Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
20.09.2024

ÇAMAŞ:Karadeniz’de fuar kültürü yerleşti

Samsun'dan başlayıp Ordu ve Trabzon'a kadar uzandığımızda aslında Karadeniz'de bir fuar kültürünün oluştuğunu gözlemliyoruz.

info@karadenizekonomi.com / 25.11.2019

ÇAMAŞ:Karadeniz’de fuar kültürü yerleşti

Yılda altı fuar az geliyor

Hafta sonu sona eren ve bu yıl 4’üncüsü gerçekleştirilen Samsun TÜYAP gıda ihtisas fuarı her geçen yıl daha da büyüyen buluşma noktası kimliği ile değer görmektedir. Biz de bu nedenle Murat Gürsoy ile Karadeniz Sohbetleri’nde bu hafta Samsun TÜYAP Bölge Müdürü Oğuzhan Çamaş’ı konuk ettik.

Uluslararası ticaretin çok hızlı bir şekilde geliştiği günümüzde, fuarların önemi de vazgeçilmez bir şekilde artmaktadır. Fuarlar, büyük bir titizlikle yürütülen çalışmaların ve büyük emeklerin sonucu elde edilen ilk ürünlerin ve son teknolojilerin sergilendiği yerlerdir. Bu özelliklerinden dolayı fuarlar, ekonomik ve sosyal hayatın bir aynası olduğu gibi aynı zamanda dış ekonomik ilişkilerin de bir göstergesidirler. Geçmişte ürün veya hizmet grupları adına düzenlenen fuarlar günümüzde ihtisas fuarları adını almıştır ve ihtisas fuarlarının önemi gün geçtikçe artmaktadır. Bu yöntemle belli bir ürün veya hizmet fuar kapsamı içine alınabilmektedir. Katılım özelleşmekte ve katılımcı sayısı artmaktadır. Fuarların belli konuda özelleşmesi de fuarlara davetli olarak katılan kişi ve kuruluşların o konuda daha yoğun ilgilerinin olmasını sağlamaktadır. Katılan kişiler fuarlarda aradıkları ürün ve hizmeti, ilgili kişileri ve sorularının cevaplarını bulmak istemektedirler. İşte bu tür organizasyonlardan birine de Samsun beş yıldır ev sahipliği yapmaktadır.

-Efendim bunca yoğunluğunu arasında bize ve okuyucularımıza zaman ayırdığınız için teşekkür ediyoruz. Tabi ki beş yıl boyunca bölgede yaptığınız çalışmalara değineceğiz. Ama öncelikle bir fuar kültürü oluşup oluşmadığını merak ediyoruz. Bu konuda neler söylersiniz?

-Samsun’dan başlayıp Ordu ve Trabzon’a kadar uzandığımızda aslında Karadeniz’de bir fuar kültürünün oluştuğunu gözlemliyoruz. Samsun’a ilk geldiğimiz günlerde bunun çok avantajını yaşadık. Bugün Ordu, Samsun, Trabzon, Çorum ve Amasya’dan sektör temsilcileri ile görüştüğümüzde fuarlarımıza ilgilerini çok aşikâr görebiliyoruz. Aslında bir fuar merkezi için beş yıl çok uzun bir süre değil. Ama biz bu sürede önemli mesafeler kat ettik. 

-Yıl boyunca düzenlediğiniz fuarları, katılımcı ve ziyaretçi açısından değerlendirir misiniz?

Bir önceki yıl yaşadığımız ekonomik sıkıntılardan dolayı ilk başlarda 2019 yılını handikaplarla geçireceğimizi düşünmüştük. Ama hem bölgemiz hem TÜYAP Fuarcılık olarak bölge sektörleri ve dinamiklerine baktığımızda aslında kötü bir yıl geçirmedik. Yılın ilk çeyreğinden sektörlerde bir hareketlenme söz konusu oldu. Biz bunu çok bariz hissettik. Yıl boyunca gerçekleştirdiğimiz tüm fuarlar bir öncekilere göre hem katılımcı ziyaretçi anlamında büyümeyle kapandı.

-Hiç zorlanmadınız mı?

Tabi kibazı zorluklar yaşandı, bunu yadsımamak gerekiyor. Ama geçmiş yıllarla kıyasladığımızda ortaya çıkan rakamlar küçülmeye değil tam aksine büyümeye işaret etti.

-Bu yıl organizasyonlarında sektörel dağılım nasıl oluştu?

-Bölgemizde temel sektörlerin fuarlarını gerçekleştiriyoruz. Tarım, mobilya dekorasyon ve aksesuarları, kitap, yapı-inşaat ve düğün hazırlıkları fuarları yapıyoruz.

-Fuarların oluşturulmasında sektördeki boşluğa bakarak mı karar veriyorsunuz yoksa gelen talepleri mi değerlendiriyorsunuz?

Aslına bakarsanız bölge yapısı çok önemli. Bizim ilgi alanımızda 21 ayrı şehir var. Bu 21 şehrin dinamikleri çok önemli, sektörlerin potansiyeli hacmi çok önemli. İhtisas fuarları düzenliyoruz ki bu tür organizasyonlar son derece profesyonel anlayış gerektirir. Bunu başarmış olmaktan mutluluk duyuyoruz. Burada üretici ile satıcıyı bir araya getirebildiğimiz için keyif alıyoruz. Sektör temsilcileri ile bir araya geliyoruz ki onların istek ve talepleri çok önemli. Aslında onların talepleri bize yön veriyor.

-Sanayileşmenin sınırlı olduğu Karadeniz Bölgesi’nde sektör çeşitliliğinin az olması bir handikap değil mi?

-Ne yazık ki Karadeniz Bölgesi’nde belli oranda sektörler var. Bu sektörlerin bir küme halinde olması da önemli. En az 70 -80 tane katılımcısı olması gerekiyor. Yaptığımız sektörün fuarıda bu kapasiteye ve potansiyele sahip olmalı. Mesela bu bölgede tekstil fuarı yapmakta çok zorlanırız. Baktığınız zaman 20 ilde kaç tane tekstil üreticisini bir araya getirip fuar yapabilirsiniz. Ama yine de mevcut fuarlarla kalmayacağız. Planlamalarımızda olan projeler var. Onların üzerinde çalışıyoruz. Önümüzdeki yıl ve daha sonraki yıllarda bunları hayata geçireceğiz.

-Fuarlarla ilgili tanıtım çalışmalarından bahsedebilir misiniz?

-Fuar tanıtımları çok meşakkatli ve ucu bucağı yok ki. Öncelikle sosyal medyayı kullanmamak mümkün değil. Yazılı, görsel ve işitsel basın olmazsa olmazlarımız. Açık hava reklamlarımız, bültenler ve dergiler...  Ayrıca davetiye ve aramalarla da insanları fuarlarımıza yönlendirmemiz gerekiyor.Ortalama 35-40 binlik bir ziyaretçi sayımız var. Bu sayıyı önemsiyoruz ve daha da yukarılara taşımak için yukarıda belirttiğim mecraları daha aktif kullanmak istiyoruz.

-Katılımcı firmalar için süreç nasıl işliyor ve fuar için destek alabiliyorlar mı?

-Bir firmanın fuara katılabilmesi için öncelikle vergi mükellefi olması gerekiyor. Üretici veya distribütör olması daha çok tercih edilir bir şey. Fuara katılan bir firma eğer yeni müşteri, hedefler ve yeni pazar arayışları içinde ise yanı sıra tüketici ile buluşturma anlamında bir hedefi varsa fuara katılmaması için başka hiçbir neden yok. Zaten bu koşullara sahipse KOSGEB desteği de var demektir. Firmalarımıza 50 metrekareye kadar yüzde 60’lık bir destek sağlanıyor. Baktığımızda bu rakam da azımsanamaz.

-Peki sizi denetleyici bir kuruluş bulunuyor mu?

-TÜYAP olarak ulusal ve uluslararası üyesi olduğumuz dernekler var. Bunlar tarafından denetlemelerden geçiyoruz. Kendi iç denetlemelerimiz de var.  Bunun yanında iş dünyasının çatı kuruluşu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, KOSGEB ve türlü kurum ve kuruluşlar tarafından sürekli denetleniyoruz. Fuar öncesi, fuar zamanı ve sonrasında bu teftişleri yapıyorlar. TÜYAP, 40 yıllık bir fuar firması ve Türkiye’de 9 ayrı fuar merkezimiz var. Bunun haricinde alanları kiralayarak yaptığımız fuarlarımız var. Bu anlamda dünya standartlarına oturmuş.

-Fuarın uluslararası olması için gereken şartlar?

-Fuar sayısı önemli burada. Yıllar içerisinde aldığı ziyaretçi sayısı önemli ve yıllar içerisinde aldığı yaş önemli bunun için. Samsun Fuar ve Kongre Merkezi beş yıl boyunca yaptığımız etkin fuarlarla amacına ulaşmış bir merkez. En kısa zamanda Samsun’daki fuar merkezimizin uluslararası bir hüviyet kazanması yolunda hızla ilerliyoruz.

-Ekonomik değer de sağlıyorsunuz değil mi?

Kendi firmam adına konuşursam; yaptığımız fuarlarla bölge ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlıyoruz. Sektörler geçmişten bugüne tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de gelişim gösteriyor. Fuarlar tüm sektörlerin olmazsa olmazlarıdır. Büyük firmalar ve kendini büyümek zorunda hisseden firmaların mutlaka yeni ürünleri yeni pazarlara açma ihtiyacı hissederler. Bunlar içinde en uygun platform fuarlardır. Yani bir ekonomik değer oluşturur ve firmaların mevcut hacimlerini büyütme anlamında fuarların önemi tartışılmaz.

-Avrupa ile kıyaslandığında kendinizi nerede görüyorsunuz?

-TOBB desteği ve devletin katılımcılara sağladığı teşviklerle Türkiye’de devasa sektörlere hitap eden fuarlar düzenleniyor. Avrupa ile kıyaslanmaya gelince; dünyanın dörtbir yanından katılımcı çekme potansiyeline sahip ülkemizdeki organizasyonlar.Türkiye fuar anlamında diğer ülkelerle yarış halindedir. Yurtdışındaki fuarlardan eksiğimiz yok hatta fazlamız var. Rakamlar hep pozitif ivmeye işaret ediyor. Büyümek, dünyaya açılmak ve iş hacmini genişletmek isteyen firmalar için fuarlar çok büyük bir nimettir.

-Çok teşekkür ediyoruz…

Samsun 4. Gıda Fuarı

Tarım ve Orman Bakanlığı, Samsun Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası ve TÜYAP işbirliği ile hazırlanan Samsun Gıda Fuarı-2019, Pazar günü sona erdi. Sektörle ilgili tüm üreticilere, toptancı ve perakendecilere, işletmecilere önemli ticari fırsatlar ve iş bağlantıları sağlayan fuarda İran, Azerbaycan, Gürcistan, Rusya gibi ülkelerden gelen alım heyetleri ile verimli görüşmeler yapıldı. Bu firmaların başında gelen Samsun'un ihracat şampiyonu Ulusoy Unfuarda istediğini alan kurumlardan biriydi.

Çamlıdağ

Et entegre üreticileri, süt ve süt ürün satıcıları, hububat ve bakliyat firmalarının yanı sıra çikolata ve şekerleme üreticilerinin, endüstriyel mutfak ekipman firmalarınınnihai tüketiciye ulaşmasında aracılık edecek olan marketler ve bakkallarla buluşması ve bölge bayilik anlaşmalarının yapılması ile fuar anlamına ve amacına ulaştı. Dört gün süren ve 40 bine yakın ziyaretçiyi ağırlayan fuarda dikkat çeken firmalar arasında Çamlıdağ da vardı.

1931 yılında Samsun Saathane’de temelleri Hasan Çamlıkbeli tarafından atılan, sonrasında dürüstlüğü ve çalışkanlığı nedeniyleailenin büyüğüTemel Çamlıdağ’a devredilerek “kahvaltının kalbi” serüvenini başlatan Çamlıdağ, fuarda görsel sunumu ile ilgi odağı oldu. Günümüzde 8 ayrı şubesi ile hizmet veren firma, bin 500 metrekarelik kapalı alanda pastırma, sucuk, kavurma, tereyağı üretiminin yanı sıra, tulum peyniri, tel peynir, eski kaşar, süzme ve petek bal paketleme işlemleri yapmakta.

Özakkaya Unlu Mamulleri 

Kökleri 1930’lu yıllarda Samsun ilinin güzide ilçesi Çarşamba’da Rumlardan kalma fırına dayanan Tarihi Özakkaya Unlu Mamulleri de fuarın yoğun ilgi gören stantlarından biri oldu. Şimdilerde işin başında olan Esat Akkaya’nın dedesi tarafından mübadele sonrasında işletilen fırın ailenin geçim kaynağı olmuştur. Fırında simit, Çarşamba Simidi ve ekmek imalatı uzun yıllar devam etmektedir. İşletmeyi diğerlerinden ayıran en önemli özellik ise tadına doyulmayan Çarşamba Kıvratması’dır. Yıllar önce yöre kadınlarının evde açtıkları Çarşamba Kıvratmasını sadece fırında pişiren Esat Akkaya daha sonra bu özel yiyecekten bir marka yaratmayı bilmiştir.