Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
20.09.2024

Bahadır Baş; ''Şahıslar da konkordato ilan edebilir''

Murat Gürsoy ile Karadeniz Sohbetleri’nde bu hafta ‘konkordato’yu işin uzmanlarına sorduk.

info@karadenizekonomi.com / 5.12.2018

Bahadır Baş; ''Şahıslar da konkordato ilan edebilir''

“İflasta borca batıklık en önemli şarttı. Ama konkordato da borca batıklık öngörülmüyor. Borca batık olmasa dahi şirket nakit akışında bir problem varsa konkordato talep edebiliyor ve en önemli farklardan biri de sermaye şirketi ve kooperatifler yalnız iflas ertelemeye başvurabiliyordu. Buna ilave olarak gerçek kişiler, yani biz şahıs olarak da konkordato ilan edebiliriz.”

 Bilinen ve bilinmeyen yönleri ile konkordato süreci nasıl işliyor? Kimler ilan edebiliyor? Alacaklıların dikkat etmese gerekenler? İflasla konkordato arasında ne fark var? Önceki yıllarda bu tür durumlarda neler yapılıyordu? Konuklarımız Ordu Mali Müşavirler Odası Başkanı Bahadır Baş ve şube genel sekreteri Ender Sönmez sorularımızı birlikte yanıtladılar.

-Yaklaşık iki buçuk yıldır Ordu Mali Müşavirler Odası Başkanı olarak görev yapmaktasınız. Öncelikle bu çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

BAŞ: Evet, iki buçuk yılı dolu dolu geçirmişiz. Üyelerimizle beraber olmaya gayret gösterdik. Meslektaşlarımızı bulundukları yerde ilçelerde ziyaret edip sorunlarını yerinde tespit ettik. Sadece meslektaşlarımızın değil büro çalışanlarımızın sorunlarını da dinledik. Tespitlerimizi ve değerlendirmelerimizi oluşturduktan sonra üst birliğimiz olan TÜRMOB’a ilettik.

-Birazdan ayrıntılarını mutlaka anlatacaksınız ama bugünlerde sanki üzerine en çok eğildiğiniz konu konkordato gibi. Bu konuda siz de pek çok platformda görüş bildiriyorsunuz. Ne istiyorsunuz tam olarak?

BAŞ-İçinden geçtiğimiz ekonomik süreçte en önemli konuların başında arka arkaya yaşanan konkordato ilanları geliyor. Biz mesleğimiz gereği mükelleflerimiz aracılığı ile işin bir tarafındayız. O nedenle konkordato ile ilgili yapılacak yeni düzenlemelerde görüş bildirmemiz son derece normal. Konkordato da mali müşavirlerin görevlendirilmesi ve arabulucu olmasıyla ilgili geçtiğimiz günlerde Ordu milletvekillerimizden Sayın Taşçı, Sayın Torun, Sayın Adıgüzel ve Sayın Enginyurt’u aradım. Bu konuda birliğimiz Türmob’un hazırladığı kanun tekliflerini ilettim. Sağ olsunlar hepsi de ilgilendiler. Gece geç saatlerde de olsa görüşlerimizi dinlediler. Konuyla ilgili mutlaka destek olacaklarını belirttiler.

-Sizlerle mükellefler arasındaki bağı konuşalım biraz da. Nerede başlıyor ve siz onlar adına ne tür işlemler yapıyorsunuz?

BAŞ-Önceliğimiz mükelleflerimiz ile kamu arasında tam anlamıyla bir köprü oluşturmak. Bu nedenle meslektaşlarımız bir sözleşme ile mükelleflerinin beyanname bildirmelerini vergi dairelerine aktarma sorumluluğunu üstleniyor. Niye üçüncü şahısların bilgilerini devlet kurumuna aktarıyoruz? Sistem, ölüm dahi olsa mükellefin yapması gerekenleri zamanında yapması üzerine kurulmuş. Dolayısıyla, beyanname bildirimleri mükelleflerin yasal sorumluluklarıdır. O nedenle bu tür sorumlukları onlar adına biz üstleniyoruz. Allah korusun, birinci derece yakınınızı yitirmiş olabilirsiniz. Maalesef ki gerek vergi kanunları, gerek sosyal güvenlik kanunları bu tür mazeretleri kabul etmiyor. O gün gideceksin beyannameni vereceksin ve bu işlemi yerine getirmezsen bir cezası var diyor.

-Oysa ölüm veya doğum gibi mücbir sebeplerle ilgili süreç yumuşatılabilmeli. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

BAŞ-Aynı şeyleri düşünüyoruz. Devletimize diyoruz ki doğum yapmış kadınlarımız o gün beyannamesini göndermek zorunda ama bu nedenle yapamadı. Bu bir mücbir sebebi olmalı. Onun belli bir süre, çok uzun bir süre olmasın tabi bir veya iki ay ertelense ne olur. Bu konuda bir çalışmamız var. Aslında bizim çok fazla sorunumuz var. Mesleğin doğası gereği belki de. Ve bu sorunları bir panik havasında değil yaşamın gereği olarak görmeliyiz.

-Yaşamın gereği olan başka ne tür sorunlarla karşı karşıyasınız?

-Örneğin, mali tatilimiz var. Bu dönemin amacına uygun planlanmasından yanayız. 1 Temmuz-20 Temmuz arasında mali tatil diyorsunuz ama beyannamelerinizi ayın 25’inde vereceksiniz. Zaten biz 24’ünde veriyorduk onu, bir gün uzatmak tatilinin anlamını kaybettiriyor. Biz diyoruz ki Haziran ve Temmuz ayının işlerini Ağustos ayında verelim. Gerçekten amacına uygun bir tatil olsun. Bu meslektaşlarımızın talebidir. Biz de bu talebi oturduğumuz yerden değil bakın yaptığımız ziyaretlerle oluşturduk.

-Siz sanılanın çok daha üstünde kamusal bir görev üstlenmişsiniz? Doğru mu anladım?

-Tam anlamıyla öyle düşünüyoruz. Bize vergi davalarında mahkemelere dava açma yetkisi verilsin istiyoruz. Çünkü vergi konusunu pek çok hukukçu da bilebilir ama bizim daha yakın olduğumuz alandır. O davanın dilekçesini de biz hazırlayacağız. Dolayısıyla, mahkemeye götürüp bunun davasını açamamak çok doğru bir uygulama değil. Bunun düzeltilmesini istiyoruz. Yine en önemli sorunlarımızdan birisi tahsilat sorunumuz var. Bu tahsilat sorununa da kamunun el atması gerekiyor. Sonuçta, kamu adına devletin bize verdiği egemenlik yetkisi doğrultusunda vergi gelirlerinin, SGK primlerinin oluşmasını sağlıyoruz. Bizim hizmetimiz özel bir hizmet değil. Türkiye’de 110 bin mali müşavir var. 60 bine yakın mali müşavirlik bürosu var. Bu bürolardan hizmeti veriyoruz. Hem vergi hesaplayıp, hem beyanname hazırlayarak bir anlamda zaten denetim yapıyorsunuz. Mükellefin gelir ve giderlerini mükellefe koyuyorsunuz. Bazılarını kabul etmiyorsunuz, sorumluluğunuz gereği bazı belgelerini, bildirimlerini reddediyorsunuz. Bu kolay bir uygulama değil.

-Sayın genel sekreter, sayın başkan az önce bahsetti ama sizden iş dünyasının özellikle Türkiye ekonomisindeki dalgalanmalardan dolayı çok sık duyduğu konkordato ile ilgili süreci anlatmanızı isteyeceğim. Konkordato ve iflas erteleme arasındaki fark nelerdir?

SÖNMEZ- Konkordato aslında yasamızda daha önceden de var olan bir müesseseydi. Fakat işverenler iflas erteleme kurumunu daha çok tercih ediyordu. 2004 sayılı icra iflas kanununu 2018 yılında yeni bir düzenlemeyle yeniden bir işlevsel hale getirilmiştir. Konkordato özellikle borçlarını vadesi geldiği halde ödemeyen ya da ödeyememe tehlikesi altında olan gerçek kişi ya da firmaların tenzilat ya da vade uygulayarak borçlarına yeniden bir yapılandırma olarak değerlendirebiliriz. Konkordato vade konkordatosu, tenzilat konkordatosu ve karma konkordato olarak mali açıdan değerlendirilebilir. Konkordato ile firma arasında en önemli avantaj konkordato ilan ettiğinde geçici müddet verildiğinde alacaklı herhangi bir takip yapamayacak, yapılacak takipler duracak ve bunlara da kamu alacakları da bir zırh koruma sağlanmış olacak. Böylece firma ticari faaliyetlerini aksatmadan yürütüp alacaklılara vadettiği şekilde ödeme şekline sahip olacaktır. Az önce söyledim iflas erteleme kurumu çok kullanılıyordu. Tabi bu borçlu tarafından daha kolay bir uygulamaydı ama kötü niyetli kullanımlarla beraber yalnızca mahkemeyle borçlu arasında gerçekleşen bir süreç, alacaklılar müdahil olamıyordu sisteme çok fazla ve daha süreçleri çok uzun sürüyordu. Dolayısıyla alacaklılarda bir mağduriyet doğuruyordu. Bu nedenle yeniden bir iflas erteleme kaldırılarak konkordato müessesesi daha işlevsel hale getirildi.

-Aralarındaki fark nedir?

SÖNMEZ-En büyük farkları; iflas ertelemede asıl amaç varlıkların korunmasıydı ama konkordato şirketin eğer bir nakite çevrili gayrimenkulü varsa bunu da projeye ön görülerek nakite çevirilip alacaklılara ödemelerin gerçekleştirilmesi sağlanabiliyor. İflasta borca batıklık en önemli şarttı. Ama konkordato da borca batıklık öngörülmüyor. Borca batık olmasa dahi şirket nakit akışında bir problem varsa konkordato talep edebiliyor ve en önemli farklardan biri de sermaye şirketi ve kooperatifler yalnız iflas ertelemeye başvurabiliyordu. Buna ilave olarak gerçek kişiler, yani biz şahıs olarak da konkordato ilan edebiliriz. Kredi borçlarımız ve elden nakit borçlarımız olduğunda biz bunlarla ilgili bir proje yaparak bir konkordato talep edebiliriz. Süre açısından önemli bir işlevsellik geldi. İflas erteleme önce bir yıl ile sınırlıydı. Sonrasında dört yıl daha uzatılabiliyordu. Konkordatoda bu süreç önce 3 ay ve sonrasında 26 aya kadar uzayabiliyor. Daha hızlı bir şekilde alacaklıların alacaklarını hızlı bir şekilde elde etmesini sağlamış oluyor.

-Konkordato talebinde gerekli evraklar nelerdir?

SÖNMEZ – Konkordato talebinde gerekli evraklar özellikle borçlu firmanın bir ön proje düzenlemesi gerekiyor. Yani, ben borçlarımı nasıl öderim, mevcut durumum nedir? Alacaklılar kim ve bunlara nasıl bir plan yapıyorum? sorularına yanıt bulmalıdır.

BAŞ – Belki de en önemli olan bu. İşin başlangıç noktası aynı zamanda. Burayı yani gömleğin ilk düğmesini doğru ilikleyemezseniz tamamı yanlış gidecektir.

Sönmez- Aslında Başkan’ımın da ifade ettiği gibi ön proje aslında en kritik nokta eğer ön projeniz sağlam, somut verilere dayanmıyorsa…

-Nelere dikkat etmek lazım bu ön projede?

SÖNMEZ- Ön proje özetle şirketin geçmiş yıl mali verileri özellikle son 3 yılda ne kadar bir satış hasılatı oldu, karlıklar ne, varlıkların değişimi ne? Şimdi ki durum ve gelecekte bir projeksiyon sağlayarak ben gelecekte şu şekil bir hedef belirliyorum ve karlılığımı oluşturacağım ve şirketimin ve şahsıma sahip olmuş olduğum varlıkların şirkete nakit, sermaye aktarımı ya da satışlarını gerçekleştirerek firmanın finansal yapısını daha da gerçekleştireceğim ve burada bu alacaklıların hakkını koruyarak ödemelerimi gerçekleştireceğim ama burada ödemeyi gerçekleştirirken hem vade yapabilir eğer şartlar gerçekleşirse tenzilat yani 100 lira bir borcunu 80 lirada teklif edebilir indirimde uygulayabilir. Ayrıca gerekli evrakları alarak borçlunun mal varlığını gösteren belgeleri dosyaya sunması gerekiyor. Bir de şunu ortaya koyması gerekiyor. Borçlunun eğer iflas ederse alacaklının eline geçen miktar, konkordato talebi kabul edilirse alacaklılarının tahsil edeceği miktardan daha az bir değerle satılacaktır. Dolayısıyla alacaklılar yüzde 20 yüzde 30 gibi rakamlarını tahsil edememe imkanına sahip olacaktır.

-Alacaklılar nelere dikkat etmeli peki?

SÖNMEZ- Alacaklı olduğumuz firma konkordato ilan etmiş, bu durumda ne yapacağız? Konkordatonun bir ilan süreci var. Eğer firma konkordato talep edip mahkeme kabul etti ise derhal hemen ticaret sicil gazetesinde ilan ediliyor. Şirketin ilan ettiği ve 7 gün içerisinde alacak tutarına herhangi bir itirazı varsa itirazını mahkemeye sunması gerekiyor alacaklının. Özellikle şunları tavsiye ediyoruz. Alacaklı iseniz mutlaka talep eden firmanın mecralarının, bilançolarını mutlaka inceleyin, alacak miktarınızın doğru olup olmadığını kontrol edin çünkü projeye miktar ettiği talep ne ise ortadaki projede onlar değerlendirilecektir. Farklılık söz konusu ise farklı bir hukuki süreç başlatması gerekiyor. Alacaklılar bu açıdan bunlara dikkat etmelidir. Bir de ben ön projede şunu söylemek istiyorum mutlaka bir meslek mensubu mali müşavirden destek almaları gerekir ön proje hazırlarken. Özellikle kendi aldığı mali müşavire de finansal yapısını, kayıt durumunu mutlak surette kontrol ettirmelidir. Çünkü sistemde karşılaşıyoruz alacak miktarında ya da borç miktarında farklılıklar söz konusu oluyor. Bu da mahkemede süreçleri etkileyebilir.

-Sayın Başkan sizin de bu güncel konuda konkordato konusunda gelişme hakkında katkı yapmanız gereken konular nelerdir?

Baş- Şimdi ben şöyle katkı yapmak istiyorum. Konkordato belki de yanlış algılanıyor. Trend gibi, ben konkordato ilan edeceğim, etmek istiyorum dediği bir süreçten, bir bilgi yanlışlığından söz ediyoruz. Aslolan iyi niyetli borçlunun borç ödeme kabiliyetinin azalması ya da borcunu ödeyememe gibi durumlarda sistemin kendine bir hukuki güvenlik vermesi aslında…

-Ticari kriter oluştu mu? Kimler konkordato ilan edebilir?

Baş- Aslında şöyle diyor borcunu ödeyemeyen “iyi niyetli kişi” diyor…

-Ödeyememenin kriteri ne? Adam şimdi ben konkordato ilan ediyorum diyor altında milyon liralık araba ile geziyor. Nasıl oluyor bu işler?

BAŞ- Aslında çok doğru söylüyorsunuz bu tür riskler de var. Konkordato şu aslında bir süreç, bir teklifte bulunuyor, bir anlaşma yani. Borçluyla alacaklıların hukukun ve mahkemenin ve onun atacağı komiserlerin nezaretinde anlaşması. Geçici mühlet dediği, geçici bir süre veriyor ama bunların hiçbiri konkordato değil. Konkordato da hakimin ben bu teklifi borçluyu ve alacaklıyı bir araya getirdim, benim atadığım komiserlerin garantisinde ben bu süreci kabul ediyorum diyor. Ama devlet sizin söylediğiniz bu kötü niyetli olayları tespit ettiği için herkesin konkordato ilan etme gibi bir düşüncesi oluştuğu için buna bir önlem getirdi ve tasarı hazırladı. Bugünlerde de mecliste görüşülüyor. Orada dedi ki kardeşim bu konkordato süreci başlamadan önce dedi arabulucuya gideceksin veya bir bağımsız denetim şirketinden rapor alacaksın, bağımsız denetim şirketinin verdiği raporda da diyor bağımsız denetim şirketi hata yaparsa diyor ben onu sorumlu tutacağım diyor. Sizin söylediğiniz sistemde başka kriterler getirmeye başladı. Bu sizin söylediğiniz sözleri sistemde algıladı. Konkordato ilan etmenin böyle güzel, şatafatlı herkese tavsiye edilecek bir tarafı yok. Bu ben ekonomik zorluktayım demektir.

-Yeni sürece ilişkin verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ediyoruz..