Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

Sigorta sektöründe “talep patlaması” bekleniyor

Coronavirüs salgını ile yatıp kalktığımız bugünlerde sigorta şirketleri hayat sigortası poliçelerinde pandemiyi de teminat kapsamına aldı.  ORSAD Başkanı Yavuz, “Salgın sonrası vatandaşların daha bilinçleneceği için özellikle sağlık poliçesi uygulamalarında bir patlama bekledilerini söyledi.

info@karadenizekonomi.com / 11.05.2020

Sigorta sektöründe “talep patlaması” bekleniyor

Genel anlamı itibariyle risklerin gerçekleşmesi sonucu doğabilecek zararları gidermek için kullanılan mali bir araç olan sigorta, kişi ve kurumlara sağladığı güven duygusu ile geleceğin planlanmasının yanı sıra girişimciliği de teşvik eder. O nedenle ki pek çok sigorta şirketi, insan yaşamına doğrudan etkileyen yüzlerce farklı sigorta poliçeleri sunarlar. Son üç aylık süreçte bu poliçelerden sağlık ve hayat sigortalarına gelen talebin artması nedeniyle bu hafta “Murat Gürsoy ile Karadeniz Sohbetleri”ni sigortacılık sektörüne ayırdık. Konuğumuz Ordu Sigorta Acenteleri Derneği Başkanı Nevzat Yavuz.

-Söz konusu sağlık ve hayat olunca böylesi salgın dönemlerinde hayat sigortalarının önemi bir kez daha ortaya çıktı. Eminiz ki coronavirüs salgını sigorta şirketlerine yeni poliçeler için de zemin oluşturdu. Yanılıyor muyuz?

-Yılın ilk iki aylık döneminde öngörülmeyen bir artış vardı. Mart ayının ortalarında da salgın ülkemizde baş gösterdi. Buna bağlı olarak da ilk üç ayda sağlık sigortalarında hızlı bir büyüme meydana geldi. Hayat ve sağlık sigortalarına olan talebin artmasının nedeni de tabi ki salgının teminat altına alması. Coronavirüsün teminat kapsamına alınmasıyla şu an hayat sigortası yaptıran bir kişi yaptırdığı andan itibaren pandemi nedeniyle hayatını kaybederse geride kalanlara yüklü miktarda tazminat hakkı doğacak.

-Sigortalanabilirlik oranlarında bir değişim bekliyor musunuz?

Avrupa’ya baktığımızda sigortalanabilirlik oranının yüzde 95’in üzerinde olduğunu görüyoruz. Türkiye’de ise bu oran yüzde 45’ler düzeyinde. Ancak bu süreçten sonra sigortalanabilirlik oranının daha da artacağını düşünüyorum. Vatandaşlarımızın daha bilinçleneceğinden hareketle salgın sonrasında özellikle sağlık poliçesi uygulamalarında bir patlama bekliyoruz.

-Salgın nedeniyle zora giren kuruluş ve işletmeler için de sigorta şirketleri yeni destekler geliştirdi mi acaba?

-Bu salgın döneminden sonra firmalar da alacaklarını tahsil edememe sorunu baş gösterdi elbette. Özellikle büyük işletmeler alacakları için kara kara düşünmeye başladılar. Daha önce krebilitesi yüksek, ödeme gücünde bir sıkıntı olmayan işletmelerin özellikle coronavirüs sonrası dönemde bu sıkıntıları yaşayabileceği göz önüne alınarak Mart ayının son günlerinde “devlet destekli alacak sigortası” çıkarıldı. Aslında bu sigorta iki yıldan beri uygulamadaydı ancak bir takım eksiklikleri vardı. Yeni düzenleme ile 25 milyon lira olan ciro sınırı 125 milyon liraya çıkarıldı. Böylece orta boy işletmelerin de sigorta yaptırmasının önü açıldı. Ticari alacağını sigortalamak isteyen KOBİ’ye, alıcı başına 750 bin liraya kadar teminat limiti sağlanabilecek. İstenirse bu teminat tutarı artırılabilecek ve artırım için ek prim talep edilmeyecek.

-Bu süreç yeni sigorta poliçelerini gerekli kılar mı?

-Sağlık sigortaları artık salgın durumlarını da doğrudan poliçelere dâhil edebilir. Bunun dışında ticari alacaklar da aynı şekilde… Başta bu iki konuda yeni uygulamalar gündeme gelebilir. Bu tür salgın hastalıklarda esnafların işgücü ve kar kaybı teminat kapsamına alınabilir.

-Sigortacılık sektörü de kendi içinde bu salgından olumsuz etkilendiğini düşünüyoruz…

-Bizim sektörde elbette ki salgından çok etkilendi. Ayrıca, Türkiye’de sektörler arasında en önemli sınavı bizim verdiğimizi düşünüyorum. Yakın geçmişte acenteler olarak birebir görüşmelerle poliçeleri satabiliyorduk. Salgın döneminde karantina nedeniyle birebir görüşmeler yapılamıyor. Böyle bir dönemde salgın hastalıklar sigorta poliçelerinde teminat dışıdır. O nedenle sigorta şirketlerinin aldığı kararlarlar biz acenteleri bile şaşırttı ki sağlık hayat poliçelerinde pandemiyi teminat kapsamına aldı. Az önce de belirttiğim gibi son üç ayda hayat ve sağlık sigortalarına olan talebin artmasının nedeni zaten bu salgın durumunun teminat altına almasıdır. Bizim sektörle ilgili beklediğimiz nefes kredisi vardı. Ayrıca kısa çalışma ödeneğinden faydalandık.

-Sizce Sağlık Bakanlığı bu süreci yeterince iyi yönetti mi?

-Devletimiz nezdinde Sağlık Bakanlığı’mız dünyadaki birçok ülkeden daha başarılı bir sınav verdi. Burada sağlık altyapımızın büyük payı var. Son 20 yıla baktığımızda sağlık sektörü ile ilgili çok önemli yatırımlar yaptık. Dünyaya birçok ülkeye maske gönderdik. Ülke olarak hiçbir zaman düşmanca tavır almadan dünya devlerine karşı hep pozitif sınav vermişizdir. Yine aynısını yaptık. Dünya devi dediğimiz ABD’ye bakıyoruz ki çaresiz kalmış durumda. Bu süreç sonunda ekonomik sıkıntılar olacak fakat genel anlamda birlik ve beraberliğin sağlandığı pozitif bir döneme girilecek.

Siz aynı zamanda Ordu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim kurulundasınız. Süreç sona erdiğinde bizi neler bekliyor?

-Süreçten önce kredi kullananlar ve kepenk indirenler var. Ayrıca birikmiş faturalar… Bunlar ortadan kalmayacak. Şu an bankaların sağladığı krediler hibe değil çok düşük faizli krediler. Hibe olmadığı için bunlar süre sonunda borç olarak dönecek. Yani kısacası süreç sonunda yeni sıkıntılar baş gösterecek.

Çok teşekkür ediyoruz…