Murat Gürsoy ile Karadeniz Sohbetleri’nde bu haftaki konuğumuz Ordu’nun önde gelen sanayicilerinden iş adamı Kadir Engin. Aynı zamanda Ordu Sanayici ve İşadamları Derneği (ORDUSİAD) Başkanı da olan ve duayen kimliği ile ekonominin nabzını en iyi tutan isimlerden biri olarak tanınan Engin’in deneyimleri ışığında pandemiden ekonomideki gelişmelere ve tarımdan enerji yatırımlarına kadar pek çok konu başlığı sohbetimizde yer aldı.
info@karadenizekonomi.com / 8.12.2020
-Ordu ekonomisine büyük bir katkınız var. Öncelikle koronavirüs salgınından bahsedelim Salgın ve pandemi süreci sizi ve üyelerinizi virüs nasıl etkiledi?
-Aslında geçmiş olsun demek lazım ancak geçmediğini görüyoruz. Salgının etkilerinin önümüzdeki yıl da süreceğini düşünüyorum. Hem sağlık anlamında hem de sosyal anlamda… Yaşantımızın büyük bir bölümünü etkileyip yeni bir yaşam oluşturmamıza neden oldu. Bana ilk günlerde sorulduğunda “bir kriz masası oluşturulsun” dedim. Bunlar kimlerden oluşacak? Aile içi, cemiyetler, şirketler, firmalar ve tüm KOBİ’leri kapsamalı şeklinde bir mesaj vermiştim. Baktığımızda yerinde bir mesaj olduğunu düşünüyorum. Herkes önce kendi kurumsal meselesini çözebilirse krizin etkileri minimuma iner.
-ORDUSİAD olarak toplantılara ara verdiniz mi?
-Her ay bir üyemizin davetlisi olarak yaptığımız etkinliklerde bürokrat ve belediye idarecilerinin katıldığı bir yemeğimiz oluyordu. Orada güncel sorunlar konuşuluyor ve çözüm önerileri ortaya atılıyordu. Bundan da memnuniyet duyuyorduk. Artık yapamıyoruz. İyice daralttık. En son yemeğimizi Büyükşehir Belediye Başkanımız Hilmi Güler ile yapmıştık. Hatta sayın başkandan yeni bir yemek önerisi de geldi. Ancak bugünlerde mesafelere biraz daha fazla dikkat etmek lazım. Yazı iyi geçirdik bundan dolayı sanırım biraz gevşedik. “Türk gibi başla, İngiliz gibi devam et, Alman gibi bitir” diye bir söz vardır. Biz heyecanla başlıyoruz, hızla gidiyoruz ama sonra gevşiyoruz. Nedeni kendi disiplinimizden kaynaklı. Başlangıçta Avrupa’dan iyi durumdayken şimdi onlardan daha kötüyüz. Bunun nedeni disiplinsizlik.
-İş dünyası dövizdeki dalgalanmalar hakkında neler düşünüyor?
-Kendi içimizdeki toplantılarda piyasayı takip ettiğimiz zaman herkes gibi çok inişli çıkışlı bir yıl olduğunu gözlemledik. Belki yaz aylarını rahat geçirdik diyebiliriz ama şimdi ikinci dalga geldi pandemide. Hazine Bakanlığı zaman zaman resmi kanallardan piyasaya bol miktarda para pompaladı. Dolayısıyla bir nakit rahatlığı oldu. Yüzde 8 faizlere evler satıldı. Döviz yükselmesin diye Hazine’deki dolar rezervleri tüketildi. Siyaset olarak konuşmuyorum. Dövizin tükenmesi ve Merkez Bankası’ndaki yaşanan sıkıntılar nedeniyle ekonomide yeni kaos beklentileriyle sıkıntıya düşüldü. İhracat azaldı, ithalat arttı. Bu işi toparlamakta zorlanacağız. Zira pek çok değişken var yaşadığımız süreçte.
-2021 yılı öngörünüzü de merak ediyoruz?
Yeni yıl gelmeden piyasada güvensizlik yaşandı. Mevduatlar son 10 günde 3-4 milyar dolar daha arttı. Aslında 2020’ye bakacaksak kötü geçtiğini söyleyemeyiz. Pandemi kaynaklı çok zorluk yaşadık. Bu durum güçlü bir ekonomimizin olduğunu gösterir aynı zamanda. Geleceğimiz için yine çok soru işaretleri devam ediyor.
-İş dünyası acilen yapısal reformların yapılmasını istiyor. Hükümet de iş dünyasının verdiği raporu dikkate alacağının sinyallerini verdi. Bu yeni umut olabilir mi?
-Zaten üst üste yapılan toplantıları takip ediyoruz. Ekonomide sorumlu bakanlar da değişti. Yeni bir yapılanmaya gidiliyor. Fatsa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tayfun Karataş’ın 2021 için genellikle 10 maddelik beklentileri vardı. Bunlara baktığımızda ekonominin baş aktörü güven. Ve bu güveni sağlayacak siyaset ve yönetim gerekli. Ama şu bir gerçek ki büyük miktarlı bir destek yapıldı. Peşinden ikinci dalga geldi. Desteklerin yeniden yapılması gerekiyor. Çünkü yıl içinde ertelenen SGK ve BAĞ-KUR başta olmak üzere pek çok destek kredilerinin geri ödeme tarihleri geldi. Kış döneminde haliyle birçok sektör daralıyor, nakit akışı azalıyor. Bu durum da bankalara kredi olarak yansıyor. Bana göre bundan sonra yapılacak desteklerin daha sağlıklı ekonomik kriterler ve analizlere göre verilmesi lazım. Amaca uygun kullanılması lazım. Bu firmanın ihtiyacı var mı yok mu? Kullandığı krediyi amacına uygun değerlendiriyor mu? Bunların denetlenmesi lazım.
-TOBB verilerine göre 10 ayda 26 bin 968 iş yeri kepenk indirdi. Sizce bu rakamlar neyin göstergesidir?
-Öncelikle bu işletmelerin neden kurulduğunu tartışmak lazım. Bu işletmelerin kendi konjonktüründe belki de hizmetleri demode oldu. Aslında kapanmayı bekleyen çok. Buna benzeyen birçok daha kapanmaya hazır işletmeler var. Türkiye için zor bir süreç. Yine de desteklenmesi lazım.
-Salgında hizmet sektörü en çok etkilenen sektörlerden biri. Sizin de üyeleriniz mevcut. Bu konu hakkında ne gibi yorumlar alıyorsunuz?
Salgın yeni bir yaşam biçimi getirdi. Bu süreçte insanlar daha çok evlerinde yemek yapmaya başladı. Bir de iş yönetim biçimi değişti. Evden çalışma sistemi geldi. İnsanlar evlerinde bilgisayar başına oturarak işlerini gerçekleştirebiliyorlar. Bunun ekonomiye etkisi kötü. Evinde çalışan insan dışarı çıkamıyor, mazot harcamıyor. Yeni yaşam da tasarruflu hale gelince şirketlerde bunu destekler oldu. E-ticarette ciddi derecede yükselişe geçti. Firmaların bu konularda kendilerini şekillendirmesi gerekiyor. Dünyanın yapısı değişiyor ve sistem bizlere, parayı ve zamanı ekonomik anlamda daha iyi şekilde kullanmamız gerektiğini söylüyor. Biz buna ayak uydurmak zorundayız.
-Gaziantep’ten 65 firma TİM listesine girerken Karadeniz’den sadece 39 firma yer alıyor. Karadeniz potansiyelini kullanamıyor. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu konu bizim yaramızdır. Ancak üzülerek söylemek gerekirse bu yeni bir şey değil, yıllardır konuşuluyor. Şimdi Gaziantep’ten 65 firma giriyor diyorsunuz da orada 7 tane organize sanayi var. Kendimce merak ediyorum; şu bizim küçücük organizenin yüzde kaçı yeşil alan yüzde kaçı tesis… Neredeyse yarı yarıya yeşil alan var. Ben olmasın demiyorum fakat tesis yapmak için 30 metrelik yol olur mu? Hadi oldu diyelim bir de dere kenarında yine 30 metre yol var. Herkes yola malzeme dökmüş, yer kalmamış. Bu çok büyük bir sorun. Yatırım yapılması ve istihdam sağlanması için Ordu’daki OSB’lerin acilen kamulaştırılması lazım. OSB yapılması için 100 milyon lirayı bir türlü bulamıyoruz ama başka şeyleri yapıyoruz.
-Çambaşı Ordu’nun Davos’u olma yolunda ilerliyor. Biraz da Çambaşı’nı konuşalım.
Şimdi bungalovlarla bu işler çözülmez. Biz 300 kişi kapasiteli bir otel yapacağız. Böyle oteller yapılıyor ama yetersiz olacağını öngörüyorum. Orada 5-6 tane parsel var. Bizim 7 sene önce başlattığımız projemizin iskeleti tamam. Ben şimdilerde genç kadroya devrettim orayı. Orada tek bir otelin olması ihtiyaçlara cevap vermeyecektir. Yeni yatırımlara gereksinim var. Ordu’ya güzel bir kapı açıldı ancak ulaşım sorununu halletmeden olmaz. Perşembe Yaylası’na, Kümbet’e gidiyorum yollar gayet düzgün. Bu yol sorununun da halledilmesi lazım. Ancak bir 10 sene daha bu iş bitmeyecek.
-Tarım konusu hakkında neler söylemek istersiniz? Fiyatlar biraz arttı sanki…
Tarımcılık benim özümde var. Salgın nedeniyle bütün gıda maddelerinde özellikle C vitamini yüksek meyvelerde büyük fiyat artışı oldu. Mesela aynı miktarda olan kivi, portakalın iki katı kadar C vitamini içeriyor. Bu sebeple geçen yıla oranla bu sene fiyatlar yükseldi. Pandeminin de etkisi var tabi.
-Türkiye'nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesine giren Turnagaz firmasının başkanısınız. Biraz bahseder misiniz?
1970’lerde LPG dağıtım firması Türkiye’deki gaz darlılığından dolayı bizi dolum tesisi yapmaya zorladı. 1983 yılında Ordu LPG Dolum Tesisi ile faaliyete başladık ve Karadeniz Bölgesi’ne hizmet sunmaya başladık. 1991’de Samsun LPG Dolum Tesisi, 1999 yılında da Kocaeli LPG Depolama ve Dolum Tesisi’nin depolama kısmını hizmete soktuk. Türkiye’de ilk sigortalı tüp uygulamasını başlatan ve Karadeniz bölgesindeki ilk LPG Otogaz istasyonunu açan Turnagaz olmuştur. İSO ilk 500’de de, ikinci 500’de de çok olduk. Yaklaşık 150 çalışanımız var. Bir ara nakliye firmaları kurduk. Sektörde yapılabilecek pek çok şeyi yaptık ve hala devam ediyoruz. 80 tane gaz firmasının içinde 14’üncüyüz.
-52 yıllık bir iş tecrübeniz var. Gençlere neler tavsiye edersiniz?
Dünyayı yeniden keşfetmeye gelen yok. İsterlerse kendilerine bir mitolojik kahraman bulsunlar onun üzerinden gitsinler ancak herkesin bir hedefi olmalı. Kimliklerini kazanmaları için onun peşinden gitmeliler. Bana Turnagaz’dan önce gaz şirketi bayiliğini veren kuzenime teşekkür ediyorum. Beni tüccar ve sanayici yapmaya zorlamıştır bir nevi. Bir yere yöneldikten sonra oranın peşinden gidiyorsunuz. Gençler sabırlı olsun.