Fındık Broker’i Güney, “Türk fındık sanayinin Avrupalı alıcıların taşeronu haline gelmemesi için mutlaka piyasayı regüle edecek güçlü bir dengeleyici kurumaya ihtiyaç var.”
info@karadenizekonomi.com / 12.11.2019
40 yıldır fındık sektöründe ticaret ve üretici grubun içinde olan Fındık Broker’i Salih Güney fındıkta büyük bir değişim yaşandığını belirterek Karadeniz Ekonomiye şu açıklamalarda bulundu; “Türk fındık sanayinin Avrupalı alıcıların taşeronu haline gelmemesi için mutlaka piyasayı regüle edecek güçlü bir dengeleyici kurumaya ihtiyaç var. Ayrıca dünya da örnekleri olduğu gibi üreticiyi koruyacak güçlü üretici kooperatifleri de olmalı. Bunun yanında yabancı sermayenin bölgemize gelmesi olumlu ama sayılarının artması gerek. Daha fazla yabancı firma olmalı ki aralarında rekabet olsun. Diğer türlü iki-üç firma olduğu zaman kendi aralarında anlaşıyorlar ve üreticiyi belli bir fiyattan ürün satmaya zorluyorlar.”
Üretim yeterli değil
Dünyada fındık tüketiminin devamlı olarak artığını vurgulayan Güney, “Bu yıl 310-320 bin bandında iç fındık ihracatı yapmak mümkün çünkü Avrupa’da fındık rekoltesi düşük. Ancak Türkiye için artık üretim yeterli değil. 700-800 milyon ton rekolte çok bir miktar değil. Yakın gelecekte Çin, Almanya’yı fındık alımında geçecek. Biz bu tüketimi nasıl karşılayacağız? Trabzon, Giresun ve Ordu’da ağaçlar yaşlandı, dikim alanları sınırlı insanlar fındık bahçelerini söküp kivi dikmeye ve konut yapmaya başladı. Ayrıca üretim yapacak iş gücüde ekonomik sıkıntılar nedeniyle köylerden göç etti. O yüzden biz ülke olarak fiyattan çok fındıkta üretimi artıracak tedbirler almalı ve gelecek adına kazanımlarda bulunmalıyız.” dedi
Lisanslı deponun uygulanabilirliği bölgemiz için zor
Lisanslı depo konusuna değinen Güney, Lisanslı deponun bizim bölgemizde uygulanabilirliğinin çok zor olduğunu belirti. Güney, “Depo olarak kullanılabilir ama ticari olarak kullanılamaz. Bugün bir üretici lisanslı depoya fındığını bıraktı ama mesai saatleri dışında para lazım oldu o zaman ne yapacak üretici. Lisanlı depoya maddi durumu iyi olan ya da yurt dışında yaşayan üretici ürün getirebilir. Ama bu da lisanlı deponun yaptığı maliyeti kaldırmaz. Ayrıca artık Türk fındık sanayi kendi depolarını oluşturdu, bir nevi her firma gücü kadar lisanslı depo haline geldi. Ama bunun arkasının da gelmesi gerekiyor.” diye konuştu.
Fındık çuvaldan yıllar önce çıktı ama devamı gelmedi
Fındığın yıllar önce Kahraman Sağra tarafından tadelle ve sagra markasıyla çuvaldan çıkarıldığının altını çizen Güney, “Bu firmalarımızın sayısını artırıp sahip çıkmak gerekiyordu ama bunu yapamadık. Bu yapamadığımız için küresel sermayenin Türkiye’de yatırımları son yıllarda artı biz bunu olumlu buluyoruz ama dediğim gibi bu firmaların sayısının rekabet açısından artması gerekiyor. Böylelikle bizim ticaret grubumuz, sanayicimiz, Avrupa’nın taşeronu durumuna düşmesin. Yoksa fındık 1-2 yabancı firmanın tekelinde dönüyor. Bugünkü sistemde tedbir alınmazsa Türk fındık sektörü üreticisinden, ticaret gurubuna kadar bir yok oluşla karşı karşıya kalacak. Bunu ben değil borsa kayıtlarımız söylüyor. Ticaret gurubunun sayısı her geçen gün azalıyor bir yok oluş var. Fındıkta son 10 yılın ihracat şampiyonu firmanın en büyük alıcıya satılması bir kırılma noktasıdır. O gün rekabet kurulu sanayicilerimize bir yazı gönderdi, bu satış haksız rekabete yol açar mı diye ama o gün sanayici bu satışı onayladı ve bu onay yerel sanayici için zor günlerin başlangıcı oldu. Şimdi ülke olarak hızla tedbir alarak fındıkta kazanımlarımızı korumalı yerel sanayicimizi ve üreticimizi güçlü tutarak verimliliği ve kaliteyi artırmalıyız.” değerlendirmesinde bulundu