Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

Uzunömeroğlu''Silah fabrika üretim tesisimi gerekli İstihdam Sağlanırsa Ordu’ya bağışlamaya hazırım'

İstanbuldan Ordu'ya Fikir Yolu ''Ordu-Giresun Havalimanına Deniz Transferi Eklensin.Marina İçin En Uygun Yer Orası''

info@karadenizekonomi.com / 7.03.2016

Uzunömeroğlu''Silah fabrika üretim tesisimi gerekli İstihdam Sağlanırsa Ordu’ya bağışlamaya hazırım'

Her hafta Çarşamba akşamları Murat Gürsoy’un moderatörlüğünde gerçekleşen Karadeniz Ekonomi programı bu defa İstanbul Altaş TV stüdyolarında İstanbul’da yaşayan Ordu’lu bir iş adamını ağırladı.

Murat Gürsoy’un sorularını cevaplayan Adem Uzunömeroğlu ,''Ordu ekonomisi kalkınma hamlesine bir çok proje koymuştur.Biz bu projeleri 1980’li yıllardan bugüne konuştuk,gerçekleştiğini görmekten son derece mutluyuz.Son dönemde Istanbul’da dernek sayıları arttı fakat faaliyetler azaldı'' diyerek derneklerin işlevsizliğine dikkat çekti.İstanbul’da yaşayan bir Ordulu olarak memleketinin gelişimine ışık tutacak önerilerde de bulunan Uzunömeroğlu ,aynı zamanda Orduda ki silah sanayi tesisinin gerekli istihdam sağlandığı takdirde, Ordu’ya bağışlayacağını söyledi.

Ordu’da doğan Adem Uzunömeroğlu,1980 yılında İstanbul İktisadi ve Ticari Bilimler akademisinden mezun oldu. 1980-1995 yılları arasında Mali Müşavir ,Bağımsız Denetçi, Ordu Silah Sanayi A.Ş. Yön Krl Başkanlığı ve Ordulular Dernek Başkanlığı olmak üzere bir çok ticari faaliyetler de bulundu. Şuan ise 1995 yılında kurucusu olduğu Ordu Kültür Eğitim Vakfının Başkanlığını yürütmekte.

Adem Uzunömeroğlu 1991 yılında Avrupa yakasında ki ilk Ordulular Derneğinin Başkanlığını yürüttüğü yıllarda,gerek yazılı ve görsel medyada gerekse ''Ordu ''konulu paneller düzenleyerek ,memleketi Ordu’nun sosyal ve ekonomik düzeyinin gelişmesine katkıda bulunarakmemleketi için elini taşın altına koyan gurbetçilerden..

‘’Dernek ve Lokaller Kahvehaneye Döndü’’

İstanbul’da üç yüzün üzerinde dernek var ,ama insanları bir araya getirmek istediğinizde üç yüz kişiyi biraya getiremiyorsunuz. İnsanlar hizmeti dışında daha çok kahvehane olarak kullanıyor. Ordu Dernekler Federasyonu(ORDEF) oradaki temsilcilerini dernekler kanunuyla seçmelidir ki derneğe hizmet edecek insanları bir araya getirelim. Bu derneklerin faaliyetlerini yürütebilmesi için 3 başlık çok önemlidir.Maddiyat,dayanışma ve bürokrasi ayağı ..Bu üç temel şartın sağlanması gerekiyor. Dernekler işin sayısal örgütlenmelerini ,vakıflar ise işin ekonomik ve fikir üretme bazında çalışmalarını tamamlamalıdır. Maalesef ki son dönemde derneklerimiz sayıları çoğaldı ama faaliyetleri azaldı.

''Silah fabrika tesisimi Ordu’ya bağışlamaya hazırım''

1991 yılında Ordu’da silah Sanayi’nin faydalı olacağını düşünerek ,bu sektörün ilk temsilcisi olarak Ordu Silah sanayi A.Ş(OSSA) kurmaya karar verdim.Yılda 2 bin üretim yapabilecek bir fizibiliteyle yola çıktım.Ama bizden sonra bu sayı artarak kooperatif ve şirketler noktasında çoğalmaya başladı. Hal böyle olunca üretimimiz miktarımız düştü. Orduda ki kapasite belli ve bu durum bizi zorlamaya başladı.Nitekım 1997-98 yılında seri üretimler başladı ve 35 kişi çalıştırır hale geldik fakat zamanla silahlar arasında kalite farkı ortaya çıktı.Bu sorunlar projeyi sıkıntıya soktu. Teşvikler istediğimiz gibi olmadı.İstanbuldaki yoğunluklar da artınca şirketin faaliyetini durdurmak zorunda kaldım.Ordu için düşündüğüm bir yatırımdı ama üzülerek son vermek zorunda kaldım.O dönemdeki siyasiler bana üretim teklifiyle gelince bende onlara üretim teke düşerse 50 kişi istihdam yaratma sözü alarak,tesisimi bağışlama sözü verdim.Tüm makinalarıda içinde vererek. Şuanda da bu sözüm geçerli, eğer istihdam sözü verilirse ben tesisimi bağışlamaya hazırım.

Eğitime Hayırsever Desteği..

Ordu’lu İş Adamı Velittin Küçük,Okul Yaptırıp ODܒye Bağışlayacak

Ordulu iş adamı Velittin Küçük Orduda Gülyalı ilçesinde Turizm Meslek Yüksek okulu yaptırıp Ordu Üniversitesine bağış yapma girişiminde bulundu.Bende Ordu Kültür Eğitim Vakfı olarak arsa temini sırasında Ordu üniversitesini gezme fırsatını buldum. Sistem gayet başarılı bundan sonrasında da iyi geliştirmek gerekir.Alt yapısı iyi oluşturulmuş bir üniversite şart.

‘’Ordudaki projelerin ilk ayaklarını onlar oluşturdu’’

Ordu Doğuda Trabzon batıda Samsun arasında sıkışmış bir il konumunda kalıyordu. Bu durumdan çıkmanın en iyi yolu Havalimanıydı.1998 yılında dernek faaliyetlerimizi yürüttüğümüz o yıllarda Ordulular dergisinde gündeme taşıdığımız konu başlıklarından biriydi Havalimanı projesi.Karadeniz Teknik Üniversitesinde o dönemde bir fizibilite çalışması yapılmıştı. Ve o çalışma neticesinde Ordu daki arsa fiyatlarına baktığımızda havalimanı yapılmasının daha rantabl olduğunu görmüştük.Ayrıca o dönemin valisi Mustafa Malay’ın özverili çalışmaları ve eski Beylikdüzü Belediye Başkanı Vahdettin Küçük’ün bağış yaparak kurduğu derneği de unutmamak lazım. İstanbul ve Ordu ayağında bu projelerin ilk ayaklarının oluşturulmasında katkıları büyüktür.

''Ordu-Giresun Havalimanına Deniz Transferi Eklensin.Marina İçin En Uygun Yer Orası''

Samsun –Bolaman hattında hızlı tren çalışması için fizibilite çalışmaları gündemde.Fakat Bolamandan ziyade Ordu ve Giresun’u birbirine entegre yapacak, oradaki yaşamı daha canlı hale getirecek bir raylı sistemin Havalimanı civarında olmasını daha çok yararlı olacağını düşünüyorum. Aynı zamanda mevcut havalimanının denizde olmasını avantaja çevirip ,yanına bir marina yada yat limanı koymak lazım. Denizcilik sektöründen faydalanıp yatırım almalıyız. Uluslararası iş dünyası’nın yada mega zenginler’in uçaklarından inip direk teknelerine binebilmelerini sağlamalıyız. Yatını limana demir atması,o yatın orada kalması,bakımı,onarımı ve yepyeni hizmetleri beraberinde getirecektir. Havalimanı’nın hemen yanı başına yapılan liman, bu durumu fırsata çevirmemize neden olacaktır. Bunu mutlaka değerlendirmemiz gerekiyor.

‘’Ordu’ya Büyük Bir Açık Hava Tiyatrosu Yapılmalıdır’’

Turizm konuşunda doğanın korunması gerekir. İklim ,doğa coğrafyasından yola çıkılarak bir turizm başlığı oluşturuluyor. Bunun için Ordu’nun bakir doğası bozulmadan çalışmalar sürdürülmelidir. Ordu çok yağmurlu bir bölge olduğu için doğa sürekli kendini yenilemekte. Bu durum aynı zamanda bir çok tarihi eserimizin toprak altında kalmasına neden oldu. Bunun ne büyük örneği Kurul kayası. Orduda cazibe merkezleri artırılmalı. Mesela deniz turizmine paralel olarak doğal yürüyüş yoluyla ilgili çeşitli faaliyetler düzenlemeli. Eko turizm desteklenmeli. Yala turizmi otantik yapısı bozulmadan geliştirilmeli.Büyük bir açık hava tiyatrosu yapılmalıdır.Kendi kültürümüzü yansıması olan ahşap evleri,seranderleri,çeşmeleri ve otantık olan tüm değerlerimizi korumalıyız. Köylerde bile artık betonlaşmaya doğru ilerliyoruz.Bunun önüne geçilmelidir.

‘’Mülkiyet Sorunu Var’’

Ordunun yaylaları birbirinden çok kopuk. Yaylalar arası geçişi sağlayacak teleferik projesini son derece destekliyoruz. Orduda turizmin canlanmasına katıda bulunacak donelerimiz çok. Ordu için fırsat olabilecek Dere yolu projesi Lojistik üst olmak açısından son derece önemli bir konu. İç Anadolu’dan arsa almak için gelen bir çok iş ortakları çıkacaktır. Âmâ bununla birlikte mülkiyet sorunumuzu da halletmeliyiz. Çünkü arsalarımız çoğu hisseli. Satışlarda sıkıntılar çıkıyor. Mülkiyet sorununu mutlaka çözmeliyiz.

‘’Kültürümüzü İyi Pazarlayamıyoruz’’

Atalarımız Orduda arazide fındığı iktisadi bir değer olarak getirmişler.Çok önemli bir değer katmışlar. Onların fındık ocak basında geçirdikleri zamandan daha az zaman harcıyoruz buda fındığın kalitesini düşürüyor. Fındıkta kültür pazarlaması önemli bir konu. Yeterince kültürümüzü iyi pazarlayamıyoruz. Fındığı Otellerin lobilerine, tadını ise dünyaya tanıtmamız gerekiyor. Pazar sıkıntısını aşmalıyız. Markalaşmaya önem vermek lazım. Bal ve kivi içinde geçerli bu. Bal bu toprakların çok eski bir ürünü.Bu kadar kıymetli ürünleri birbiriyle kaynaştırıp bunları işleyerek dünyanın her yerine pazarlıya bilmeliyiz. Bu anlamda en ileri olmak zorundayız, Gerekli ARGE’leri kurmak lazım. Dünyanın başka yerlerinde fındığa rakip ülkeler çıkıyor, bir an önce fındık politikalarımızı istikrarlı hale getirmeliyiz. Ürünümüzün belli bir kısmını fon olarak oluşturalım. Alternatif birlikler kurarak o dinamizmi mutlaka kurmalıyız.