Yılda 20 milyon lira tasarruf mümkün

Murat Gürsoy ile Karadeniz Sohbetleri’nde bu hafta gazetemizde Rize’den bir konuğu ağırladık. Aslında 1 ay önce gazetemizin sayfalarında kendisine ve distrübitörlüğünü yaptığı ürüne yer vermiştik. Ki bu habere özellikle fındık sektör temsilcilerinden gelen ilgi sonrasında bir takım görüşmeler yapmak üzere Ordu’ya gelen Soner Ünsal Kandemir’i bu defa Karadeniz Sohbetleri’nin konuğu olarak ağırladık.

-Öncelikle bir Karadenizli olarak bölgemize hizmet etme yolunda yarattığınız alternatiflerle firmaların çözüme ulaşmasındaki çabalarınızdan ötürü sizi kutlamak istiyoruz. Oldukça iddialı sloganlarınız da var… Dilerseniz sohbete buradan başlayalım…

-Evet… İddialı bir sloganımız var. “Dünyada sadece bizde” diyoruz. Hatta “makine değil çözüm üretiyoruz” yaklaşımını da ilke edindik. Her ne kadar sloganımız iddialı gözükse de aslında bu öz güvenin en büyük nedeni dünya teknoloji devi Japonların çözüm ortağımız olmasından kaynaklanıyor diyebiliriz.

-Distrübitörlüğünü üstlendiğiniz Japon teknolojisi Anzai ile fındıktan bakliyata ve çeltiğe kadar pek çok alanda maliyetleri aşağıya çeken çözümler ürettiğinizi söylüyorsunuz. Bu çerçevede öncelikli konumuz fındık olsun diye sohbete devam edecek olursak neler söylersiniz?

-Aslında tüm sorunların çözümünün başlaması gereken nokta natürel fındık. En çok seçme makinesinin kullanıldığı ve en yüksek işçilik maliyetinin olduğu bu noktada biz de farkımızı ortaya koyuyoruz. Natürel fındık seçme işleminde pek çok işletme “lazer” adı verilen makineler kullanıyor. Aslına bakarsanız fındıkla uzaktan yakından alakası olmayan lazer sistemli makinelerin asıl kullanım alanı “sert yüzeyli yabancı madde ayıklama” işlevi içindir. Asıl işi yabancı madde ayıklama olan bu makinelere fındık ayıklamaya kalktığınızda çok yüksek maliyetli bir imalat sistemine sahip oluyorsunuz. Fındığı istenilen düzeyde ayıklayamadığı için arka arkaya aynı makineden koymanız gerekiyor.

-Sizce bu durumda işletme nasıl bir maliyet yükünün altına girmiş oluyor?

Çoğu işletmede her hatta en az üç lazer arka arkaya aynı ürünü üç defa ayıklayarak el seçmesine gönderiyor. Lazerlerin kirli tarafa attığı temiz oranı en az yüzde 30 civarındadır. Bu da ayrıca bir külfet anlamına geliyor. Saatte üç ton ortalama ile çalışan bir firma üç lazerden geçen ürünü 300’e varan sayıda işçi ile tekrar elle seçmek zorunda kalıyor. İki hatta sahip olan bir işletmede 6 ayrı lazer var. Bu kadar makinenin yapamadığını bir de elle seçiyorsunuz. Bu çok yüksek bir maliyet. Bu maliyetin yanında lazerlerin fındığa verdiği zararlarda cabası. En az üçer kez lazerlerden geçen fındıkta kırılmalar ve soyulmalar kaçınılmaz olur. Daha önemlisi fındığın üzerinde siyah lekeler oluşur. Fındığı kavurduğunuz da bu siyah lekeler bariz gözükür ve firmaya eksi maliyet yazar.

-Peki sizi faklı kılan ne ve siz nasıl bir yöntem geliştirdiniz?

-Biz Japon Anzai olarak yüzde 100 fındığa özel makine yapıyoruz. Olması gerektiği gibi bant üzerinde fındığa hiç zarar ve fire vermeden net ayıklama yapabiliyoruz. 6 lazerin yaptığı işi tek Anzai ile yapabilirsiniz. Saatte 6 ton fındık ayıklayabiliyoruz ve çok az hatta neredeyse hiç fire vermiyoruz. En önemlisi makineden sonra el işçiliğini de yüzde 90 düşürüyoruz. Makinemiz 4 yıl garantili ve en az 10 yıl servise ihtiyacı olmayan yüzde 100 Japon malı.

-Dolayısıyla makine değil çözüm sattığınızı kolaylıkla söyleyebiliyorsunuz…

-Kesinlikle… Bakın işlenmiş fındıkta da “dünyada sadece bizde”  diyebileceğimiz net çözümlerimiz var. Fındıkçılarda genellikle dikey kanal makine dediğimiz ama aslında pirinç ve mercimek ayıklamada iş gören makineler kullanılmaktadır. Fındıkta pirinç ayıklama makinesi kullandığınızda yüzde 1 ila 3 civarında sürtünme ve çarpmalardan ötürü kırılma dökülme ve köteklenme sorunları yaşanmaktadır. Sadece bu bile her yıl bir makine parasının dikey kanal makinenin verdiği zarara heba edildiğini görüyoruz. Dikey kanal makine ile fındığı detaylı seçemezsiniz. Makine sonrası mutlaka yine yüksek oranda el işçisi kullanmak zorunda kalırsınız. Örnek olarak saatte bir ton işleyen bir firma son model dikey kanal makineye sahip olduğunda en az 60 civarında el işçisine ihtiyaç duyar.

-Yani fındığa özel bir makineden bahsediyorsunuz…

-Evet… Anzai işlenmiş fındığa özel makine üretir. Her yönü ile işlenmiş fındığa uygun tasarlanır. Makinemiz bant üzerinde ayıklama yaparak ürüne asla zarar vermez buradan tasarruf ettirir. Ürünü net ayıklar, makine sonrası işçiliği oldukça aşağılara çeker. Saatte yarım tondan 8 tona kadar ayıklama yapabilen makinelerimiz var. Basit çözümlerle sadece iki işçi ile bile imalat yapabilirsiniz.

-Bir ay önce sizinle ilgili yaptığımız haberde fındıkta aflatoksin ve benzeri sorunlara karşı da çözüm ürettiğinizi söylediniz. Bu da oldukça ciddi bir iddia değil mi?

-Her gıda ürününde olduğu gibi fındıkta da bu büyük bir sorun. Japonlar uzun yıllardır bu konu üzerinde de kafa yormuşlar. Yapılan yüzlerce test sonrasında başardıklarını ve fındıkta aflatoksin diye bir sorun kalmadığı rahatlıkla söyleyebiliriz. Analizlerde yüksek değerde aflatoksin içeren ürün, Anzai MK serisi makinemizden geçtiğinde toksin içeren taneleri sağlamların arasından seçerek sağlıklı ürün elde etmenizi sağlıyor. Makine ayrıca kavrulduğunda limonileşen fındık tanelerini de daha natürelken seçiyor. Yine makinemiz toksinli taneleri seçerken fındığın içerisine karışmış kabuk benzeri yabancı maddeleri de seçerek firmaya kolaylık sağlıyor.

-Sonuç olarak fındıkçı firmaların maliyetlerini aşağı çekerek karlılıklarını artırıyorsunuz. Doğru mu anladık?

-Aynen öyle… Biz Arten Anzai olarak fındık sektörüne kalite, prestij ve çok ciddi oranda tasarruf kazandırıyoruz. Basit olarak yıllık bazda her firmaya 1 milyon liradan 20 milyon liraya kadar tasarruf sunuyoruz. Eğer ayıklama hatlarını bize kurdururlar ise tam otomasyonlu sıfır işçilikle el değmeden fındık imalatı yapma imkânı da sunabiliriz. Kuracağımız natürel fındık ayıklama hattı veya işlenmiş fındık ayıklama hatları ile en düşük imalat maliyeti ile aflatoksinsiz ürün ve hasarsız çok yüksek kalitede imalat yapma imkânını getiriyoruz. Düşünün makine sayısında, kurulumlarda, servis giderlerinde, imalat alanında, ürün kaybında ve işçilikte tasarruf. En maliyetli sistemi bile satın alsanız neredeyse 1 yılda kendisini amorti edebiliyor.

Teşekkür ederiz…