Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
20.09.2024

Dolar ne kadar olur? Yükselir mi? Ufukta erken seçim var mı?

Pek çok piyasayı doğrudan etkileyen dolar kuru hakkında ’’dolar kuru yükselir mi, düşer mi ?” sorularına yanıt aradığımız şu günlerde ilk yorum Ekonomi yazarı Sami Altınkaya’dan geldi.

info@karadenizekonomi.com / 7.10.2021

Dolar ne kadar olur? Yükselir mi? Ufukta erken seçim var mı?

Altınkaya, enflasyonu düşürmek için çaba gösterilmediğine dikkat çekerek, yıl sonu doların 9.30 seviyelerini göreceğini söylerken aynı zamanda erken seçim işaretlerine de dikkat çekti.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın faiz indirme kararından önce Amerika Birleşik Devleti (ABD) Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell’ın açıklamalarının değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Altınkaya; “Başkan Powell’ın faiz arttırmayacağım, varlık alımlarında azaltmaya şu aşamada gitmeyeceğim açıklamasını iyi okuma gerekiyor. Amerika’da şu an bir işsizlik ve yüksek enflasyon var. Düşürmek için mücadele ediyor. ABD’deki yüzde 5 oranındaki, enflasyon ile Türkiye’deki enflasyon oranını karşılaştırmak son derece yanlıştır. Amerika’daki enflasyon düşmez bir enflasyon değildir. Dünya’da Merkez Bankası Başkanları son 6 aydır faiz oranlarını arttırmaya devam ediyor. Türkiye Naci Ağbal’ın Merkez Bankası Başkanı olduğu son dönemde Nisan ayında 200 baz puanlık bir artış yapmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bunu çok yüksek bulup Naci Ağbal’ı görevden almıştı. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu mayıs, haziran, temmuz ve ağustos aylarında artış yapmadı. Bu dönemde Merkez Bankası’nın asli görevi olan enflasyonla mücadele ve Türk parasının değeriyle alakalı ciddi çaba görmedik. Yapısal reformlar söylemden eyleme geçemedi” dedi.

“Dolar 9.30 seviyelerini görecektir”

Enflasyon bazlı hareket edildiği için yıl sonun enflasyonunun yüzde 17,5-18 olacağını tahmin ediyorum diyen Altınkaya; “Sene sonuna kadar 150 puan kadar inmesi gereken bir faiz yükü var. Bunun kasım ve aralık aylarında olacağını tahmin etmiştim. Enflasyonun sebebi değildir faizin yüksek olması, bir sonuçtur. Enflasyonu düşürmeden faizi düşürmezsiniz. Faiz bir şeyin sebebi değildir, sonuçtur. Gıda enflasyonu bugün yüzde 30’lardadır. Yüzde 16 çekirdek enflasyon fiyatı en az artan ürünlerin oluşturduğu bir gruptur. Merkez Bankası 4 aylık dönemdeki açıklamasının tersini yapmıştır. Bunu yaparak sıkı para politikasından vazgeçeceğini ilan etmiştir. Yani TL’yi daha da değersizleştirme hareketidir bu durum. Dolar 9.30’ları görür. Dolar gördüğü rakamı asla unutmaz. Merkez Bankası’na yapılan müdahale ile güven yerle yeksan edilmiştir. Türkiye’nin güven endeksi olumsuz etkilenmiştir. Merkez Bankası’nın yıl sonu kullanacağı hakkını erken kullanmasının bedelini Türkiye ekonomisi çok ciddi ödüyor ve ödemeye devam edecektir” açıklamalarını yaptı.

“Üretmeden, kalkınmadan enflasyonu düşüremeyiz”

Enflasyonun daha yükseleceğini söyleyen Altınkaya; “ÜFE bugün yüzde 45’lerde. ÜFE’deki yükselme bir ay sonra raflara yansıyor. Çekirdek enflasyonu baz alıyorsanız; çekirdek enflasyon artınca ne yapacağız. Hammaddeyi, enerjiyi dolarla alıyoruz. Türkiye’ye yapılan köprülerin, otoyolların ücretlerini dövizle ödüyoruz. Bunlar Türkiye açısından çok fazla dezavantajdır. Yapılan uygulama yanlıştır, Merkez Bankası kendi ayağına sıkmıştır. Lirayı serbest bırakarak değersizleşmesine sebep olmuştur. Faiz oranının yüksek olması zaten kötüdür ama bunun çözümü faizi indirmek değildir. Üretimi arttırmadan, kalkınmadan, büyümeden faizi indiremeyiz enflasyonu düşüremeyiz” dedi.

“Ufukta seçim gözükmüştür”

Yapılan açıklamada sıkı para politikalarından vazgeçileceği sinyalinin verildiğini söyleyen Altınkaya; “Bu yapılan açıklama bizlere şunu gösteriyor: Kredi Garanti Fonuyla ya da başka kredi mekanizmalarıyla piyasaya para süreceğiz. Normal enflasyonun yükselmesini önemsemiyoruz açıklamasıdır. Bu seçim öncesi yapılan bir harekettir. Seçime gitmeyecek bir hükümet hiçbir zaman böyle bir hareket yapmaz. Sıkı para politikası izler, kemer sıkar, harcamalarına dikkat eder, tasarruflarını yapar, kalkınmaya çalışır. Bu açıklamasını seçim çağrısı olarak değerlendiriyorum. Bir an önce reformları uygulayarak, piyasaya güven verecek ekonomik adımları atarsanız yatırım iklimini oluşturmuş olursunuz. Kaliteli üretim, katma değerli üretim, ihracat artışı, hukukun düzeltilmesi ve yabancı yatırımcının Türkiye’de üretim yapmasını sağlayarak istihdam yaratmalıyız. Bunları yaparak enflasyonu düşürebiliriz. Bu yüksek dolar ve yüksek faiz ile 2 yılda daha gideceğiz. Bu şartlarda tek haneli enflasyon ve 5’in altında dolar düşmez. Zamlar peş peşe gelmeye devam edecektir. Reform paketlerinin uygulanmamış ve enflasyonun yüksek olması fiyat artışlarını beraberinde getirecektir. Dolara bakarak piyasa hareket edecektir. Faiz oranın inmesinin, kalkmasının hiçbir önemi kalmamıştır. Bundan sonra piyasayı belirleyecek olan şey dolardır” şeklinde konuştu.