Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
20.09.2024

Yabancı markalar küçük esnafı bitirir

·Ordu’nun her geçen gün büyüyen marketler zinciri Kalafatlar firmasının ortaklarından Hüseyin Kalafat “Yerli küçük esnafımızı, yatırımcıları iflas ettirecek, büyük yabancı esnafları Ordu’ya getirmenin yararlı olacağını sanmıyorum” dedi.

info@karadenizekonomi.com / 11.04.2017

Yabancı markalar küçük esnafı bitirir

Ordu’nun her geçen gün büyüyen marketler zinciri sahiplerinden Hüseyin Kalafat, yaptıkları çalışmaları ve Ordu ekonomisine ilişkin görüşlerini anlattı.

1970’li yılların başından beri halka açık bir iş yaptıklarını, hizmet sektöründe her gün halkın gözü önünde olduklarını ifade eden Kalafat, “Günde 15 bin kişi ile karşılaşıyoruz. İşyerlerimizi her gün en az 30 bin kişi ziyaret ediyor. Mağazalarımızda 350 kişi istihdam ediyoruz. Dokuz şubemiz var, bir de zirai tarım ve gübre satışı yapan mağazamız var. Samsun’da 100 dönümün üzerinde seramız var, kurucu ortağıyız. Sebze meyve tedariki yapıyoruz. Bunları halkımızın tercihi ile yaptık. Ordulu kendi markasına sahip çıktı” diye konuştu.

Yabancılar küçük esnafı bitirir

Ordu’nun çocukları son zamanlar çok güzel işyeri kuruyorlar. Dünyanın neresine giderse gitsin, parmakla gösterilecek işyerleri kuruluyor. Kendi 

çeşitlerimizi sunmalıyız. Halkın yeni açılan lokanta ve kafeleri desteklemeleri gerekiyor. Ordulu esnafların açtığı yerleri tercih etmeleri güzel bir davranış. Bunu için teşekkür ediyoruz. Mevcut yabancı firmalar yetmiyormuş, Ordulular getirmiyormuş gibi yeni alış veriş mağazaları açıp, yabancı markalar getirilerek hava yaratılmak isteniyor. Bu algı doğru değil. Küçük esnafı bitirir. Yerli küçük esnafımızın yatırımcıları iflas ettirecek, büyük yabancı esnafları getirmenin yararlı olacağını sanmıyorum. Ordu fındık ve küçük esnaf sektörüne dayanıyor. Yeni fabrika yok, istihdam kıt. O yüzden uluslararası organizma ve markalar getirerek üretim ve paketlemeyi direk getirmek Orduluların yararına değil.”

Yumurtadan yün kırkarak başladık

“Biz Ordu’da çok büyük sermaye ile girmedik işe. Gece gündüz çalışarak, tasarruflu işler yapıp, yumurtadan yün kırkarak başladık. 1995 yılından bu yana çalışanlarımızla ve en küçük birikimleri bu işe yatırarak geldik. Aklımızda bir marka yaratmak, tutundurmak ve Türkiye ve dünyaya açılmak için yola çıktık. Bu markayı dünya çapında yayalım hevesi ile yola çıktık. İşimizi iyi yapmaya çalışıyoruz. En kaliteli ve iyi ürünlerle halkı buluşturmaya çalışıyoruz. Üretirken ve satarken aile ahlakı içinde, okulda öğrendiğimiz terbiye içinde hizmet vermeye çalışıyoruz. Bunlarla gurur duyuyoruz. Hem ailemize hem de Ordu’ya bir ders olduk.”

İzlenebilir gıda sunuyoruz

“Türkiye’de izlenebilir gıda ve tarım ürünlerine önem veriyoruz. Hangi toprakta yetişti ne zaman sofraya geldi? Tarım bakanlığı çalışma yaptı; iyi tarım diye. Peynir, zeytin, sebze, meyve et ve tavuk da böyle. Dışarıya ülke olarak domates gönderdik, fındık gönderdik. Avrupa’dan geri geldi. Bu ürünlerde aflatoksin ve ilaç var, deniyor. Bu ürünler geri geliyor ama bunların çöpe atıldığını da düşünmüyoruz. Ne yazık ki bu ürünler yeniden sofraya sürülüyor. Sattığımız ürünlerde bunların olmaması için kendimiz Samsun Çarşamba’da kurduğumuz seranın ürünlerini atıyoruz. Suyun analinizi, toprağın analizini yapıyoruz. İhtiyaçlarını bertiliyoruz, ihtiyacı kadar ilaç kullanıyoruz. Böcek ilacı kullanmıyoruz, biyolojik mücadele yapıyoruz. İlaç kalıntısı olmamasına özen gösteriyoruz.”

Yeniden atağa kalkmalıyız

“Bizi bankalarla finans sektörü ile çok kredili işlerimiz yok. Onlar ekonomi bakanlarının hükümetin aldığı ve uymak zorunda oldukları kararlara uyuyorlar. Ancak, denetlemediği ve bankaların insafına bırakıldığı yerlerde bankacılar, finans sektörü çok acımasız olabilir. Güzel havada şemsiyeyi verip, yağmurlu havada geri istedikleri yönünde amiyane söylemler dolaşıyor. Arkadaşlardan duyuyoruz, en ihtiyaç duydukları zamanlarda kredileri tahsil etmeye çalıştıklarını işitiyoruz. Ama para acımasızdır. ‘Kemal Derviş karaları’ gibi bir kararla yeniden atağa kalkmalıyız. Dünyaya entegre olmuş, hukukun üstünlüğü işleyen, ekonomik kayıplara yol açmayacak karalar alınmasını bekliyoruz.”

Kemal ÇEKÜÇ/KARADENİZ EKONOMİ