Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
20.09.2024

“Büyük isimlerden beklentiler de büyük olur”

Kendisini bir Ordu sevdalısı olarak tanımlayan Yücel, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı M. Hilmi Güler’i doğru projeler ve yönlendirmelerle karar alınması koşuluyla kent için büyük bir şans olarak görüyor.

info@karadenizekonomi.com / 20.08.2019

“Büyük isimlerden beklentiler de büyük olur”

Murat Gürsoy ile Karadeniz Sohbetleri’nde bu hafta deneyimli bir siyaset adamı olan Hüsnü Yücel ile birlikteyiz. Kendisini bir Ordu sevdalısı olarak tanımlayan Yücel, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı M. Hilmi Güler’i doğru projeler ve yönlendirmelerle karar alınması koşuluyla kent için büyük bir şans olarak görüyor. Büyükşehir statüsünde olan Ordu’nun Konya, Gaziantep veya Denizli gibi şehirlerle yarışabilmesi için daha çok proje üretilmesi gerektiğini vurgulayan Yücel, Güler’in kent adına uzun yıllar unutulmayacak bir projeyi hayata geçirmesi gerektiğini büyük isimlerden beklentilerin de büyük olduğunu söyleyerek siyasette edindiği deneyimler ışığında yapılması gerekenleri örneklerle anlattı.

-Sohbetimize sizi tanıyarak başlayalım. Hüsnü Yücel kimdir?

1952 yılında Ordu’da dünyaya geldim. Lise’ye kadar Ordu’da okudum. Üniversite hayatım ise 1971 yılında İstanbul’da başladı Almanya’da tamamlandı. Elektrik mühendisi olarak mesleğe başlangıcım 1983 yılına rastlar. Politik geçmişim ANAP ile başladı. 1994 yılında Ordu Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan Fikret Türkyılmaz’ın yardımcılığı görevini üstlendim. Sonraki süreçte Almanya’nın Köln kentinde tanıştığım Recep Tayyip Erdoğan sayesinde AK Parti’de siyasete devam ettim. Bir dönem meclis üyeliği yaptım.

-Yerel siyasette yılların deneyimi ile söz söyleme hakkına sahip olduğunuza inanıyoruz. Ordu, büyükşehir statüsüne geçmesi ile birlikte büyük bir değişim yaşadı. Yerel seçimle birlikte büyükşehir belediye başkanlığı koltuğuna oturan M. Hilmi Güler’den de beklentiler oldukça fazla. Söze buradan başlayalım ve 5 aylık süreçte Hilmi Güler’in performansını değerlendirmenizi isteyelim.

-1983 yılından beri Ordu’da yaşayan biri olarak yerel yönetimler konusunda kendimi söz söyleyecek yetkinlikte görüyorum ki bir dönem belediye başkan yardımcılığı yapmış bir isim olarak da edindiğim deneyimleri aktarmaktan büyük mutluluk duyarım. Yıllar boyunca yaşadığımız kente ne verebiliriz ne katabiliriz buna kafa yordum. Ordu büyükşehir olunca en çok sevinenlerden biri de bendim. Ama büyükşehir lafla olunmuyor. Büyük projeler olması gerekir ses getiren projelere imza atılması gerekiyor ismin hakkını vermek istiyorsak eğer. Bir cazibe merkezi haline dönüşmesi halinde Ordu gerçek büyükşehir kimliğini kazanacaktır. Bu anlamada Hilmi bey projesi olanlara şehrin önde gelenlerine zaman ayırarak bir araya gelmeli kendisine ulaşmakta sıkıntı yaşanmamalıdır.

-Oldukça hızlı bir giriş yaptınız… Ordu’da eksik olan nedir ya da olması gereken nelerdir?

-Kafamda oluşan bir sürü proje vardı, ses getiren farkındalık yaratan. Diğer büyükşehirlere gittiğimizde bunu rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz. Konya, Gaziantep, Bursa ya da Denizli büyükşehir olmanın hakkını vermişler. Biz ise bu ismin avantajını asla kullanamadık. Hep lafta kaldı. Tekliflerde bulunduk, yetmedi yazdık çizdik televizyonlarda dile getirdik. Ama maalesef olmadı. Tüm belediye başkan adayları, aday olurken hangi sorunlarla karşı karşıya olduğunu zaten biliyordu. Ayrıca  bu belediye başka bir partiden değil Ak Partiden aldılar. Hilmi bey büyük bir isim mutlaka akılda kalacak büyük bir projeyi Ordu adına hayata geçirmelidir. Soru şu: Ordu nasıl kalkınır. Cevabı da çok basit. Ordu turizmle kalkınır. coğrafi konumu dikkate alındığında bu şehirde sanayi olmaz. Şu anda Ordu’ya gelen turist kafileleri Boztepe’ye çıkıp bir çay içip yola koyuluyor. Oysa burası bir cazibe merkezi olmalı. Gelen turiste bu destinasyonda daha fazla seçenek sunmalıyız.

-Geçmişte sizin öncülük ettiğiniz projeler var bildiğimiz kadarıyla… Bu tür projelerin sayısı artırılmalı mı diyorsunuz?

-Tam olarak öyle… Boztepe’ye teleferik fikrinin mimarı benim. Benim projemdi. 1994 yılında gündeme getirdim. Projelendiren de ilgili kuruluşlara davetiye gönderen de benim. O zaman dendi ki bu “afaki” bir proje. Şimdi ne oldu? Dediğim gerçekleşti. Dönemin belediye başkanı Seyyit Torun, borçla da olsa cesur bir karara imza attı ve yaptı. Bir farkındalığın gerçekleştiğini şimdi herkes görüyor.Hilmi bey teleferik örneğinde olduğu gibi görevi bıraktığında  önemli eserleri yaşamalıdır. Ordu planlı veya plansız büyük değişim gördü,bu nedenle Hilmi bey ve ekibini farklı kılacak büyük projeleri Orduya kazandırmaları ve önderlik etmeleri olumlu eleştirilerden yapıcı eleştirilerden faydalanmayı bilmeli küskünlük içinde olmamalıdır.

-Örnek gösterilebilecek başka projeler de var mı ?

-Olmaz mı? Madem turizm ile söze başladık yine oradan devam edelim. Yine Boztepe’de ve belki teleferik projesinin daha da üstüne çıkacak bir başka proje “döner kule”.  Bulunduğu şehirlere marka değeri katan bir çalışma bence “döner kule”ler. Kesinlikle Boztepe’de olmalı. Zaten yüksek deniyor. Ama orası bir cazibe merkezi haline dönüştü. Sinop bunu becerdi ve biz cazibe merkezi oldu. Bizim de bunu başarmamız lazım. İyi bir tanıtımla olur bu.

-Ordu pek çok kamu yatırımı da aldı. Bu yatırımlar hakkındaki düşüncelerinizi önemsiyoruz. Bu konuda neler söylersiniz?

 Ordu için yapılan en büyük yanlışlardan biri olarak gördüğüm stadyumdan bahsedeyim öncelikle. Orası içimi yakıyor. Birkaç yıl sonra adeta bir mezbelelik olarak kalacak. Boyaları dökülmeye başladı bile.

-Gözardı edilemeyecek iyi projeler de gerçekleşmedi mi sizce?

-Tabi ki yapıldı. Yol bakımından asfaltlama anlamında iyi mesafeler kat edildi. Pek çoğu beğenmese bile otopark sorunu olan bu şehirde Ayışığı Otopark’ı bence nefes aldırdı. Sahil düzenlemeleri de aynı şekilde. Ama bu projeler genelde belediyelerin Fen İşleri, İmar Müdürlükleri ya da Park ve Bahçe Müdürlükleri’nin yapması gereken rutin işler. Oysa biz Büyükşehir Belediye’nden başka beklentilere cevap vermesini istiyoruz.

-Bu nedenle Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Güler’den beklenti de büyük olmalı mı diyorsunuz?

-Aynen öyle. Gerçi belediyeler ciddi bir borç yükü altındalar. Ama sayın başkan aynı zamanda çok başarılı bir Enerji Bakanlığı geçmişine sahip. Ankara’da büyük ağırlığı olan bir isim. Artık merkezi hükümetlerden proje koparacak çalışmalar yapılmalı ve bunu yapacak bir isim olarak görüyorum ben başkanımızı.

-Hükümetin projeleri durdurduğunu duyuyoruz. Bu duyum doğru değil mi?

-Tam tersine… Başka şehirler kopartıyor biz de payımıza düşeni almalıyız. Mesela Şehir Hastaneleri… Yeri konusundaki eleştirilere katılmıyorum. Bunu geçtik artık. Doğruydu yanlıştı. Ama her şeye rağmen belediye buna öncülük edecek ve merkezi hükümete baskı uygulanacak. Ordu’ya bu hastanenin yapılması büyük bir başarı olacaktır.  Belediyelerin kaynağı ile yapılmayacak projeler. Teşvik sistemi ile yap-işlet-devret ile yapılacak işler de var. Ama gördüğüm istişare eksikliği var. Ve kamuoyuna açılmadan kapalı kapılar ardında yapılıyor. Bu doğru değil.

-Turizm kenti olmaya kararlıyız ama uçak seferleri artacağına azalıyor. Bu durumu nasıl yorumlarsınız?

-Bu konuda oluşturduğunuz kamuoyu için size teşekkür etmek isterim öncelikle. Ekonomi dünyasının iş aleminin en önemli ulaşım aracı uçaktır. İnsanlar zamanla yarışıyor. Benzer sorunları yaşayan Erzurum Havalimanı bu sistemi getirdi ama biz hala iptal ve sefer sayılarının azaltılmasını bir türlü çözemiyoruz. Oysa çözüm çok basit. Hilmi bey ağırlığını koyarak geleceğini turizimde gören Ordu ve Giresun halkının bu mağduriyetini önlemeli siyasiler bu konuda çaba harcamalı. En azından bayramlarda aktarma perişanlığı son bulmalıdır.  Kıbrıs, İzmir ve Antalya’ya direk uçuşlar olup  Samsun ve Trabzon’da olduğu gibi İstanbul ve Ankara uçuş seferleri artırılmalı. Biz üstünlük değil eşitlik istiyoruz. Söylemler hep güzel ama eylem olmadığı takdirde bir süre sonra eleştiriler artarak devam eder.

-Öneriniz nedir?

-Eksiklik şudur. Bizim milletvekillerimiz bu işleri takip etmiyor hep zayıf kalıyorlar. Ben milletvekili olsam o dosyayı koltuğumun altına alır yapıncaya kadar işin peşini bırakmam. Kim gibi? Fındık örneğinde Cemal Enginyurt’un yaptığı gibi. Ne dedi Enginyurt,” gerekirse külliyenin önünde yatacağım.” Ne oldu? Fındıkta başarının sahibi ona aittir.

-Ülkenin yatırım ve istihdama yönelik açığının giderilmesi konusundaki çalışmalarda yetersizliği neye bağlıyorsunuz?

-Eskiden projeler verilen tarihten önce sonuçlandırılıyordu. Bu büyük bir başarıdır hükümet açısından. Ama şimdi yaşanan krizlerin etkisi ile giderek yatırımdan uzaklaşıyoruz. Ödenek olmadığı için projeler hayata geçirilemiyor. Bir zafiyet döneminden geçtiğimiz doğrudur.

-Tekrar yerel belediyecilik konusuna dönersek Hilmi bey bundan sonra ne yapmalı sizce?

-Ben sayın başkana olan inancımı hiç kaybetmedim aslında. Neden ümitlerim devam ediyor? derseniz, yaş itibarı ile bir ağabey pozisyonunda. İş aleminin çok yakından tanıdığı ve güvendiği bir isim. Belediyecilikte ekip çalışması çok önemlidir. Ekibiniz size gerçekten ayağı yere sağlam basan projeler üretmeli. Ben olsam ekibimden Avrupa’yı karış karış dolaşmalarını isterdim. Orada projeler nasıl işliyor görerek buraya aktarmamız gerekir. İleriye dönük projeler geliştirmeliyiz. Sayın başkan Enerji Bakanlığı döneminde çok başarılı işlere imza attı. Doğalgazı yaylalara kadar getirdi. Havaalanına ve çevre yoluna öncülük etti. Bugün için hala Ankara’dan istediğini alacak gücü var. Büyük şehir isek büyük projeler üretmeliyiz. Neşter vuracağı günü bekliyorum sayın başkanın. Sanırım yakın zamanda olması gerekenler konusunda ilk adımlar atılacak.

-İmar tadilatları konusunda atılan ciddi hamlelere nasıl bir yorum getirirsiniz?

-Adını herkesin bildiği projeleri durdurması çok büyük bir cesaret. Kamuoyunda bir sevinç dalgası oluştu. Artık belediyeden ne koparırız döneminin bitmiş olduğunun göstergesi gibi geliyor bana. Bu kadar yanlış projenin peş peşe gelmesi de belki şanssızlığı oldu. Bu neşteri vurmak o kadar kolay değil. Maddi külfeti ve hukuki sorumlulukları üstlenmek o kadar da kolay değil. Ama büyük bir cesaretle durdurulmasını önemsiyoruz. Ve aslında bundan sonra bir proje patlaması bekliyorum Ordu için.

-Yakın zamanda bir görüşmeniz oldu mu sayın Güler ile?

-Evet bir görüşmemiz oldu ve kendisine fikirlerimi söyledim. Gördüğüm kadarıyla yeniliklere tüm heyecanıyla açık bir isim zaten.  Modern bir insan. Ama üretmek ve ikna etmek gerekir. İlk belediye başkanı Süleyman Felek’in torunu olması ile de ayrı bir misyonu var. İsmi de büyük beklenti de büyük o nedenle… Önümüzdeki aylarda bambaşka sürprizlerle karşılaşabiliriz. En büyük handikapı şanssız bir dönemde gelmiş olması. Ancak o şanssızlığını kıracak. Çünkü en büyük avantajı dürüstlüğüdür. Tıpkı Altınordu Belediye Başkanı Aşkın Tören gibi. Yeni nesil siyasetçilere iyi bir örnek oldu Aşkın Tören. Beraber başaracaklarına inancım tam.

-Aşkın Tören deyince aklımıza son sel felaketindeki fotoğraf kareleri geldi. Sizce nasıl yorumlanmalı o kareler?

-Halk içinde karşılık bulacağına inanıyorum. Çünkü hep halkın içinde görüyorum kendisini…

-Alt yapısı yenilenen bir şehirde yaşıyoruz. Buna rağmen selden olumsuz etkileniyoruz. Bu konuda sizin projeniz var mı?

-Aslında ilk defa yerinde müdahaleler yapıldı. Henüz iki yıllık bir altyapıya rağmen kentin sele teslim olması. Demek ki ileriye yönelik düşünülmedi. O sınavdan geçer not alamadılar. Her yıl yağmur ve sel olayını yaşayacağız ama önlem almayı da öğrenmeliyiz. Yöre yöre elektronik denetimlerle müdahale edilmesi gereken yerleri gösteren bir projem var. Yakın zamanda bu projeyi de ilgililere sunmayı planlıyorum.

-Biraz da Orduspor desek…

-Orduspor eskisi ile yenisi ile hiçbir dönemde bu kadar politize olmamıştı. Gündemde olmak için kulüp başkanı olanlar var. Orduspor partiler üstü olmalı. Dışarıdan desteğe evet ama politize olmadan yapılmalı. Bir dönem defterdarlar veya emniyet müdürleri yönetime girerdi. Çünkü güvenirlerdi. Şimdi öyle değil.

-Teşekkürler