DOKAP Başkanı Gültekin, “Önümüzdeki yıl uygulayacağımız yeni projelerimiz var. Her yiğidin farklı yoğurt yeme şekli vardır. Bakıldığında bölgemizde uygulanan çok güzel projeler oldu. Ancak bu projeleri istediğimiz gibi çalışıp çalışmadığını da gözlemlememiz gerekir. Faaliyetlerin yerinde işleyip işlemediğinin takibini yapacağız. İl ve ilçelerde, kamu kurumlarında, yapılmış veya yapılacak olan her türlü faaliyetin takibiyle ilgili yoğun bir gündemim olacak.
info@karadenizekonomi.com / 8.11.2020
“Bundan önceki başkanlarımız gibi çok çalışacağım fakat her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır”
Murat Gürsoy ile Karadeniz Sohbetleri’nde bu hafta kısa adı DOKAP olan Doğu Karadeniz Projesi Bölgesel Kalkınma İdaresi’nin çiçeği burnunda başkanı Hakan Gültekin’e konuk olduk. Bünyesinde 11 ayrı ili barındıran kurumun, bölge kalkınmasına sağladığı katkıyı ve yeni başkanın hedeflerini sohbetimizde bulacaksınız.
-Sayın Yusuf Mengi gibi başarılı bir bürokrattan sonra DOKAP’ın yeni başkanı siz oldunuz. Eminiz ki Sayın Mengi’nin bıraktığı yerden başlayarak kurumunuzun bölge kalkınmasına katkı sağlamasına devam edeceksiniz. Ama öncesinde sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
-1970 yılında Rize’nin Ardeşen ilçesinde dünyaya geldim. 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunuyum. R. Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde İşletme Bölümü’nde yüksek lisans yaptım. Lisans eğitimimden sonra 1997 yılında siyasi hayatım başladı. Fazilet Partisi’nin İlçe Teşkilatı’nda Başkan Yardımcısı olarak görev yaptım. 2002 yılında başlayan AK Parti sürecinde Ardeşen ilçe teşkilatının kuruluşuna katkı sağladım. 2011 yılında Rize İl Genel Meclis Başkanı oldum. Ardından 2019 yılına kadar devam eden Ardeşen Belediye Başkanlığı sürecim geliyor. Şimdi de sayın Cumhurbaşkanımızın bize görev vermesiyle DOKAP’a başkan olarak atandım.
-Özgeçmişinizden hareketle bölgeye hâkim bir isim olduğunuz anlaşılıyor. Geçmişte bölgenin kalkınmasına yönelik ne tür eksiklikler görüyordunuz? Ve şimdi bu eksikliklerin giderilmesi için geliştireceğiniz stratejiler neler olacak?
-Rize İl Genel Meclis Başkanı iken aynı zamanda Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) yönetim kurulu üyesiydim. Üç yıl boyunca DOKAP’ın faaliyetlerinin “kısmen” bir başka versiyonunu bölgenin kalkınması için uyguladık. Tabi ki siyasetçi, yerel idareci hem de bölgede yönetim kurulu üyeliği yapmış biri olunca belli bir bilgi birikimine sahip oluyorsunuz ve deneyimleriniz oluşuyor. Baktığımızda bölgemiz sanayinin çok yoğun olduğu bir yer değil. Daha çok tarıma dayalı çay, fındık ve kısmen de sanayimiz var. Biz de bu noktada “bacasız sanayi” dediğimiz turizmi çok önemsiyoruz. Bozulmamış bir doğaya sahibiz. Sahil kesimi olarak baktığımızda doğallığını ve vahşiliğini gözlemleyebiliyoruz. Yeşil turizmin daha önde olduğu bir sürecimiz olacak. Bu konuyla ilgili daha yoğun bir çalışma içerisine gireceğiz.
-Belki bunu sormak için henüz erken ama yine de sormadan edemeyeceğim. DOKAP’ın yeni projeleri neler?
-Bizim programlarımız Ekim ayında netleşiyor. Destek almak için projelerimizi Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na sunuyoruz. 16 Kasım tarihinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bakanlığımıza ilişkin çalışmalar gündeme gelecek. Bizden önce Turizm Master Planı çerçevesinde 2013-2018 Kalkınma Projesi kapsamında yapılanlar var. Bizim de 2021-2023 kalkınma planı ile ilgili bir çalışmamız mevcut. Biz bunları birbirinden ayıramayız. Devam projelerin sürecini yürüteceğiz. Ancak 16 Kasım tarihinden sonra yeni hedefler koyacağız. O nedenle şu anda bir şey söylemek için erken.
-Ne gibi fark yaratmayı düşünüyorsunuz Hakan Bey? Planınız mevcut mu?
-Öncelikle sahada çok fazla olmam gerektiğini düşünüyorum. Bunu niçin söylüyorum? Başkanlığımızın bulunduğu bu yerde sadece plan, program, imzalar gibi işlerimizi gerçekleştiriyoruz. Bakıldığında bölgemizde uygulanan çok güzel projeler oldu. Ancak bu projeleri istediğimiz gibi çalışıp çalışmadığını da gözlemlememiz gerekir. Faaliyetlerin yerinde işleyip işlemediğinin takibini yapacağız. Önümüzdeki yıl uygulayacağımız yeni projelerimiz var. Bunların da nasıl uygulanacağını ekip arkadaşlarımızla beraber değerlendireceğiz. İl ve ilçelerde, kamu kurumlarında, yapılmış veya yapılacak olan her türlü faaliyetin takibiyle ilgili yoğun bir gündemim olacak. Her yiğidin farklı yoğurt yeme şekli vardır. Özellikle DOKA’da iken tarım ve turizmi birleştirerek eko-turizm ve eko-tarımla ilgili hem ABD’de hem de Japonya’da farklı incelemelerimiz oldu. Bunları yaygın bir şekilde sahaya yansıtmak gibi hedeflerim var. Turizm yapıyoruz fakat bir farklılık arz etmesi lazım. Eko-tarım dediğimiz organik tarıma geçişle ilgili Tarım Bakanlığımız bir süreç yürütüyor ancak bölgenin kalkınması ve gelişmesi için bizimle yapmamız gereken işler mevcut. Sayın Cumhurbaşkanımızın emir ve talimatlarıyla, Bakanımız Mustafa Varank’ın koyduğu hedefler doğrultusunda eko-tarım ve eko-turizme bir de hayvanlığı da ekleyerek bölgesel kalkınmayla ilgili çalışmalarımız olacak. Bugüne kadar bunların hepsini yaptık ama dünyadaki gelişmişliği yakalayarak DOKAP olarak çalışmalar gerçekleştireceğiz. Sonuçta dünyada bir yarış var. DOKAP olarak 11 ilimizin bu yarışta biraz daha öne çıkacak faaliyetler içinde olmasını istiyoruz. En önemli argümanlarımız olan turizm, tarım, hayvancılığı nasıl organik bir yapıya dönüştürebileceğimizin arayışı içerisinde olacağız.
-Son olarak Çorum ve Amasya’da DOKAP’a dâhil oldu. Buralarda ne tür planlamalarınız olacak?
-Şimdi bizim Yeşil Yol projemiz var ve kısmen de olsa bu iki ili de ilgilendiriyor. O bölgelerimizde tarım, turizm ve hayvancılığın yanı sıra kısmen de olsa sanayi var. Baktığımız zaman Çorum Havzası’nda sanayinin iyi olduğunu biliyoruz. Endüstriyel ürünlerimizi bu bölgeyle pekiştirerek daha güzel bir çalışma yapacağımızı düşünüyorum. Bu çalışma içerisinde üniversitelerimiz de olacak. Ünikap dediğimiz bir komisyonla zaman zaman 11 ilimizdeki üniversite rektörleriyle bir araya gelip, çalışmaları değerlendirip istişare edeceğiz. Sadece bir ilin değil bölgesel kalkınmanın önemine inanıyoruz. Bu yönüyle Amasya ve Çorum’un DOKAP kapsamına alınması çok isabetli bir karardır.
-Turizm ve tarım çalışmaları ile ilgili hedeflediğiniz bir şey var mı?
-Bugüne kadar bölgenin tarım ürünleriyle ilgili farklı çalışmalar oldu. Benden önceki dönemde tıbbi ve aromatik bitkilerle ilgili bir çalışma yürütüldü. Ticari değeri olabilecek, ilaç sanayinde farklı alanlarda kullanılabilecek bazı bitkilerin, her ilde farklı bir şekilde ele alınıp desteklenmesi hedefliyoruz. Bölgeye ciddi bir şekilde değer katacaktır. Bildiğiniz üzere bazı bitkiler yok oluyor. Bu bitkilerin desteklenmesi için o değerin kazanılmasını sağlayacağız. DOKA’dayken de yapmıştık. Yok olan bu meyvelerin kıymeti bilinmiyor. Tabi yok olan bir meyvenin, meyve vermesi için çok yıllar geçmesi lazım. Biz bunlarla ilgili hemen hemen her ilimizin ve ilçemizin öne çıkmasını sağlayacağız.
-Son olarak neler eklemek istersiniz?
-DOKAP bölgesi bizler için önemli ama bu bölge özel siyasetçilerin, ülkemizi yöneten siyasetçilerimizin olduğu da bir bölge. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu ülkenin ve bölgenin lideri olarak yaptıkları çok önemli. Bize sağlayacağı destekle yapacaklarımızı şekillendireceğiz. Sayın Bakanımız Mustafa Varank da genç ve dinamik biri. Sanayi ve teknoloji konusunda adeta kendini paralıyor, mücadele ediyor. Hem Sayın Cumhurbaşkanımız hem bakanımızın destekleriyle bölgemizde yarınlar daha güzel olacak. Onların desteği bizler için çok önemli. DOKAP Başkanı olarak önümüzdeki süreçte çok daha etkin ve verimli planları bölge için her türlü çalışmaların içerisinde olacağız.
-Teşekkür ederiz…