Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

Başarının sırrı güncel kalmakta

Birbirinden farklı ünvanları bulunan başarılı işadamı Selçuk Altaş ile “başarının sırrını” konuştuk.

info@karadenizekonomi.com / 2.04.2019

Başarının sırrı güncel kalmakta

Kartvizitinde Özel Namık Altaş Koleji Yönetim Kurulu Başkanlığı, Altaş TV Yönetim Kurulu Başkanlığı, Altaş Yağ Sanayi Finanstan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyeliği gibi birbirinden farklı ünvanlar bulunan başarılı işadamı Selçuk Altaş ile “başarının sırrını” konuştuk.

Kimileri doğuştan şanslı dünyaya gelirler. Bu açıdan bakıldığında Ordu ekonomisine yön veren Altaş ailesinin bireyi olmak gibi bir şansa sahip olmakla birlikte “basamakları” teker teker çıkmış biri olarak tanımlıyor Selçuk bey.

-Kısaca Selçuk Altaş kimdir? sorusunu yönelterek başlayalım sohbetimize…

-1981 Ordu doğumluyum. İmam Hatip Lisesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul ….. Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’nü bitirdim. Okul sonrası kısa bir Almanya maceram, ardından askerlik derken sonrasında aktif iş hayatım başladı. İlk deneyimin inşaat sektöründe oldu. Ondan sonra yağ fabrikası satın alındı oraya geçiş yaptık. Uzmanlık alanım finans ve ekonomi üzerindedir. Yani okulunu, bölümünü okuyup da aynı sektörde çalışan nadir insanlardan biriyim.

-Peki; şu anda üstlendiğiniz görevler nelerdir?

-Özel Namık Altaş oldu Yönetim Kurulu Başkanıyım. Altaş TV’nin yönetim kurulu başkanıyım. Altaş Yağ Sanayi’nin finanstan sorumlu genel müdür yardımcıyım.

-Ordu ekonomisine ciddi katkılar sağlayan bir kuruluşun içinde uzun yıllardır karar vericilerden biri olarak bulunmaktasınız. Altaş’ın pek çok alanda başarılı işletmelere sahip olmasında eğitiminizin katkısını öğrenebilir miyiz?

-Ben eğitimden aldığım her şeyi dibine kadar kullandım ve bu bana üzerine katarak öğrenmeyi sağladı. Aldığım eğitim öncelikle bana nasıl düşünmem gerektiğini öğretti aslında. Yorum yapmayı öğretti ki; bakıldığında işletmeler çok da yoruma dayalı yönetilemezler. Önünüze konan veriler gerçeği yansıtır elbette. Ama sonrasında bu verileri toplayıp yorum yapmak, öngörü geliştirmek ve buna uygun hareket etmektedir başarı. Bu anlamda aldığım eğitim bana sistem kurmayı öğretti işin doğrusu.

-Üniversite öğrencilerinin okurken çalışmalarına nasıl bakıyorsunuz?

-Kesinlikle çalışmalarını öneririm. İnsan kaynakları havuzumuzda şu anda iki bine yakın iş başvurusu var. CV’ler orada duruyor. Neden peki? Yüzde 90’nının hiç bir iş deneyimi yok. Bir eğitimci olarak söylüyorum. Her ne kadar üniversite öğrencisinin önceliği okulunu bitirmek olsa da boş zamanlarını daha efektif değerlendirebilmeli. Çünkü okul sorası hayat acımasız, hele günümüzde çok daha acımasız davranıyor. Biz kuruluşlarımıza başvuranlarda deneyim istiyoruz. Bir yerin kokusunu almış olman lazım. Bu gayreti görmemiz lazım. Nerede çalıştığın önemli değil. Çalıştın mı çalışmadın mı? Garsonluk da olur, hamallık da olur. Demek ki o arkadaş çalışmaya istekli. Ver o arkadaşa taşı sıksın suyunu çıkartsın.

-Bu tür başvurular sizin önünüze geldiğinizde ne yaptığınıza ilişkin bir tüyo verin o halde…

-İlk başta üniversite yıllarında ne yapmış ona bakıyorum ne okuduğuna asla bakmam. Sadece çalışmakta değil. Hangi sosyal kulüplerde aktif rol almış. Kendimden örnek vereyim. Üniversitede henüz birinci sınıftayız. Oturduk altı kişi kulüp kurduk. Ekonomi kulübü kurduk altı kişi. Altı kişi de yönetiminde. Türkiye’de ne kadar iş adamı varsa İstanbul’da tuttuk, getirdik, konferans düzenledik. Bizden öncekiler yapamamışlar, ikna edememişler. Biz onlardan üniversite hocalarımızdan daha fazla ders aldık. Neden? Çünkü iş hayatının tam da göbeğinde bu insanlar. Bunların peşinde koşmak ve aktif olmak gerekiyor. Eğitim dediğin derse gir, çık sınava gir değil. Eğitim hayatın her alanında olması lazım.

-Kurulu bir aile şirketinin içinde olmak bir şans ama hiçbir şey tesadüf değil gibi anlatıyorsunuz. Otomotiv, eğitimi, gıda, medya ve inşaat pek çok alanda varsınız. Girişimciliği ile bilinen biri olarak gençlere ne öneriyorsunuz?

-Biz şöyle yapıyoruz. İşletmelerimize çok sayıda üniversite gezileri düzenleniyor. Kapılarımız hep açıktır. Stajyer konusunda sınırımız yok. Yeterince stajyer alırız ve hepsiyle de mutlaka toplantı yaparız. Niye bu gençler bizim geleceğimiz. Bu gençlere her zaman söylediğimiz şeyi sizlere de söyleyeyim. Onlara derim ki; siz üniversiteye girdiğinizde elinizde boş bir çantanız var. Bu çantanın içini ne kadar doldurursanız o kadar kıymetlisiniz. Bu çantayla buradan boşta çıkabilirsiniz. Hayat benim için yanımda taşıdığım çantadır. Bunun içerisine ne koyarsan sen o kadar kıymetlisin. O kadar iş verilensin.

-Kariyerinizde en önemli dönemeçler ne zaman oldu? Siz ne tür riskler aldınız peki?

Aile şirketi olduğumuz için bu ben pek risk almadım. Riskin hepsini ailemiz almıştı. İşe çaycılıkla başladım, kendi şirketimde çaycılık yaptım. İnşaat malzemeleri taşıdım. Hatta mevcutta olan araçlarımızın hepsini kullanacak yeteneğe de sahibim. Teknede kullanırım, kokpitte kullanırım, kepçede kullanırım, tırda sürerim yapmışlığımda çoktur yani bunların hepsini. Üstüne kata kata buralara kadar çıktık. Kendimizi geliştirerek devam ettik. Ondan sonra dediler ki sen bu yetkiye hakimsin.

-Başarılarınızı sürekli kılmak için neler yapıyorsunuz?

Güncel kalmaya çalışıyoruz. Her şeyi takip ediyoruz, bütün sektörü takip ediyoruz. Çok okuyorum. Hatta üniversitede okumadığım kadar okuyorum. İşimle ilgili her kaynağı okuyorum ve dünya nereye gidiyor diye takip ediyorum.