Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu, “Kamunun izinler konusunda kolaylık sağlarken, maddi yönden teşvik ve destekleri de ön plana çıkarması gerekiyor'' dedi.
info@karadenizekonomi.com / 22.03.2019
KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi, Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği ve Avrupa Birliği Sınır Ötesi İşbirliği Programı tarafından desteklenen, Romanya, Ukrayna, Yunanistan ve Türkiye’den 6 kuruluşun ortaklığında yürütülecek olan Karadeniz’de Akuakültür ve Balık Ürünleri Ticaretinde Mevcut Yeterliklerin Geliştirilmesi ve Yenilerinin Oluşturulması Projesi’nin açılış konferansı KTÜ Osman Turan Kongre Merkezi’ne gerçekleştirildi. Açılışa KTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halil İbrahim Okumuş, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu, Başkan Yardımcısı Tolga Avcı, TTSO Meclis Üyesi İlker Yıldırım, yerli ve yabancı bilim insanları ile sektör temsilcileri katıldı.
‘’EKONOMİYE KATKI SAĞLAYACAK PROJE’’
TTSO Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu, toplantıda yaptığı konuşmada, söz konusu projenin ülkemiz için çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Bu proje Karadeniz’de sınır ötesi işbirliği içinde ortaklaşa ülkelerin ekonomisinin gelişmesine ve gelecek stratejilerinin belirlenmesine büyük katkı sağlayacak. Böyle bir proje ilk kez uygulanıyor. Daha önceki projeler daha soyuttu. Bu proje somut ve daha sonuç odaklı bir çalışma. Ticaretin geliştirilmesi esasına dayalı ekonomiye katkı sağlayacak bir proje. Bu noktada önemli olan ülkelerimizin geleceğini dikkate alarak Karadeniz Havzasını da çok iyi değerlendirmek suretiyle mevcut potansiyelimizi çok daha yüksek değerlere ulaştırılmaktır” dedi.
‘’ÜRETİM İÇİN KOBİ’LER ÖN PLANDA’’
Karadeniz’de su ürünleri üretimi potansiyelinin tam anlamıyla değerlendirilemediğinin de altını çizen Hacısalihoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu doğrultuda uluslararası standartlarda üretim yapabilmek için KOBİ’lerimiz ön plana çıkıyor. Teknolojik olarak en büyük avantajımız da KTÜ’de Deniz Bilimleri Fakültesi ve kentimizde Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü’nün bulunması. Önemli konulardan biri de kamu. Biz ne kadar proje geliştirirsek geliştirelim, üretimin artması konusunda kamunun izinleri son derece önemli. Karadeniz’deki ihtiyaç olan alanların ruhsatlarının alınmasında gecikmelerin yaşandığı bildiğimiz bir konu. Bunların hızlandırılması gerekiyor. Diğer taraftan KOBİ’lerimizin ihtiyacı olan altyapının hızlı şekilde geliştirilmesi önemli. KOBİ’lerin ekonomik yönden sınırları bellidir. Bunu destekleyecek olan kamudur. Kamu altyapıyı hazırlayacak, KOBİ’ler de üzerine düşen görevleri yerine getirecektir. Dolayısıyla bir taraftan üniversitelerimiz teknik yönden, kamu izinler ve özel sektörü destekleme yönünden çalışırsa, özel sektörün de gayretiyle sonuç odaklı ilerlenecektir. Kamunun izinler konusunda kolaylık sağlarken, maddi yönden teşvik ve destekleri de ön plana çıkarması gerekiyor. Bugün ülkemizin en büyük sorunu istihdam ve üretimdir. KOBİ’lerimiz buna hazır. İstihdam yönünden destekler olduğunu biliyoruz. Ama finansa ulaşım konusunda gerekli desteklerin bir an önce verilmesi gerekmektedir. Bu destekler verilmezse istediğimiz amaca ulaşamayız.”
‘’630 BİN TON ÜRETİM’’
Trabzon İç Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Birliği Genel Koordinatörü Hüseyin Salihoğlu da, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre 2015 yılında dünyada 170 milyon ton balık üretildiğini ve bunun 93 milyon tonunun avcılıktan, 77 milyon tonluk kısmının da yetiştiricilikten elde edildiğini vurguladı. Salihoğlu, 2018 yılında aradaki farkın giderek yetiştiricilik lehine kapandığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizde en son rakamlara göre yıllık 630 bin ton üretim gerçekleşirken, bunun 324 bin tonu avcılık, 306 bin tonu da yetiştiricilikten elde edildi. Ülkemizde yetiştiricilik avcılığı yakaladı. Denizlerimiz kirlendi, aşırı avcılık nedeniyle balık kalmadı. Bu durumda yetiştiricilik olmazsa olmazımızdır. Türkiye’de 2 bin 308 adet yetiştiricilik yapan tesis bulunmaktadır. Bu tesislerin kurulu kapasiteleri yaklaşık 500 bin tondur. Yani kurulu kapasitenin ancak yüzde 60’ı gerçekleşebilmiştir. Bölgemizdeki 5 ilde 25 bin ton kurulu kapasiteye sahip 283 tesis bulunmaktadır. Trabzon ili olarak 16 bin tonluk yıllık üretim kapasitesine sahip tesislerimize rağmen, üretim 5 bin 500 tonda kalmaktadır. Kurulu kapasitenin ancak yüzde 34’ünü gerçekleştirebiliyoruz. Çevre kirliliği, hava deniz koşullarının olumsuzluğu gerçek kapasiteye ulaşmamıza engel oluyor.”
‘’KARADENİZ SOMONU’’
Hüseyin Salihoğlu, son yıllarda dış ülkelerden gelen iri Karadeniz Somonu taleplerinin bölgenin cazibesini artırdığına da dikkat çekerek, “Japonya, Suudi Arabistan ve Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerden yoğun talepler alıyoruz. Bu nedenle birkaç ay önce Samsun’da İri Balık Toplantısı gerçekleştirdik ve bunu Trabzon’da tekrarlayacağız. Bu toplantıya ülke temsilcilerini davet ederek nasıl ve hangi kalitede ürün talep ettiklerini öğreneceğiz” dedi.
‘’YÜZDE 25 DAHA PAHA ALICI’’
Salihoğlu, ayrıca bölgemizde levrek yetiştiriciliğinin başladığını da vurgulayarak, “Suyun az tuzlu oluşu, denizde organik maddenin yoğun olması, deniz suyunun plankton bakımından zenginliği levreklerin çok lezzetli olmasını sağlıyor. Bu özellikler Karadeniz Levreği’ni marka haline getirdi. Karadeniz’de yetiştirilen levrek balığı, Ege ve Akdeniz’’dekilere göre ülke içinde yüzde 25 daha pahalı alıcı buluyor. İleride dış piyasaların levrek taleplerini karşılamaya hazır olduğumuzu da söyleyebilirim. İleriye dönük projeksiyon olarak özellikle büyük balık taleplerini karşılayacak potansiyelimiz vardır ve atıl kapasitemizi harekete geçirecek imkanlarımız bulunmaktadır” ifadesini kullandı.
‘’952 MİLYON İHRACATA, 200 MİLYON DOLAR İTHALAT’’
AB ülkelerinin su ürünleri sektörünün en önemli müşterilerinden olduğunu vurgulayan Salihoğlu, “Ülke olarak 2018 yılında 952 milyon dolar ihracata karşılık, 200 milyon dolar ithalat yaptık. Sektör olarak 750 milyon dolarlık ihracat fazlamız vardır. Doğu Karadeniz Bölgesi bu miktarın yüzde 10’unu karşılıyor. İri Karadeniz Somonu ve Karadeniz Levreği ihracatımızla bölgemizin paylını yüzde 20’ye çıkaracağımıza inanıyoruz. Japon alıcıların talepleri de her geçen gür artmaktadır. Japonlar, bölgemizde üreticilerimizle ortak yatırım talep etmektedirler” diye konuştu.