Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
20.09.2024

DESMÜD Başkanı: Daha yolun başında bile değiliz!

Değirmen ve Sektör Makine Üreticileri Derneği (DESMÜD) Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Demirtaşoğlu makine sektöründeki son gelişmeleri Karadeniz Ekonomi’ye değerlendirdi. Türk sanayisi için üniversite-sanayi iş birliğinin kilit önem taşıdığını ifade eden Demirtaşoğlu; “Üniversite-sanayi iş birliğini maalesef hiç gerçekleştiremedik, bugün dahi bunu başaramadık. Üniversitelerin kapısından içeri bile giremiyoruz” dedi.

info@karadenizekonomi.com / 1.11.2021

DESMÜD Başkanı: Daha yolun başında bile değiliz!

“Hacettepe’nin Kapısından İçeri Bile Almadılar’’

Türkiye’nin üniversite-sanayi iş birliği konusunda çok fazla ilerlemeler kaydedilmediğini söyleyen Başkan; “Hacettepe Üniversitesi personellerinden bir hocamızın isteği üzerine ücretsiz olarak makine onarımını yaptık. Bu makineyi üniversiteye götürdüm ancak içeri alınmadım. Güvenlik görevlileri beni o zaman kapıdan içeriye almadı. O zaman şunu söyledim; “Bizler üniversite-sanayi iş birliğinde yolun başında bile değiliz.1997 yılında bir Amerika ziyareti gerçekleştirmiştim. O zaman onların bu konuda çok ilerde olduğunu gördüm. Bugün Amerika’yı Amerika yapan Üniversite-sanayi iş birliğidir. Bizim ülkemizde sanki üniversite-sanayi arasında bir kan davası var. Bir araya gelemiyoruz. Üniversitelere kocaman duvarlar örmek yerine bu yapıyı nasıl sanayiciye, halka açarız bunu düşünmeleri gerekiyor” açıklamalarında bulundu.

Uluslararası arenada kredi desteği olmadan rekabet edemeyiz

Sanayicinin öz kaynaklarıyla ilerleme kaydetmesinin güç olduğunu ve kredi desteklerine ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Değirmen ve Sektör Makine Üreticileri Derneği (DESMÜD) Başkanı Demirtaşoğlu; “Uluslararası arenada düşük faizli kredi desteği olmadan rekabet edemeyiz. Yeni kurulan İGE bizim için çok kıymetli. Bunun yanında KGF’nin de bir an önce başlatılması gerekiyor. ’Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Eximbank iş birliğinde kurulan İGE çok güzel çaba. Gelecek yılın ilk ayında faaliyete geçecek. Fakat bizim önümde 2 aylık bir 2021 süreci var. Keşke bunu biraz daha çabuklaştırsak da ihracat rakamlarının güzel gittiği bu dönemde bu rakamları daha da ileriye taşısak. Kasım ayının başı itibariyle bu kurum aktif hale getirebilirse çok büyük bir adım atılmış olunur. Kredi Garanti Fonu (KGF) ve bize kredi sağlayacak olan Eximbank’a ulaşmakta çok problem yaşıyoruz. İhracatçı ham madde yatırımı yapıyor, yeri mamul üretiyor, vergilerini peşin ödüyor, personele maaş ödüyor, uzun vadelerle ürün satıyor. Satılan ürünler yüksek bütçeli 5-10 milyon Euro’luk projeler. Bizim Avrupalı rakiplerimiz 0 faiz, 0,25 faizle 20-30 yıl kredi kullanıyor. Bizler döviz anlamında yüzde 5,6,7’ler seviyesinde bu kredilere ulaşabiliyoruz. Rakiplerimizin 20 katı daha yüksek faizlerle bu kredilere ulaşıyoruz. Bu bizim için dezavantajlı bir durum” dedi.

“Yetkililere ulaştık, bazı sorunlar giderildi fakat hala çözüm bekleyen konular var’’

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede ile görüşme gerçekleştirdiklerini ve bu görüşmenin ardından bazı sorunların çözüldüğü bazılarının ise hala çözüm beklediğini ifade eden Demirtaşoğlu; “Irak’a yaptığımız ihracatlar da ürünlerimizin hızlı bir şekilde karşıya geçmesiyle ilgili kapıda yaşadığımız sorunlar vardı. Bakanımız Mustafa Varank’ın girişimleriyle bu problemi aştık. Bunun yanında sektörün en büyük problemi ham maddeye ulaşmaktı. Temin süreleri 6 ayı buluyordu. Şu anda 2 aya kadar düştü. Sektör acil ihtiyaçlarını bu şekilde çözdü. Halen çözüm bekleyen konular var. Türkiye Cumhuriyeti’nde üretilmemesine rağmen paslanmaz malzemelerle ilgili Türkiye’de üretiliyormuş gibi ilave yüzde 20 gümrük vergisi konulmuştu. Bunu gündeme getirdik. Bir gelişme olmadı. Süreç uzadı. Bunun bir an önce çözülmesi lazım. İhracat rakamlarımıza yansıyor. Uluslararası arenada rekabet şartlarının düzeltilmesini istiyoruz. Kasım’ın ilk haftası Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcımız Hasan Büyükdede’yi misafir edeceğiz. Tekrardan bir görüşme fırsatımız olacak. Sorunlarımızı, isteklerimizi tekrardan dile getireceğiz” ifadelerini kullandı.

Türkiye ortalamasından 16 kat daha fazla katma değerli ürün üretiyoruz

Dernek olarak un ve unlu mamuller sanayicilerine hizmet ettiklerini söyleyen Demirtaşoğlu; “Un fabrikalarının ham madde alımından, boşaltımından, parçalamasına kadar geçen tüm süreci yönetiyoruz. Unun ardından yem fabrikaları geliyor. Ham maddeyi temin edebilen fabrikaların bunu parçalaması mamul ve yarı mamule dönüşmesindeki tüm fabrikaları bu sektör yapıyor. Sektör olarak 162 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Ülkemizin ortalaması 1 doların altında. Bizlerin gönderdiği makinaların kilogram fiyatı ise 14-16 dolar seviyelerinde. Yani bizler ülke ortalamasının 15-20 katı rakama ulaşmış durumdayız. Bu durum bizlere şunu gösteriyor; bizler katma değerli ürün sağlarken diğer sektörler katma değer yaratamıyor demektir. Ne kadar katma değerli ürün ihracatını arttırırsak ülkemizi büyük ekonomi devletleri arasına alabiliriz. Çok daha fazla katma değerli ürünler üretiyoruz. Benim kendi firmamın kilogram başı ihracat değeri 72 dolar. Firmam, Türkiye’den 80 kat daha fazla katma değerli ürün üretiyor. Bizim rakiplerimiz Almaya, İtalya ve Japonya. Bu ülkeler endüstri 4.0’ı yaygın olarak kullanan sektörler. O yüzden bizimde rekabet edebilmek için Endüstri 4.0’ı çok iyi kullanmamız gerekiyor. Bugün 6 kişi ile 600-800 ton arasında unu üretebiliyoruz. Her şeyi robotlar gerçekleştiriyor. Bu Endüstri 4.0 demektir”

“2023 yılında 3,5 milyar dolar ihracat yapmayı hedefliyoruz”

Faaliyet gösterdikleri sektörde Ar-Ge’nin olmasa olmaz bir işleyiş olduğunu anlatan Demirtaşoğlu; “Bizim sektörümüz her şeyi dişiyle tırnağıyla yapmaya çalışmış. Bununla ilgili işletimlerimiz tüm altyapılarını kendi öz kaynaklarından sağladılar. Devletin Ar-Ge ve Tasarım Merkezi konusunda teşviklerini üyelerimize duyuruyoruz. Son 2 yıl içinde birkaç üyemiz hızlıca Ar-Ge merkezi oldu. Tüm sektörler bu teşviklere ulaşmalı. Bu destekler daha da yaygınlaştırmalı ve arttırılmalıdır. Sanayici ile Sanayi Bakanlığı’nın sürekli bir araya gelmesi gerekiyor. Personel ve altyapı sorunlarının birinci elden çözülmesi gerekiyor. Yılda bir kere bir araya gelerek bunları çözemeyiz. Daha sık bir araya gelmeliyiz. 2021 için asgari ihracat hedefimiz 2,5 milyar dolar ve üzeri. 2023 yılının sonunda 3,5 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmayı hedefliyoruz. Bununla ilgili; sanayicinin alt yapı, ara elaman, mavi yaka ve beyaz yakalı personel problemlerini çözmemiz gerekiyor. Sanayicinin krediye ulaşmasıyla ilgili problemlerinin ortadan kaldırılması lazım. Bunları çözebilirsek 3,5 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşırız” dedi.

“Ankara’da uluslararası bir merkez kuracağız”

Türkiye’nin üretimine, tanıtımına ve personel sıkıntılarına çare olacak bir merkez kurmak istediklerini ifade eden Demirtaşoğlu,“Ham maddeden yarım mamul maddeye kadar gelişmelerin yürütüldüğü, takip edildiği Ankara’da bir mükemmeliyet merkezi kurmak istiyoruz. Yurt dışında gelecek misafirlerle birlikte prototip bir fabrika kurarak burada buğdaydan un üretip bu undan; pasta, bisküvi hatları kurup kurslar vermek istiyoruz. Eğitim sertifikaları düzenlemek istiyoruz. Böyle bir tesisin değeri 5 Milyon Euro civarında. Tam teşekkülü bu merkezin içinde kursiyerlerin barınma ihtiyacından tutun da sektörle alakalı her türlü işleyişi onlara öğreteceğimiz bir merkez. Bunu yapabilirsek 205 ülkede değirmencilik okulu olan 3’üncü ülke olacağız. 205 ülkeden öğrencileri ağırlayacağız. Bununla ilgili bir alan tahsis edilmesini istiyoruz. Üyelerimiz destek verecek ve bunun yanında uluslararası bütçelerden eğitime bir fon alabiliriz. Bunu gerçekleştirebilirsek sektöre çağ atlatmış oluruz” açıklamalarını yaptı

HALİL YILMAZER / KARADENİZ EKONOMİ