirilmesini önemsiyoruz. Daha önce de kamuoyuyla paylaştığımız üzere; talep edilen miktarın yüzde 30’unun işletme sermayesi olarak, nakit hesaba aktarılmasını, kalan yüzde 70’lik kısmın bankaların kredilendirme şeklindeki gibi fatura karşılığı alışveriş yapılan firmaya bankanın ödemesi olarak gerçekleşmesini, tıpkı kredi kartı gibi yüzde 70’lik kısmın KGF Kartı şeklinde olmasını, firmanın mal aldığı yere kartla ödeme yapmasının sağlanmasını öneriyoruz. Bu mekanizmayı hayatı geçirdiğimiz takdirde gerçekten ihtiyaç duyan, bu krediyi doğru bir şekilde değerlendirecek olan firmaların krediye ulaşması sağlanabilir” dedi.

 

Eximbank uygun koşullarda kredi vermeli

Eximbank’ın doğrudan teminat mektupsuz ihracat desteğine geçmesini isteyen Münevver Uğurlu, “İhracatın geliştirilmesi, uluslararası piyasalarda rekabet gücünün artırılması hedefiyle faaliyet gösteren Eximbank’ın verdiği kredilerin bankalardan teminat mektubu alınarak ve ancak firmaların ticari banka limitlerinden harcanmak suretiyle erişilebilmesinin yanı sıra banka kredileri ile yarışacak düzeye gelmesi de ihracatçı firmalarımızı zor durumda bırakmaktadır. İhracatı desteklemek için Eximbank kredilerinin uygun koşullarda verilmesi sağlanmalıdır. Eximbank’ın doğrudan teminat mektupsuz ihracat desteğine geçmesi de yararlı olacaktır. Ekonomi yönetiminin kısa vadeli önlemler yerine yapısal sorunları çözecek politikalar geliştirmesi ve finans sektörünün üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi durumunda, 2022 yılında işletme sermayesi ihtiyacı giderilirken, reel sektörün finansmana erişim kanallarının açılması da sağlanabilir. Aksi durumun üretim, yatırım ve istihdamı durma noktasına götürecek bir sürece yol açabileceğine dair ciddi endişelerimiz olduğu belirtmek isteriz” ifadeleri kullandı.

Bahadır Bayraktar: “uzun vadeli istikrarlı bir yapının olması gerekir”

Ekonomi piyasalarında günübirlik uygulamalar yerine uzun vadeli istikrarlı bir yapının olması gerektiğini söyleyen Bayraktar Orman Ürünleri  A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Bahadır Bayraktar, “Küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz için en doğru ve sağlıklı finansmana erişim modeli piyasa kredisi dediğimiz satıcıların alıcılara kullandırdıkları kredidir. Ucuz finansmana en uygun şekilde ulaşan büyük işletmeler bunu iş yaparken alıcılarına kullandırarak piyasayı da fonlamış olurlar. Böylelikle tedarik zincirleri dinamik olur, aradaki halkalar yüksek faizle kredi kullanmamış olur, kredi stoğu şişmemiş olur, çarklar en verimli şekilde döner. Bunun olabilmesi için piyasalarda sağlıklı bir hukuki altyapı, istikrarlı bir ekosistem olması gerekir. Günübirlik uygulamalar olmamalı, uzun vadeli sözleşme ve taahhütlerin yapılabildiği dengeli bir ortam olmalıdır.” dedi.

Dövizdeki artıştan etkilenerek finansman sorunu yaşayan şirketlerin bir miktar küçülerek kendilerini korumaya alması gerektiğinin altını çizen Bahadır Bayraktar, “Ülke parasının değer kaybı demek neticede işletme dışı bir faktördür ve makro düzeyde hükümetler tarafından çözülmelidir. Şirketlerin bu konuda yapabilecekleri tek şey verimliliklerini artırarak maliyetlerini düşürmek, daha az girdi ile optimum ölçeği yakalamaya çalışmak şeklinde olabilir. Bu dönemde bir miktar küçülerek şirketlerin kendilerini korumaya almaları en sağlıklı çözüm olur diye düşünüyorum.” dedi.

Devamlı banka kredisine ihtiyaç duyan şirketlerin öncelikle yönetimsel hataları gözden geçirmesini isteyen Bahadır Bayraktar, “Şirketler önce neden banka kredisine ihtiyaç duyduklarını sorgulayarak işe başlamalı ve banka kredisine ihtiyaç duymayacakları orta vadeli bir vizyon belirlemeliler. Bu vizyon doğrultusunda kısa vadeli eylem planlarını oluşturmalılar. Bir şirket sürekli banka kredisine ihtiyaç duyuyorsa problem finansal değil yönetimseldir.” diyerek vizyon belirlemeleri gerektiğini söyledi.

TURKONFED Yüksek İstişare Kurul Üyesi Emin Bahri Uğurlu, “Devletin çok seri karar alması lazım”

KOBİ ve sanayicilerin can çekiştiğini söyleyen TURKONFED Yüksek İstişare Kurul Üyesi Emin Bahri Uğurlu, “Devlet, yapısal reformlar çıkarmalı. Merkez Bankasını yüzde 14’e indirip piyasa faizlerinin yüzde 35’e çıkması hoş bir şey değil. Kobiler ve sanayiciler zaten can çekişiyor.  Belki kısa vadeli pansuman edici kararlar alabilirler ama sürdürebilirlik için orta ve uzun vadede kararlar gerekiyor. Pandemi krizi sadece içerde yok, tüm dünyada var. Onun için acilen tedbir alınması lazım. Bunun çözümü hükümette artık. Kimse kredi alamıyor zaten. Devletin çok seri karar alması lazım.” diyerek uzun vadede kararlar alınmasını istedi.

 

Enflasyonu durduracak kararlar verilmeli

Devletin enflasyonu durduracak kararlar vermesi gerektiğinin altını çizen Emin Bahri Uğurlu, “Aldığımız rakamlara göre dövize endeksli TL mevduatı 236 milyar dolardan 234 milyar dolara indi. Demek ki vatandaş 2 milyar dolar bozdurmuş. Vatandaş devletin çağrısına karşı dövizini bozup da bankada TL endeksli hesaba yatırmadı vatandaş. Devletin enflasyonu durdurması lazım. Yüzde 50 enflasyon varsa eğer 100 milyarlık kredi limiti 150 milyara çıkması gerekiyor. Ama tam tersi yapılıyor. 100 milyardan 50 milyara çekiliyor. Bu zamanda piyasada deprem oluyor.” dedi.

 

Kur istikrarı temel unsur

Kur istikrarının önemli olduğuna değinen Emin Bahri Uğurlu, “Bizler iş insanları olarak üyelerimizin genel ekonomik gidişata ilişkin duydukları ortak kaygının sesini iletmek arzusundayız. Bir ekonominin sağlıklı işleyişi ve refah üretebilmesi için 'kur istikrarı' temel unsurdur. Kurlardaki istikrarsızlık ticaret esnasındaki fiyat oluşumuna imkân vermediği için üretim, iç piyasadaki alışveriş ve dış ticaret durma noktasına gelmiştir. Reel sektör ve mali sektördeki aksamalar, istihdam ve yatırımları olumsuz etkileyeceği gibi gelir dağılımında da ciddi bozulmalar yaratacaktır.” diyerek açıklamada bulundu.

Ordu OSB Başkan vekili Murat Şimşek: “Reel sektörde yatırımcı tedirgin”

Ordu OSB başkan vekili Murat Şimşek, “Ülkemizde en acil konu ekonomi olmalı. Yatırım ikliminin oluşması gerekiyor.” dedi.

Yüksek faizlerle yatırım yapmanın mümkün olmadığını açıklayan Murat Şimşek, Doğalgaza, enerjiye gelen zamların altında reel sektörün üreten kesimin kaldığını ve bankalarda ticari kredilerin uçtuğunu bunların da reel sektörü olumsuz etkilediğini vurguladı.

 

Yatırım ortamının iyileştirilmesi gerekiyor

Ülkemizde istihdam sağlayan iş dünyası, işletmelerin yüzde 30’lara varan civarında başlayan faizlerle kredi almak zorunda kaldığını ifade eden Murat Şimşek “2022 yılında 250 milyar dolarlık ihracat hedefimiz var ve bu en az yüzde 11 ihracat artışına denk geliyor. Bizim ülke olarak daha fazla oranda büyüyecek kapasitemiz var. Ancak burada yatırımların da artması için yatırım ortamının iyileştirilmesi ve finansman ihtiyacı ortaya çıkıyor. Yatırım kredilerinin de ayrıca geliştirilmesi, ülke ekonomisi ve ihracatı açısından gerekli” dedi.