Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
20.09.2024

Ekonomist Güldağ’dan YEP yorumu: Bazıları tutarlı bazıları tutarsız

Yeni Ekonomi Programı’nı değerlendiren Dünya Gazetesi YKB Güldağ, “Tasarruf oranımız düşük. 10 yılı aşkın süredir verimlilik düzeyimizde de bir artış yok. Bunun yanı sıra enerji ithalatçısıyız. Yüksek teknolojili üretimimiz ve ihracatımız oldukça düşük. Bunları nasıl değiştireceğiz ki cari fazlaya dönüşsün? İşte YEP’in bunu anlatması lazım. Bazıları tutarlı, bazıları tutarsız.” dedi.

info@karadenizekonomi.com / 6.10.2020

Ekonomist Güldağ’dan YEP yorumu: Bazıları tutarlı bazıları tutarsız

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, "Yeni Dengelenme, Yeni Normal, Yeni Ekonomi” ana temasıyla hazırlanan Yeni Ekonomi Programı'nı (2021-2023) (YEP) açıkladı. Bakan Albayrak’ın açıkladığı programa ilişkin Dünya Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ gazetemize özel değerlendirmelerde bulundu.

YEP’in her zaman bir yol oluşturduğunu kaydeden Güldağ, “Yol haritası her sene değiştirilir ama mutlaka iş dünyasının önüne perspektif koyar. Bütçe ve planlama yaparken iş dünyasına ışık tutar, bir denge yapar. Nereye ne kadar para harcanacak, nereye para tahsis edilecek bunları gösterir. Mesela ekonomi paketi açıklandığında Bakan Albayrak sağlık, Ar-Ge, eğitim, sulama kanalları, demir yolu gibi kaynaklara ana yatırımların olacağını söyledi.” ifadelerine yer verdi.

“TASARRUF ORANIMIZ DÜŞÜK”

Programın pandemi sonrası normalleşmeye katkı sağlayıp sağlamayacağı konusunda çok emin olmadığını dile getiren Güldağ, “Hedefler gerçekleşirse katkı sağlar. Türkiye cari işlemler açığı veren bir ülke. 2023 yılında GSHY’nin yüzde 0,1’i kadar cari açık fazla verecek diyor. Eğer böyle olacaksa ve sürdürülebilir bir cari fazla vereceksek ya da kurtulacaksak bu çok önemli. Ama olup olmayacağını sorgulamak lazım. Çünkü tasarruf oranımız düşük. Gelişmiş ülkelerin yatırım GSMH oranlarının epey altında bir yatırım oranımız var. Ayrıca tasarruflarımızın yetersiz olması nedeniyle dışarıdan bolca borçlanarak yapıyoruz bu yatırımları. 10 yıla aşkın süredir verimlilik düzeyimizde bir artış yok. Bunun yanı sıra enerji ithalatçısıyız. Yüksek teknolojili üretimimiz ve ihracatımız çok düşük. Bunları nasıl değiştireceğiz ki cari fazlaya dönüşsün? İşte YEP’in bunu anlatması lazım. Bazıları tutarlı, bazıları tutarsız. Bazıları daha gerçekçi bazıları da gerçekçi değil. Mesela 2020 sonunda enflasyon tahmini yüzde 10,5 deniyor. Ama bana göre çok zor. Şu anda yüzde 11,5-12 düzeyinde enflasyonumuz var.” dedi.

“PRATİKTE ÇOK ZOR”

Türkiye’de her zaman kurlardaki artışın enflasyon olarak yansıdığını belirten Güldağ, “Devalüasyon her zaman enflasyona yol açıyor. Yılbaşından bu yana kur arttı, artmaya da devam ediyor. Şimdi bu artış sürerken biz enflasyonu aşağı çekelim dedik mi bu gerçekçi olmuyor. Başka veriler de bize onun öyle olmayacağını gösteriyor. Pratikte mümkün mü? Çok ama çok zor. Programda 2021 yılı için geçen sene yüzde 5’lik büyüme, şimdi yüzde 5,8’lik bir büyümeyi ön görüyor, iddialı bir hedef bu. Yeni programın söylem bakımından çok bir farkı yok.” şeklinde konuştu.

 “İŞ DÜNYASI ÖNÜNÜ GÖRMEK İSTİYOR”

Kurdaki yükselişin sürüp sürmeyeceğini değerlendiren Güldağ, sözlerine şöyle devam etti:

“Kurda birtakım normalleşme adımları da geliyor. Mesela banka ve sigorta vergisini yüzde 1’den binde 2’ye düşürdüler. Türk lirası stopaja bir rahatlama getirildi. Eğer reel faiz verirsek, kur illa ki bu kadar hızlı seyretmeyebilir. Yerel yatırımcıları ikna edersek yavaş yavaş bir çözülme olabilir. Bütün dünyada olduğu gibi Covid-19 nedeniyle turizm gelirlerimizde azalma var. Sadece Türkiye’nin derdi değil ki, bu sene 40 milyar dolar gelir bekliyorduk turizmde ama şimdi 15 milyar dolar olursa iyi diyoruz. O yüzden döviz bollaşmadan kurların da aşağı gelmesi kolay değil. Dolarizasyonun önüne geçildikçe piyasa rahatlar, yukarıya çıkış kademeli olarak yavaş olur. Bu durumda ekonomiyi ve iş dünyasını rahatlatır. Çünkü iş dünyası, önünü görmek istiyor. Sürekli inişler-çıkışlar iş dünyasının işine gelmiyor. HAZAL PALAVAR / KARADENİZ EKONOMİ