Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
20.09.2024

​Umut 2019’un ikinci yarısında

Karadeniz Ekonomi Gazetesi’ne çarpıcı açıklamalarda bulunan sanayici iş adamı Nejdet Gürsoy’a göre yatırım iklimi yüksek faizlerin reel sektörün üzerinden alınması ile sağlanabilecek.

info@karadenizekonomi.com / 16.01.2019

​Umut 2019’un ikinci yarısında

Fındık sanayicisi işadamı Nejdet Gürsoy, bu yüksek enflasyon ve yüksek faizle bırakın yatırım yapmayı mevcut yatırımları korumanın bile zor olduğunu söyledi. Herkesin küçülmeyi seçeceğini, bu yıl Türkiye’yi zor ve durgun bir ekonomi beklediğini ifade eden Gürsoy, toparlanmayı 2019 yılının ikinci yarısında bekliyor.

Gürsoy ekonomik durum ve beklentilerine ilişkin sorularımıza şu yanıtı verdi:

“2018 yılının ikinci yarısında Türk Lirası’nın değer kaybetmesi, yükselen enflasyon ve bununla birlikte yavaşlayan büyüme hızı sonucunda ekonomimiz oldukça yıprandı. Yüksek faizler, yüksek enflasyon reel sektöre, üreten kesime büyük zararlar vermiştir. Çıkış yolu üreten kesimi güçlü tutmaktan ve üretim ortamını sağlamaktan geçiyor. Geçen yılın Ocak ayında yüzde 10,5 olan enflasyon Ekim ayında yüzde 25’lere kadar yükseldi. Alınan önlemlerle ki; bunlar arasında beyaz eşyada ve otomotivde ÖTV’nin indirilmesi. Mobilyada KDV’nin indirilmesini, akaryakıt fiyatlarındaki düşüşü sayabiliriz, bu önlemler sonrasında Kasım ayında enflasyon yüzde 21’lere kadar geriledi. Ama objektif bakmak gerekirse 2019’un ilk yarısında ekonominin durgun geçeceğini öngörüyorum. Baktığımız zaman dünya konjonktüründe yaşanacak gelişmeler ve Türkiye’nin özellikle 2019’da ödeyeceği 75 milyar liralık dış borcu da düşünürsek ekonominin durağan seyredeceğini düşünüyorum. Merkez Bankası’nın duruşunun ve özellikle 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerin sonuçlarının da Türk ekonomisine yön vereceğine inanıyorum. Merkez Bankası elindeki rezerv paraları iyi kullanamazsa Türk Lirası değer kaybedecek ve döviz kuru yine artacaktır. Bu da yüksek enflasyon beklentisi anlamına geliyor. Ekonomistler de yılın ilk yarısında piyasalarda resesyon beklentisini göz ardı etmiyorlar. Durgun ve zor bir ekonomik süreç bizi bekliyor. Bunu da yönlendirecek olan yerel seçimlerinden sonra alınacak pozisyonlardır.”

Krizden nasıl çıkılır?

Reel sektör üreten kesim desteklenmeli devlet tarafından güçlü tutulmalıdır, diyen duayen işadamı Gürsoy, “Reel sektörün yüksek banka faizlerinin altında ezilmesine müsaade edilmemelidir. Doğal olarak tüketeceksin ki üretim de olsun. Aynı şekilde üreteceksin ki tüketim de olsun. Burada dengeyi iyi kurmak gerekiyor. Fazla tüketimin olduğu yerde üretim az ise o zaman dışa bağımlılık söz konusu olacak. Dengeyi sağlamak için her şeyden önce üretmek zorundayız. Örneğin Ordu, Fatsa, Ünye OSB’ler acilen kamulaştırmalar tamamlanmalı ve yatırım iklimi sanayici için oluşturulmalıdır. Özellikle gıda sanayinde ve ağır sanayide mutlaka yerli üretime ağırlık vermemiz gerekiyor. Aksi taktirde dışa bağımlı bir ülke olarak kalırız. Bu da ekonomimizi olumsuz yönde etkiler” dedi. MURAT GÜRSOY