6306 sayılı Kentsel Dönüşüm yasasının uygulama yönetmeliğinde değişiklik yapıldı ve Emlak uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
info@karadenizekonomi.com / 24.06.2019
Emlak uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, “Yaklaşık yedi yıl önce çıkarılan 6306 sayılı kanun sonrasında Kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan bina sayısı 460 bin 955 oldu. Yeni yönetmelik ile sınıflara ayrılan müteâhhitlerden teminat ya da tamamlanma sigortası talep edilecek. Rezerv alanlarda maliye görüşü alınmayacak” dedi.
6306 sayılı Kentsel Dönüşüm yasasının uygulama yönetmeliğinde değişiklik yapıldı.
21 Haziran Cuma günü yapılan değişikliğe ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Yaklaşık yedi yıl önce çıkarılan 6306 sayılı kanun sonrasında Kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan bina sayısı 460 bin 955 oldu. Yeni yönetmelik ile sınıflara ayrılan müteâhhitlerden teminat ya da tamamlanma sigortası talep edilecek. Rezerv alanlarda maliye görüşü alınmayacak. Üçte iki çoğunluk sonrasında kabul etmeyen hissedarların yerleri Bakanlıkça tespit edilecek veya ettirilecek rayiç değerden az olmamak üzere anlaşma sağlayan diğer paydaşlara hatta üçüncü şahıslara açık artırma usulü ile satılabilecek. Riskli ve rezerv yapı alanlarında kira yardımı süresi ise 36 aya kadar uzatılabilecek” dedi.
Tamamlanma Oranına Göre Satış İzni Verilecek
Yeni düzenlemeye göre maketten istenildiği gibi satış yapılamayacağını da belirten Özelmacıklı “Müteahhitlerin payına düşen bağımsız birimlerin satışı, inşaatın ilerleme seviyesine göre ve idarenin iznine göre belirlenecek. İnşaatın tamamlanma oranını belirlendikten sonra, bu oranın yüzde 10’u altındaki oranda satış yapılabilecek. Bu düzenleme ile mağduriyetler de azalmış olacak” dedi.
Belediyeler Sürece Destek Olmalı
Vatandaşlar tarafından şikâyet edilen yapılara ilişkin tespitlerde Belediyelerin sürece daha çok destek olmaları gerektiğini de belirten Altın Emlak Genel Müdürü “Riskli yapılara ilişkin tespitler maliklerden isteniyor lakin verilen süre içinde yaptırılmadığı takdirde, tespitler Bakanlıkça veya Belediye tarafından yapılır veya yaptırılır. Masrafları ise maliklerden tahsil edilir. Lakin belediyeler riskli yapı tespitleri için maliklere tebligat gönderiyor ve eğer bu incelemeyi yaptırmazsanız can ve mal güvenliği açısından meydana gelebilecek tüm olumsuzlukların bina maliklerine ait olduğu belirtiliyor. Bu doğru bir yaklaşım değil” diye konuştu.
Balyoz Değil Ada Bazlı Dönüşüm Modeline Geçilmeli
Avrupa’daki ilk örneklerdeki balyoz (yık-yap) anlayışı yerine ada bazlı dönüşüme daha çok ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Özelmacıklı “Ülkemizde ilk kentsel dönüşüm örnekleri riskli yapılarda genel olarak az katlı olup, daha çok kat yapılabilir (imar hakkı olan) binalarda gerçekleştirildi. Bu nedenle asıl risk taşıyan ve çok katlı olan binalar yenilenmedi. Yeni dönemde ada bazlı yaşanabilir alanlara ihtiyaç duyuluyor. Özellikle riskli alanlarda yapılacak dönüşümlerin uzlaşma ile yapılıyor olması gerekiyor. Kentsel dönüşüm bakanlık, belediye, müteâhhit ve banka kontrolünde teminat ve sigorta kontrolleri ile sürdürülmeli. Değer tespitleri m2 bazlı yapılmalı. Kentsel dönüşümde imar hakkı transferi, TOKİ ve gayrimenkul sertifikaları ile takas imkânları getirilmeli” dedi.