iresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Coşkun'un, Giresun’da üniversiteli olmak ve akademik hayatla ilgili görüşlerine ve özellikle girişimcilik hakkındaki uzman tavsiyelerine kulak verin deriz.
info@karadenizekonomi.com / 21.05.2019
-Sizi kısaca tanıyarak sohbetimize başlayalım isteriz. Prof. Dr. Cevdet Coşkun kimdir?
1970 yılında Erzurumlu bir ailenin çocuğu olarak Sapanca'da dünyaya geldim. Lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimimi Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde tamamladım. 2002-2003 arasında ABD’de Wright State Üniversitesi Yarı İletken Araştırma Laboratuvarı'nda doktora sonrası çalışmalar yaptım. 2011 yılında profesör olduktan sonra Giresun Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi'ne dekan olarak atandım. 2011-2012 yılları arasında rektör yardımcılığı ve 2011-2014 yılları arasında dekanlık görevlerini yürüttüm. Ulusal ve uluslararası bilimsel dergilerde yayınlanmış elliden fazla çalışmam, bilim atıf endeksinde 700’ün üzerinde atıf aldı. Fiziğin yanı sıra Bilim Tarihi ve Bilim Felsefesi alanında da dersler ve konferanslar vermekteyim.
- Rakamsal değerlerle üniversitenizin kapasitesi hakkında neler söylersiniz?
Bilime ve kentin gelişimine 13 yıl boyunca ciddi katkılar sağladık. Çok hızlı bir gelişim gösteren ve iki fakülte bir yüksekokuldan devasa bir kampüse dönüşen Giresun Üniversitesi, 13 fakülte, 13 meslek yüksekokulu, 6 yüksekokulu ( iki yıllık) 3 enstitüde toplam 31 bin öğrenci kapasitesi ile dikkat çekmektedir. Ayrıca, bilim atıf endeksine giren uluslararası yayınlarda 4’ncü sırada yer alan ve her biri birbirinden başarılı 980 öğretim görevlisine sahibiz.
-Öğrenci kapasitesindeki sayısal büyüklük nitelik açıdan sağlıklı bir büyümenin de göstergesidir diyebilir miyiz?
Size katılıyorum. Üniversiteler nicel büyümenin yanı sıra sağlıklı bir nitelik de kazanmalıdır. Şimdilerde bu yönde yani kaliteyi artırıcı çalışmalar yapıyoruz.
- Teknopark’ı kurmayı sonunda başardınız? Biraz da bu süreçten bahseder misiniz?
Pazarsuyu’nda Bulancak İkinci Organize Sanayi Bölgesi’nde 10 dönümlük bir alanda faaliyetlerine başlayacak olan Teknopark’ta kurucu şirket aşaması oluşturuldu. En kısa zamanda hizmete başlayacağız. Ordu Üniversitesi ile beraber kurmayı çok arzu ettik ama sonuç istendiği gibi olmadı. Bu konuda kapılar kapalı değil. Teknopark’ta araştırma geliştirme yapmak isteyen tüm şirketlere açığız. İşadamı, sanayici veya girişimci hepsini bekliyoruz.
-Bir anlamda yeni işbirliklerine kapı aralayacak diyebilir miyiz?
Kesinlikle söyleyebiliriz. Yukarıda da belirttiğim gibi ortak girişim konusunda kapılarımız herkese açık.
Teknopark’tan beklentinizin hayli yüksek olduğunu hissettik…
Elbette yüksek bir beklenti içindeyiz. Havalimanı, liman ve karayolu gibi lojistik anlamda lokasyonu iyi bir yerdeyiz. Pek çok işadamının burada faaliyet göstermek için girişimlerde bulunduğunu biliyorum.
Üniversite-sanayi işbirliği hakkında hangi noktadasınız?
Aslında tüm üniversiteler yakın zamanda Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) tarafından talimatlandırılmıştı. Her ilde girişimcilerden ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan birer danışma kurulları oluşturuldu. Ben bu noktada kendi payımıza farklı bir gurur taşıyorum. Zira biz bu aşamayı 6 ay öncesinden geçmiştik. Giresun Üniversitesi Kent İşbirliği Platformu (GÜKİP) adıyla bir proje geliştirmiştik.
GÜKİP’in koordinasyon şeması nasıl oluştu?
Benim onursal başkanlığımda Giresun Ticaret ve Sanayi Odası başkanı Hasan Çakırmelikoğlu’nun icracı başkan olduğu bir oluşum GÜKİP. Amacımız, üniversite-şehir işbirliğinin gelişimine katkı sağlamak. 30 bin öğrenci şehri de tetikliyor. Bu nedenle kararlar şehirle birlikte alınmalı. Dolayısıyla bu oluşumda sanayicilerimiz, sivil toplum örgütleri, turizm sektör temsilcileri, DOKAP ve DOKA ajansının yerel temsilcileri ve basın kuruluşları var. Belli periyodlarda bir araya gelerek bütün sorunları konuşuyoruz. Ama sanayiye dönük çalışmalar ise daha çok Teknokent üzerinden olacak.
-Tematik üniversite anlamında hangi noktadasınız?
Ordu ve Giresun’u ortak ilgilendiren konulardan birisi de budur. YÖK’ün de eğilimi bu yönde. Birbirine benzeyen üniversiteler yerine belli temada ve alanda üniversitelere yönelme kararı alındı. Geç kalınsa da bunu olumlu bir adım olarak görüyorum.
-Bu noktada sizin bir başvurunuz var mı?
Evet, yakın zamanda hem bizim hem de Ordu Üniversitesi’nin başvuruşları oldu ancak henüz kabul görmedi. 50’ye yakın üniversitenin yaptığı başvurulardan sadece 5 üniversite olumlu sonuç aldı. Rize Üniversitesi’nin çay teması üzerine başvurusu kabul gördü. Biz de diyoruz ki; Ordu ve Giresun’da neden fındık üzerine tematik bir üniversite olmasın? Ordu’da Ziraat Fakültesi var bizde yok. Bizde fındık eksperliği var Ordu’da yok. Giresun A kalite fındığa sahip. Ordu ise kalite ve miktar açısından önemli bir merkezdir. Dolayısıyla bu konudaki açığımızı kısa zamanda gidermek istiyoruz.
-En çok ihtiyaç duyulan ara eleman sıkıntısı konusunda siz neler yapıyorsunuz?
Bildiğiniz gibi ara eleman ihtiyacı öncelikle meslek yüksekokullarından karşılanır. Yukarıda bahsettiğim fındık eksperliği de bu işleve hizmet eder. Muhasebe, makine elemanları ve torna tesviyede belli bir doyuma ulaşıldı. Sanayinin ihtiyacı olan yeni iş alanlarına uyum sağlayacak bölümler açılmalı. Bu nedenle sanayicilerle görüşerek bir çalışma başlattık. Hafif silah sanayi teknikerliği, turizm işletmeciliği ve asansör imalatı alanlarında bölümler oluşturduk. Mademki Giresun’un bir turizm kenti olma hayali var. O halde gastronomi, ikram ve aşçılık gibi turizme dönük bölümlere de ihtiyaç var demektir. Bu alanlarda çalışmalar yaptık. Tirebolu İletişim Fakültesi’nde radyo ve televizyon kuruluşunu gerçekleştirdik ve test yayınlarına başladık. Amacımız öğrencilere uygulamalı eğitim vermek.
-Uygulamalı eğitimi sahada yeterince görebiliyor muyuz?
Meslek yüksekokullarında 3+1 adını verdiğimiz yeni bir sisteme geçildi. Bu sistemde öğrenci okulda üç dönem boyunca aldığı teorik eğitimin ardından bir dönemde sahada uygulamalı eğitimle tanışacak. Hem öğrencinin pratik bilgi edinmesi açısından hem de işadamı ve sanayicinin eğitimli ara eleman ihtiyacını gidermesi açısından bu sistemi çok önemsiyoruz. Öğrencilerimizin sadece Giresun’da değil Türkiye’nin her yerinde kabul görmesi için girişimlerimiz en üst düzeyde yapıldı ve üniversitemizi bu noktada iyi bir yere taşıdık.
-Üniversite-Kent işbirliğinde iyi bir noktada olduğunuz anlaşılıyor. Peki, birbirine çok yakın iki ilin yani Ordu ve Giresun Üniversiteleri’nin arasında da benzer işbirlikleri var mı?
Az önce de belirttiğim gibi teknopark konusunda işbirliğimizin olumlu sonuçlanmasını çok istemiştik ama türlü nedenlerden dolayı gerçekleştiremedik. Ordu Üniversitesi ile bir işbirliğimiz var. Ordu Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin bazı dersleri burada bizim bazı derslerimiz de orada okutuluyor. Ayrıca, D. Karadeniz rektörleri olarak belli periyodlarda toplanıyor ve sorunları istişare yoluyla çözmeye çalışıyoruz.
-Rektörlük binası girişinde dikkatimizi çeken bayraklar ne anlam ifade ediyor?
Göndere çekilmiş 38 ayrı ülke bayrağını görüyorsunuz. Nedenine gelince; üniversitemizde 38 ayrı ülkeden bin 154 uluslararası öğrencimiz var. Kazak, Özbek, Kırgız, Suudi, Azeri ve Almanya gibi farklı coğrafyalardan gelenler… Türki Cumhuriyetler ağırlıklı olmak üzere Gürcistan, Moldova hatta ilginçtir ki Afrika ülkeleri olan Mali, Fildişi, Sudan ve Somalili öğrencilerimiz bize renk katıyor. Adeta Birleşmiş Milletler gibi olduk.
-Uluslararası öğrenci alımında nasıl bir yol izleniyor?
Alacağımız öğrenciyi kendimiz sınava tabi tutuyoruz. Son olarak 20’ye yakın ülkede sınav yaptık. Türkiye, Afrika için örnek alınan bir ülke. Somali ve Senegalli birisi için Türkiye’de üniversite bitirmek oldukça prestijli bir durum ve bundan memnunuz. Ülkemizin bölgedeki ağırlığına katkı sağlıyor. Ciddi bir tanıtım oluyor ve en önemlisi kültürel etkileşim başlıyor. Rahatlıkla söyleyebilirim ki çok iyi bir entegrasyon oluştu.
-Son olarak fiziki koşulları konuşalım. Giresun Üniversitesi’nin dağınık yapısı bir dezavantaj değil mi?
Fiziki koşullara bakıldığında kentin bu kadar büyük bir üniversite için yetersiz geldiğini söyleyebiliriz. Kampüste ciddi bir barınma sorunu yaşıyoruz. Arazi bulmakta zorlanıyoruz ve kamulaştırma oldukça sıkıntılı. Öğrenci başına kullanılabilir kapalı alan 4.82 metrekare. Oysa ülke ortalaması 10 metrekare.
-Fiziki koşulları iyileştirmek için girişimleriniz hangi aşamada?
Hemen önümüzde olan Fiskobirlik binasının Bulancak İkinci Organize Sanayi Bölgesi’ne taşınmasını bir şans olarak görüyoruz. Zira üniversitemizin kampüs alanının yola kıyısı yok. Yakın gelecekte iyi bir haber bekliyoruz. O alana talibiz ama Fiskobirlik çok ortaklı bir kooperatif. Haklı olarak gayrimenkullerini en iyi bedelle satmak istiyorlar. Biz de bu araziyi ısrarla istiyoruz. Bildiğiniz gibi o arazi oldukça değerli ve devlette kamulaştırma için para vermekte zorlanıyor ama her şeye rağmen umudumuzu koruyoruz.
- Teşekkür ediyoruz…
Giresun Üniversitesi günümüzde; 13 fakülte, 3 enstitü, 5 yüksekokul, 1 Devlet Konservatuarı, 13 meslek yüksekokulu, 18 Uygulama ve Araştırma Merkezi eğitim vermektedir. Merkezde Güre, Gazipaşa, Sahil Sosyal Tesisler, Merkez Rektörlük ve Gazi Caddesi yerleşkeleri bulunmaktadır. İlçelerde ise Alucra, Bulancak, Dereli, Espiye, Eynesil, Görele, Keşap, Piraziz, Şebinkarahisar ve Tirebolu yerleşkelerinde bulunan fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokullarında 171 ön lisans, 99 lisans, 44 yüksek lisans, 10 doktora olmak üzere 324 program ile faaliyetlerine devam etmektedir. Üniversitede 962 akademik, 368 idari, 274 sözleşmeli olmak üzere toplam bin 604 personel ve 15 bin 719 ön lisans, 14 bin 825 lisans, bin 766 lisansüstü olmak üzere toplam 32 bin 310 öğrenci ile faaliyetlerini sürdürmektedir.