Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
20.09.2024

Döviz - enflasyon kısır döngüsü can sıkıyor

Uzun süredir hammadde sıkıntısı yaşayan sanayiciye bir darbe de kurdan geldi. Son birkaç gündür yaşanan aşırı volatilite nedeniyle fiyat tutturmakta zorlanan ve önünü göremeyen sanayici, piyasaya ürün veremez duruma düştü. Hammadde sıkıntısı nedeniyle zor günler yaşayan sanayici kurdaki hızlı artış ile birlikte oynaklıktan aşırı etkilendi. Fiyat tutturamama endişesiyle bazı sektörler de piyasaya ürün verilemedi. Faiz artışının yanı sıra kurdaki yükselişin de maliyetleri yukarı çekeceğini belirten sektör temsilcileri "Satılan ürünü yerine koymak zor olacak" ifadelerini kullandı.

info@karadenizekonomi.com / 28.03.2021

Döviz - enflasyon kısır döngüsü can sıkıyor

Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın hafta sonu Naci Ağbal’ı görevden alıp yerine Şahap Kavcıoğlu’nu atamasıyla son iki yılda üçüncü Merkez Bankası başkanı değişikliğini gören ülke ekonomisi, Türk lirasının ABD doları karşısında değer kaybetmesi sonucu daha da kırılganlaştı. Kararın açıklandığı dakikalarda piyasalar kapalı olmasına rağmen Amerikan doları Türk lirası karşısında yüzde 15 değer kazanarak 8.40 seviyesine çıktı. Bir başka deyişle paramız ABD doları karşısında yüzde 15 değer kaybetti. Yaşanan krizde yabancı yatırımcılar da güven endişesiyle Türkiye varlıklarını azaltma yoluna giderken, yerli yatırımcıların yoğun bir şekilde döviz satışı yaptığı görüldü. Her ne kadar 8 lira seviyesinin üzerine çıktıktan sonra yapılan müdahalelerle ateşi düşse de dolar hafta ortasında 7.95-7.97 lira aralığında işlem gördü.

Tabi ki iş dünyası yaşanan bu gelişmelere anında reaksiyon verdi. Bölgenin önde gelen gıda,otomotiv ve orman sektörünün sanayicileri dolardaki bu sert hareketliliği Karadeniz Ekonomi Gazetesi’ne değerlendirdi.

FAİZLERDE Kİ ARTIŞ BİZİ OLUMSUZ ETKİLİYOR

SAMPA OTOMOTİV GENEL MÜDÜRÜ VOLKAN KÖSEOĞLU:

“İhracat ağırlıklı çalışan bir firma olarak ciromuzun büyük bir kısmı dövize, giderlerimiz ise Türk Lirası’na endeksli. Bu anlamda kurdaki artışın bize yansımaları pozitif olmakla birlikte faizlerdeki artış bizi olumsuz etkiliyor. Çünkü biz işletme sermayesi ihtiyacı için kredi kullanmak zorundayız. Döviz kredisinin yanında lira cinsinden de kredi kullanıyoruz. Bu durumda özellikle faizinde düşük olması ve döviz kurunun sabit aralıkta kalması doğru olandır. Kendi sektörümüz adına konuşacak olursam bu süreçte hammadde tedarikinde herhangi bir sorun yaşamıyoruz. Zira parasını öderseniz herkes malını satıyor. Ama iç piyasaya yönelik endişelerimizi sorarsanız; elbette ki bu ülkede yaşıyoruz. Sampa yönetim kurulu başkanı, ben ya da diğer yönetici arkadaşlarım hiçbir zaman bu ülkenin bir vatandaşı olduğumuzu unutmuyoruz. Dolayısıyla şirketimizin ile alakalı gelişen pozitif durumlar da olsa ülke menfaatini daha önde tutuyoruz. Bizim arzuladığımız ortam volariteden uzak bir TL/Dolar ya da TL/Euro olması yönünde. Paramızın diğer para cinslerine göre volaritesinin düşük olması aslında hızlı değer kaybının ya da değer kazancının daha minimum seviyede kalması ki sağlam ekonomilerin temelinde bu var. Bizim de nihai hedefimizin ve doğrunun bu olduğunu düşünüyorum. Gelişmiş ekonomilere baktığımızda enflasyon faiz oranlarının ve kendi para birimlerinin diğer para birimlerine göre durumunu incelerseniz o bir referans noktasıdır. Biz bu referans noktasından ne kadar uzaktayız buna bakmamız lazım. Eğer çok uzaktaysak endişe duymalıyız. Çok uzakta değilsek endişemiz yersiz olur. Her şeyin bir çözümü vardır. Doğru işleri yaptığımız takdirde hızlı bir şekilde gelişmiş ülkelerin koşullarına ulaşırız. Ama süreç zor mu evet zor.”

İÇ PİYASADA HAMMADDE SORUNU VAR

İSTANBUL TİCARET ODASI ORMAN ÜRÜNLERİ ESKİ SEKTÖR BAŞKANI ABDULLAH TEVER :

“Mobilyanın ana ham maddesi sunta, yonga levha ve MDF’dir ve biz MDF üretiminde Avrupa’da Türkiye birinci, yonga levha üretiminde ise Avrupa’da ikinci konumdayız. Günlük ortalama 40 metre küp kapasiteyle çalışıyoruz ki yılda 12 -13 bin milyon ton oduna karşılık geliyor. Tabi ki bu kadar yoğunlukta odunun yurt dışından tedariki çok zor. Bu malzemeyi kereste atölyecileri ihalelere girerek alıp üretiyorlar. Eskiden 12-13 milyon metreküp iken şimdi neredeyse iki katına çıktı. Böyle olunca iç piyasada odun ihtiyacı doğdu. Eskiden bu dışarıdan geliyordu. Ancak böcek gelebilir düşüncesiyle şimdi yurt dışından odun halinde Türkiye’ye ürün gelemiyor. Hal böyle olunca iç pazar ihtiyacı da içeriden karşılanmaya başlandı ve talebe bağlı olarak pazar büyüdü. Şu anda Türkiye’deki fabrikalar yoğun bir kapasiteyle çalışıyorlar ve bu ürünlerin yüzde 80’i ihracata yönelik. Dolayısıyla iç piyasada mobilyacılar ana hammaddesi olan yonga levha ve MDF’yi bulmakta zorluk çekiyorlar. Şimdi dolar da yükseldi. Kapasiteler çok arttı buna rağmen Avrupalılar, Afrikalılar ve hatta Amerikalılar pek çok ürünü Türkiye’den alıyorlar. Bu kapasitenin yüzde 100’ünü ihracat etseler bile yine yetişmiyor. Kurun artışı piyasalarda dövizle çalışan fabrikalar için olumlu çünkü her artış onlara kar olarak yansıyacak. Ama iç piyasada da pahalılık olarak göreceğiz.”

TARIM POLİTAKASI OLMADIĞI İÇİN BU DURUMA GELDİK

KAHVECİOĞLU GIDA YKB. HASAN FEHMİ KAHVECİ:

Biz sadece dış ticarete yani ihracata yönelik çalışan bir firmayız. Yaklaşık 40 ülkeye ürün satıyoruz. İç pazarda döviz kurlarından kaynaklı yükselen maliyetler ürün satışımızı çok aksatıyor. Özellikle gıda maliyetleri bizi fazlasıyla zorluyor. Öte yandan gıdada sürdürülebilir bir tarım politikası olmadığı için bu duruma geldik. Örneğin; yerli buğday olmadığı için makarna ihracatı yasaklandı. Pirinç ve şeker ihracatı izne tabi. Anlayacağınız tarımda büyük bir eksiklik var. Bu eksikliğin giderilmesi lazım yoksa kendi ellerimizle tamamen yok edebiliriz. Bugün gelişmiş ülkelerde ne yapılıyor ona bakmak gerekiyor. Oradaki gözlemlerimizi buraya aktarmalıyız. Üreticiye ürünü ektirip ondan sonra başının çaresine bak dememeliyiz. Çayda veya fındıkta nasıl ki devlet desteği varsa buğdayda da, ayçiçekte de, pancarda da yapılmalıdır. İşlerimizin dövize endeksli düşünürsek bu kur artışı bize yaradı elbette. Ama işin bir de iç piyasa tarafı var. Türk parasını dövize çeviriyoruz. Kur düşük olursa artan maliyetleri de çevirdiğiniz zaman müşteri bunu almıyor. Aslında yaşadıklarımız sadece ticarette dövizin artması, faizin aşağılara çekilmesi veya yukarı çıkması meselesi değil. Global bir ekonomide döviz artar ithalat düşer. Üretirseniz ihracatınız çoğalır, cari açık azalır ve bütçeniz kalkınmış olur. Ticarette bir yere kadar gidersiniz bir yerde tıkanırsınız. Çünkü üretmiyorsunuz bir yerde tıkanacaksınız. Taşıma suyla değirmen dönmez.”

ÖNEMLİ OLAN ARABAYI SÜRATLI DEĞİL DOĞRU KULLANMAKTIR

İSTANBUL FINDIK VE MAMULLERİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ YKÜ. TAHSİN TOKGÖZ:

“Bana göre olaylara hem sanayici hem ihracatçı hem tüccar hem de vatandaş açısından bakmak gerekli. Tüm ekonomilerde farklı nedenlere bağlı olarak dalgalanmalar olur ki bunlar ekonomiye yansır. Güçlü ekonomilerde bu dalgalanmalar kurlara yansımaz veya bizdeki gibi devasa dalgalanmalar oluşturmaz. Bizdeki kur yükselişi her şeyi altüst etmekte ve sektörleri inanılmaz bir belirsizliğe sürüklemektedir. Kimi elindeki işletme sermayesini kaybetme korkusu ile satışını durdurmakta kimi de alamadığı veya ulaşamadığı ham maddeden dolayı üretimine devam edememektedir. Burada kur artışını gözlemleyip temkinli davrananlar da var. Hammadde alamıyor veya satış için fiyat veremiyor. İhracatçı kurdaki artıştan faydalanıyor gibi görünse de inanamayıp fiyat veremiyor. İstikrar en büyük sorun. Su anda is yapmaktan ziyade herkes kur hareketlerini takip ediyor. Bu dalgalanmadan en az zararla kurtulmak istiyor. Alınan bir iki kararın dengeleri bu denli bozması bazı korkuları ifade etmektedir.  Yani dengelerin yerine oturması için öncelikle istikrar gerekli. Devletin yapmak istediği hareketleri tüm boyutları ile değerlendirmesi gerekir. İki gün boyunca ihracatçı dışarıya fiyat verememektedir. Fiyatın verildiği tarihteki kurların geri gitmesi ihracatçıya zarar yazmaktadır ki bunu çok kereler yaşadık. Kur artışlarının getireceği maliyet artışları ve arkasından gelecek fiyat artışları ve enflasyon tüm dengeleri bozacağı gibi enflasyona karşı yapılan bütün çabaları ve ödenen bedelleri boşa çıkartacak ve sosyal dengeleri de bozacaktır. Önemli olan arabayı doğru kullanabilmektir. Süratli kullanmak her zaman doğru değildir.”

ALICI VE SATICI ARASINDA Kİ İLİŞKİLER ZARAR GÖRÜYOR

DURUKAN ŞEKERLEME YKB. UĞUR DURUKAN:

“İhracat yapan bir işletme olarak kur hareketliliği can sıkıcı oluyor.  Şöyle ki kur 7 buçuk, 8, 9 hatta 10 veya 11 lira olsun bunu da kabul edebiliriz. Kurdaki dalgalanma sorunu veya yükselişi ihracatçı tarafından bakıldığına olumlu gibi görünüyor. Bununla beraber ithal kalemlerimizde de ciddi dalgalanmalar var. Dünyada hammadde kaynaklarında pandemi ve döviz kuru dışında da anlamsız artışlar var. Hammaddeler hep pahalı fiyatlardan almak zorunda kalıyoruz. Ama bunları ürün fiyatlarımıza yansıtamıyoruz. Buradaki son bir haftayı konuşuyoruz ama önümüzdeki bir iki ayı kestiremiyoruz. Oldukça tedirgin edici bir durum ve belirsizlik var. İç piyasaya yönelik bir endişe de duyuyoruz. Pandemi nedeniyle oluşan anlamsız bir fiyat artışı iç piyasalarda TL bazında da geçerli. İthal bakımında da dolar bazında da fiyatlar yükseliyor. Birçok şirket, birçok fabrika zararlı duruma geliyor maliyetleri artıyor bunu da fiyatlara yansıtmak istiyorlar. Maalesef böyle bir olumsuzluk var piyasalarda. Bu durum alıcı ve satıcı arasındaki ilişkiye de zarar veriyor. Müşteriler fiyatı değiştirme diye baskı yapıyor. Öte yandan tedarikçilerimiz de baskı yapıyor. Maliyetlerimiz arttı. O nedenle 10 dolara değil 12 dolara alacaksın diyor. Biz de tabi ciddi şekilde arada kalıyoruz. Ciddi bir sıkıntı var şu anda. Türkiye’de ve bütün dünyada hammadde tedarikinde çok ciddi sıkıntılar var. Bir yandan fiyatlar yükseliyor bir yandan hammadde bulunamıyor. Bazı fabrikalarda üretimleri çok aksadığı için mal bulmakta çok zorlaşıyor. Biz de bu önümüzdeki süreçte dalgalanmalar geldiğinde her şey tepetaklak oluyor. Faizlerin yükselmesi apayrı bir sorun. Sanayici ve ihracatçı her zaman için dalgalanmayı istemez. Ne döviz ,ne faiz nede  siyasi tarafta da!